Eczacıbaşı'nın çevreci uygulamalarına bağımsız denetim

Güncelleme Tarihi:

Eczacıbaşının çevreci uygulamalarına bağımsız denetim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2010 17:37

Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) Türkiye’den ilk üyesi olan Eczacıbaşı Topluluğu, üretim süreçlerinde gerçekleşen enerji tüketimi ve karbon emisyonu rakamlarını gönüllü bir girişim olarak, bağımsız denetim kuruluşu, PricewaterhouseCoopers'ın (PwC) denetim ve güvencesinde kamuoyu ile paylaşma kararı aldı.

Eczacıbaşı Topluluğu sürdürülebilir kalkınmayı yaşam felsefesine dönüştürmek üretimde enerji ve su tüketimini azaltmak, çevreye salınan zararlı emisyonların en aza indirilmesini sağlamak ve atıkların büyük oranda yeniden üretime kazandırılmasını gerçekleştirmek amacıyla 2007 yılından bu yana yoğun olarak yürütmekte olduğu çalışmalarda yeni bir sürece girdi.

Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) Türkiye’den ilk üyesi olan Eczacıbaşı Topluluğu, üretim süreçlerinde gerçekleşen enerji tüketimi ve karbon emisyonu rakamlarını gönüllü bir girişim olarak, bağımsız denetim kuruluşu PricewaterhouseCoopers'ın (PwC) denetim ve güvencesinde kamuoyu ile paylaşma kararı aldı.

Eczacıbaşı Topluluğu 2009 Sürdürülebilirlik Raporu’nda yer alan ve PwC tarafından güvence çalışması gerçekleştirilmiş verilere göre, Eczacıbaşı Topluluğu’nun Türkiye’deki üretim tesislerinin konsolide enerji tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,8 azaltılarak 1 milyon 59 bin 836 Megawata ( MWh) gerilerken, üretimden kaynaklanan konsolide karbon emisyonu da bir önceki yıla göre yüzde 9,1 düşüşle 263 bin 935 tona indi.

ENERJİ VE SU TÜKETİMİ GELECEK BEŞ YILDA YÜZDE 10 DAHA DÜŞÜRÜLECEK

Sürdürülebilirlik Raporu’nda, bu verilerin yanı sıra, eko-verimlilik çalışmaları sonucunda Topluluğun 2009 yılındaki konsolide su tüketiminin de, 2008 yılına oranla yüzde 15,4 azaltılarak 1 milyon 651 bin 710 metreküpe gerilediği açıklandı. Öte yandan, Eczacıbaşı Topluluğu’nun, üretimde ton başına tüketilen enerji miktarındaki düşüş yüzde 8,1, üretimde ton başına karbon emisyonundaki düşüş ise yüzde 7,3 olarak gerçekleşti. Üretimde ton başına harcanan su miktarındaki düşüş de yüzde 9,6 oldu. Eczacıbaşı Topluluğu gelecek beş yıl içinde de üretimde kullandığı elektrik ve su tüketimini de yüzde 10 oranında azaltmayı planlıyor.

Raporun açıklanması amacıyla İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında bir değerlendirme yapan Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr. Erdal Karamercan, tüm dünyanın, çevreyi ve tükenmekte olan doğal kaynakları korumaktan başka çaresi olmadığını görmeye başladığını belirterek, “Bu noktada, hem bireyler olarak bizlere, hem de devletlere ve de özellikle iş dünyasına çok önemli görevler düşüyor. İş dünyası, iş yapma biçimlerini gözden geçirerek, somut aksiyonlar almak ve sürdürülebilir kalkınma olmadan geleceğini planlayamayacağını bilerek hareket etmek zorunda. Bu doğrultuda da, inovasyon ile sürdürülebilir kalkınma gereksinimini birleştiren yeni yönetsel yaklaşımlara ihtiyaç var” dedi.

