Et Balık’daki skandalı müfettiş raporu doğruladı

Güncelleme Tarihi:

Et Balık’daki skandalı müfettiş raporu doğruladı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2012 12:28

Et Balık Kurumu merkez ve taşra teşkilatı yöneticilerinin de aralarında olduğu 12 sanıklı davada, kurum müfettişleri hazırladıkları raporu mahkeme sundu. Başmüfettiş Ş. Şahin Bozdoğan ve M.Nihat Belligün’ün imzasını taşıyan rapor çarpıcı tespitler içeriyor. Raporda, yargılanan Et Balık personelinden 4’ünün memuriyetten çıkarılmaları isteniyor. Rapora göre, kuruma 'niteliksiz' etler verildi. Kuruma ait etler özel mezbahanede çalındı. İthal edilen hayvanların tutulduğu depoda yüzlerce hayvan ortada yok. Sorumlular, depodaki açığı kapatmak için kimi zaman gelen başka hayvanların sayısını düşük gösterdi, kimi zaman ölen hayvan sayısı olduğundan fazla gösterildi.

Haberin Devamı

1 Ekim’de tamamlanarak dava dosyasına sunulan 93 sayfalık raporda yer alan tespitler ve dava dosyasına giren telefon konuşmaları özetle şöyle:

FİRMA EKSİK HAYVAN TESLİM ETTİ: Et Balık ihalelerini kazanan Ürdünlü Hijazi &Ghosheh firması sözleşmeye aykırı bir biçimde 70 hayvanı kurumumuza teslim etmedi. Ancak bu durum tutanağa yansıtılmadı. Söz konusu hayvanlar Hijazi'ye ait Çorlu’daki çiftliğe götürüldü. Firma söz konusu hayvanlara gümrük vergisi ve fon ödemeden sahip oldu. Devletin vergi kaybı oluştu.

Eksik 70 hayvan için daha sonra söz konusu firmadan 113 hayvan alındı. Kurum personeli M. Sami Cüceloğlu, Zekeriya Güler ve İbrahim Karakuzu, yetkileri olmamasına karşın böyle bir işlem yaptı. Yine, altı aylık sürede 19 bin 582 canlı hayvan ithal edildi. Söz konusu hayvanlardan 339’unun yolda telef olduğu belirtildi. Ancak yalnızca 200 hayvan için ölüm raporu tutuldu. Geride kalan 139 hayvan için herhangi bir rapor sunulmadı. Bu hayvanlar, ithalatçı firmaya (Hijazi Gosheh) kalmış olabilir. Firma devlet aleyhine haksız kazanç elde etti. Veteriner raporu olmadan beyana dayalı ölümleri kabul eden kurum personeli kusurlu davrandı.

Haberin Devamı

'ETLER ÇAMURLU VE KANLI GELİYORDU': Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı fezlekede, 'kuruma ait etler çalındığı, eksik et teslim

 
'ETLER MOSMOR OLUYOR'

Et Balık’ın en büyük hayvan tedarikçisi Ürdünlü Hijazi adına çalışan Zafer Yıldırım ile Lüleburgaz’daki Büyükkarıştıran Mezbahanesi’nin sahibi Turgut İtikyıldırım arasında geçen geçtiğimiz 3 Haziran tarihli telefon görüşmesi kayıtlara şu şekilde geçti:

T.İ.: Ya bunlar (etler) mosmor oluyor. Dolaba da koyamıyorum. Abi bunlar çok bozuk. Bak bu buzhanede şimdi mal var bizim. Çok kokuyorlar ha bunların hepsini şimdi yükledim.

Z.Y.: Benim arabam orada.

T.İ.: Araba çıktı doldurduk derileri, kelleleri

Z.Y.: Tamam çok güzel abi

T.İ.: İyi nasıl yapacağız. Bunları buzhaneye koyamadın mı… Mal da bozulur ne yapalım sen bana söyle.

Z.Y.: Tamam sıkıntı yok şimdi bir tane daha kestim ben gönderiyorum.

T.İ.: Bir tane mi var.

Z.Y.: He akşam üstü belki üç beş tane daha çıkar abi.

T.İ.: Abi üç beş çıkarsa nereye koyayım. Baba çok bozuk abim ya. Biraz hadi normal olsa etleri benim bir tane buzhane var.

Z.Y.: Arızalı böyle koku yapan şey olursa temizliğini yapalım.

Haberin Devamı

edildiği, kuruma ait hayvanlar ile piyasadan toplanan daha zayıf ve hastalıklı hayvanların değiştirildiği, bozulmuş ve sağlık bakımından sakıncalı etler ile ölmüş hayvan etlerinin kuruma ait etler ile değiştirilerek Kurum'a teslim edildiği" hususları yer aldı. 

Özel mezbahanede Kurum’a bağlı bir personel görevlendirilmedi. Kuruma ait hayvanlara ait etler ve sakatatlar özel mezbahaneden Sakarya Kombinası’na sevkedildiği süreçte değiştirildi, eksiltildi. Daha niteliksiz et ile sakatatlar Kurum’a teslim edildi. Suistimal niteliğindeki  uygulama ve işlemler imkân dahilinde. Kurum çalışanlarından Selami Şahin'in ifadesi:“Büyükkarıştıran’da gelen etler genelde damgasızdı. Bir kısmında çamur, kan izi, apse, ezilme kokuşma vardı. İmha edilen et olup olmadığını bilmiyorum." Kantar Sorumlusu Özcan Kızlap'ın ifadesi: "Sevkiyat genelde mesai bitiminde, akşam ya da gece geç saatlerde yapılıyordu.  Bu mezbahaneden gönderilen etlerin hepsinin hijyenik şartlarda üretildiğini söyleyemem." 

Haberin Devamı

HAYVANLAR ÖLDÜ AMA TUTANAK YOK:  Lüleburgaz’daki Türkgeldi Canlı Hayvan Deposu’nda 162 hayvan kayıtlarda görünmüyor. Sakarya Kombina Müdürü Zekeriya Güler ve Depo Amiri İbrahim Karakuzu bu durumu ‘ölüm’ olayına bağladı. Ancak bunu belgeleyen herhangi bir kayıt veya tutanak yok. Canlı hayvan deposunda oluşan açıklık üç yolla kapatılmaya çalışıldı. Birincisi gelen başka parti hayvanlar eksik gösterildi, hayvanlar ölmediği halde öldü gösterildi veya ölü hayvan sayısı fazla gösterildi. Depoya yapılan hayvan girişi ve çıkışlara ait kayıt yok.  Sorumlular söz konusu noksanlığı ölüm olarak açıklıyorsa mahkeme teknik bir inceleme (kazı) yaptırabilir. Tesis amiri (İbrahim Karakuzu) zimmet suçu işledi. Kombina Müdürü (Zekeriya Güler) ise zimmete iştirak etti.

Haberin Devamı

SIĞIR YERİNE KOYUN KESİLMİŞ GİBİ: Kuruma ait zaruri kesimi yapılması gereken hayvanlar özel mezbahanede kesildi. Tartım fişleri incelendiğinde, kuruma ait hayvanlarda kesime ilk başlanan günlerde ortalama karkas ağırlığı 160-220 kilo arasındaydı. Ancak 5 Kasım 2011’den itibaren bu rakam düşmeye başladı. Bu şekilde onlarca fiş kaydı var.  Söz konusu fişlerin bazılarında kurum ait etlerin karkas ağırlığının 114 Kgr., 121 Kgr, 138 Kgr, 123 Kgr olduğu görülüyor. Hatta bu yılın Şubat ayına ait bazı fişlerde 99 Kgr,  127 Kgr,  89 Kgr.’a kadar düştü.

KASAP BUTON DERDİNDE!: Özel mezbahanede kesimi yapılan kurumumuza ait sığır etlerinin tartımı için 5 Kgr.’lık sığır kancası yerine 8 Kgr.’lık koyun kancası kullanıldı. Kantarın ekranında bu daralar kayıtlı. Hangi daraya basılsa o dara miktarı et miktarından otomatikman düşülüyor. Kurumumuza ait sığır etlerinin tartımı sırasında kuzu kanca darasının olduğu butona basıldı. Dönem içinde kesilen 1.111 adet canlı hayvanın kesimi sırasında 115 adedi 5 Kgr.’lık sığır kancası darası ile tartıldı. Kalan 996 adedi ise 8 Kgr.’lık kuzu kancası darası ile tartıldı. Bu işlem muhtemelen, sığır etlerinde çalınan kısımlara ait açığı kapatmak için yapıldı.