"ARTIK SOSYAL SORUMLULUK PROJESİNİN ÖTESİNE GEÇTİ"

Kaynakların tükenir hale gelmesinin, geleneksel üretim biçimlerinde ısrar eden, sürdürülebilir üretim ve yönetim biçimleri üzerine kafa yormayan şirketlerin varlığını da tehdit ettiğine dikkat çeken Karamercan, “Bu konu, artık bir sosyal sorumluluk projesi gibi algılanmanın çok ötesine geçerek, şirketlerin geleceklerini planlayabilmeleri için zorunluluk haline gelmiş bulunuyor” diye konuştu.

İş dünyasının ve insan yaşamının gereksinimleriyle, doğal kaynakların sürdürülebilirliği arasında denge kurmayı hedefleyen sürdürülebilir kalkınma alanındaki çalışmalara 2006 yılında başladıklarını ifade eden Karamercan, “Topluluğumuzun sürdürülebilir rekabet gücünü artırmak için inovasyon çalışmaları ile sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin yarattığı katma değerden yararlanmak, temel amaçlarımız arasında yer alıyor. İnanıyorum ki, sürdürülebilir kalkınmanın değerleri pazar mekanizmaları içine entegre edilebilir ve kuruluşlarımız toplumsal ve çevresel tehditlere yanıt verebilecek biçimde yönetilebilirse, gelecek nesillere sürdürülebilir ve kaliteli bir yaşam sunumunda da öncü oluruz” dedi.

PwC tarafından güvence çalışması gerçekleştirilmiş konsolide enerji ve karbon emisyonu verilerinin, Eczacıbaşı Topluluğu’nun Türkiye’deki 27 üretim tesisini ve bu tesislerdeki arıtma sistemlerini, depoları, laboratuvarları ve yönetim binalarını kapsadığını belirten Erdal Karamercan, gelecek yıllarda Eczacıbaşı’nın yurtdışında sahip olduğu kuruluşlarla veri toplama konusunda gerekli çalışmaların yapılacağını, karbon salınım miktarları ile ilgili güvence çalışmasının gerçekleştirileceğini ve su tüketimi ile ilgili çalışmaların değerlendirileceğini söyledi. Karamercan, bir soru üzerine, Eczacıbaşı Topluluğu'nda verimlilik ilkesi gereği seyahat giderlerinin azaldığını ve bu yolla karbon salınımına katkılarının düştüğüne dikkat çekerek " Etkin bir şekilde kullandığımız tele konferans sistemi ile artık birçok seyahat gereği ortadan kalktı" dedi.

118 MİLYON DOLAR TASARRUF

Toplantıda konuşan Eczacıbaşı Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilir Kalkınma Koordinatörü Okşan Atilla Sanön de, tüm dünyadaki karbon salınımının yılda toplam 29 milyar tonu aştığını ifade etti. Sanön, “Yapılacak iyileştirmelerle sağlanacak sadece yüzde 1’lik düşüşün bile dünyamıza her yıl yaklaşık 300 milyon ton daha az karbon salınımı anlamına geldiğini düşünürsek, sürdürülebilir kalkınma çalışmalarının önemi daha iyi anlaşılacaktır” dedi.

Sanön, Eczacıbaşı Topluluğu'nun bir üretim, tasarım ve yönetim felsefesi olarak Blue Life (Mavi Yaşam) felsefesini benimsediğini ifade ederek üretim kaynaklı CO2 emisyonlarının 200'e göre yüzde 9.1 oranında azaldığını ve 290 bin tondan 263.9 bin tona indiğini söyledi. Sanön, toplam rakamların yanı sıra ton başına sağlanan iyileştirmeleri de açıklamalrının önemine değinerek " Bu iyileştirmeler üretimdeki artış ve azalışlardan bağımsızdır. Bu şekilde aynı miktardaki üretimi gerçekleştirmek için ne kadar enerjide ne kadar iyileştirme yapmış olduğumuzu görebiliyoruz" dedi.