Haberin Devamı

SORUMLULARDAN TAHSİL EDİLSİN: Öldü denilen 162 hayvanın değeri 455 bin 457 TL. Yine, mezbahaneye gönderilen hayvanlar yerine piyasadan toplatılan daha zayıf hayvanlar nedeni ile kurumuz, mezbahane eli ile 979.902 TL zarara uğratıldı.

Yine sığır kancası yerine kuzu kancası darası düşürülerek kurum 41.832 TL zarara uğratıldı. Toplamda 1 milyon 21 bin lirayı bulan zarar mezbahane sahibi

 
SAVCIDAN DEDE NASİHATİ!
Kırıklareli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 12 sanıklı dava dosyasına giren sanık ifadeleri ve telefon tapeleri ise dikkat çekici ayrıntılar içeriyor. Ürdünlü Hijazi firmasının adına çalışan sanık Fırat Yıldırım geçtiğimiz 20 Kasım’da yapılan duruşmada şunları söyledi: “Lüleburgaz savcılığına iki kez ifade verdim. İlkinde serbest bırakıldım ikincisinde tutuklandım. Savcı Bey bana, 70 hayvanın benim talimatım üzerine Angos’un (Hijazi’nin Çorlu’daki çiftliği) kendi çiftliğine götürüldüğünü, taşıyıcılar Kooperatifi’ne benim telefon açtığımı bu yüzden beni tutuklamaya sevk edeceğini, devletin çeşmesinden su içilmemesini, içildiği zaman böyle olduğunu ve bunun da dede nasihati olduğunu söyledi.”

 Turgut İtikyıldırım’dan tahsil edilmeli. Yine imha edildiği söylenen ancak kaydı tutulmayan etler nedeni ile kurumun zararı 83 bin 106 lira. Bu zarar öncelikle mezbahane sahibi İtikyıldırım’dan, tahsil edilememesi durumunda kurum personeli İbrahim Karakuzu Zekeriya Güler ve Abdulkadir Demirelden tahsil edilmeli.

MEMURİYETTEN ÇIKARILSINLAR: Et Balık Kurumu Ticaret ve Pazarlama Dairesi Başkanı M. Sami Cüceloğlu, Sakarya Kombina Müdürü Zekeriya Güler, İşletme Şefi Abdulkadir Demirel,  Türkgeldi Canlı Hayvan Deposu Amiri İbrahim Karakuzu, memuriyetten çıkarılsın. Muayene ve Kabul Komisyonu üyeleri Ahmet Turan Özgüner, Sakine Salman Akgün, Mehmet Uluçınar ve Sadık Bağatur’a maaş cezası verilsin. Memur Mehmet Ali Tülek de kınama cezası verilsin.

YEM BİTTİ, TİGEM’İN KUYUSUNA DADANDI
Pazarlama Daire Başkanı M. Sami Cüceloğlu ile Canlı Hayvan Deposu Amiri İbrahim Karakuzu, geçtiğimiz 16 Mayıs’ta yaptıkları telefon görüşmesinde yem sorununu konuştu. Karakuzu, kendilerine ait yemin bittiğini anlatarak şunları söylüyor: “Burada TİGEM’in bin küsur ton silacı (hayvan yemi) var. Ben açtım habersiz yediriyorum. Yarın başımız ağrıyacak. Zekeriya Bey (Kombina Müdürü Zekeriya Güler) 'yedir' diyor. Dedim müdür bey 'adam yarın gelecek. Benim silacımı niye yedirdin' diyecek. 'Parasını verme durumumuz var mı' diyorum, 'yok' diyor. Bir taraftan da diyor ki 'yedir silacı' Biliyorsunuz adamların (TİGEM’in) silacı bizim telin içerisinde. Orada iki kuyu silaçları var. Bir tanesini yarıya indirdim. Şimdi hissetmesinler diye ikinciyi açtırdık.”

Cüceloğlu ise buna karşılık “Bir gün oradan biri geçecek. Nerde lan bizim silac diyecek. Sonra seni hırsızlıktan içeri atacaklar” diyor.

 dgokce@hurriyet.com.tr

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!