Sürdürülebilir kalkınma ile inovasyon arasındaki ilişkiye de değinen Sanön, Eczacıbaşı Topluluğu’nda 1999’dan bu yana çalışanlar tarafından hayata geçirilen ve gerek enerji gerek doğal kaynak tasarrufu sağlayan 197 inovatif projenin Topluluğa katkısının da 118 milyon dolara ulaştığını söyledi. Yapı Ürünleri Grubu fabrikalarında atık kağıt geri kazanım ve geri dönüşümleri sayesinde her yıl 17 bin 178 ağacı kesimden kurtardıklarını söyleyen Sanön, "Toplam 242 üründe Blue Life konsepti içinde sürekli iyileştirmeler yapılırken, aynı zamanda ürünlerimizi kullanan tüketicilerin de bilinçlenmesi için de yoğun çaba harcıyoruz" dedi.

Konuşmasında, Eczacıbaşı Topluluğu’ndaki eşit kariyer gelişim fırsatları konusunda da bilgi veren Sanön, beyaz yakalı çalışanlar arasındaki kadın çalışan oranının yüzde 34 olduğunu, yetkinlik ve yöneticilik değerlendirme programına katılan kadın çalışan oranının ise yüzde 47’ye yükseldiğini belirtti.

KATI ATIKLARDA YÜZDE 100 GERİ KAZANIM

Eczacıbaşı Topluluğu’nda sürdürülebilir kalkınma çalışmalarından örnekler veren Sanön, VitrA’nın kırık ürünleri, arıtma çıkış çamuru ve alçı kalıp atıklarının çimento üretiminde “alternatif hammadde” olarak kullanılması sonucunda seramik bazlı katı atıkların yüzde 100 geri dönüşümünün sağlandığını söyledi. Sanön'ün verdiği bilgiye göre, diğer önemli tasarruflar da şöyle sıralanıyor:

-VitrA’nın arıtımdan geçmiş toplam atık su geri kullanımı yüzde 26’dan yüzde 50’ye çıkarıldı.

-Düşük fırın sıcaklığı ve termal şok direnci kullanılarak atıklar yüzde 30, doğalgaz kullanımı ise yüzde 15 oranında azaltıldı.

-Karo fırınındaki atık ısı, kurutma prosesinde kullanarak doğalgaz tüketimi 2010’un ilk çeyreğinde yüzde 45 azaltıldı.

-Eczacıbaşı-Baxter’da bir litre serum üretimi için kullanılan su miktarı 1995 yılından bu yana yüzde 91 azaltılarak 3.2 litreye düşürüldü.

-İpek Kağıt’ta üretimde ton başına kullanılan su miktarı üç yılda yüzde 26.5 azaltıldı. Sürdürülebilir Orman Yönetimi’ni destekleyen Selpak, üretimde kullandığı selülozun tamamını sertifikalı tedarikçilerden sağlıyor.

-Eczacıbaşı-Lincoln Electric Askaynak’ın yeni tesisindeki merkezi banyo ve arıtma sistemi ile sülfürik asit kullanımı yüzde 49, bakır sülfat kullanımı yüzde 20, sıvı sabun kullanımı yüzde 76 azaltıldı.

-VitrA 2004 yılında Türkiye’de klozetlerde kullanılan su miktarını, özel iç takım sayesinde 4,5 lt’ye düşürdü. 2008’de ise 4 lt ile yıkama yapan ilk klozeti üreterek, LGA onayı aldı. Bu teknolojiyi tüm ürünlerinde kullanmak üzere çalışmalarına devam eden VitrA, yeni geliştirdiği sistem sayesinde, halen kullanılan rezervuarları, isteğe göre 3 ya da 6 litre ile yıkama yapabilecek şekle dönüştürebiliyor. Böylece yüzde 40 su tasarrufu sağlanabiliyor.

-242 adet su tasarruflu ürün sunan VitrA ve Artema ürünlerinin, dört kişilik bir ailenin yıllık su tüketiminde sağladığı tasarruf yüzde 50’ye ulaştı. VitrA ve Artema’nın su tasarruflu ürünleri ile bir evde yılda toplam 190 ton su tasarrufu sağlanabiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!