Çirkin misilleme büyüyor

Güncelleme Tarihi:

Çirkin misilleme büyüyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'nin AB'den canlı hayvan ve et ithalatına getirdiği kısıtlamaya karşı başlatılan ‘‘çirkin misilleme’’ kapsamı genişliyor. Türkiye'den canlı balık ve deniz ürünleri ithalatını yasaklayan AB, şimdi de fındık, salça ve karpuz için Türkiye'ye geçen yıl imzalanan Tarım Anlaşması ile tanınan ek kotaları donduruyor. AB ayrıca, bu ürünlere kota kapsamında yapılan ithalatta da ek vergi uygulamaya hazırlanıyor.

Canlı hayvan ve et ithalatını durdurma karşılığında, AB'nin Türkiye'ye karşı uygulamaya koyduğu misillemenin hayli kapsamlı bir plana sahip olduğu ve bedelinin yüksek olacağı ortaya çıktı. AB'nin misilleme için yaptığı planda ilk aşamada Türkiye'den ithal edilen fındık, salça ve karpuzda, daha önce verilen ek kotaları dondurma kararının yeraldığı, hemen ardından bu ürünlere telafi edici ve ek vergiler koymayı planladığı öğrenildi. AB'nin canlı hayvan ve et ithalatının durdurulmasına karşı giriştiği misilleme planında en büyük zararın salça ihracatında gerçekleşeceği öğrenildi. Yetkililer AB'nin Türkiye'den yaptığı salça ithalatında yüzde 15.6 oranında ek vergi koymayı planladığını belirtirlerken, bu ek verginin Türkiye'nin 30 milyon dolar olan AB'ye salça ihracatının tümüyle durmasına neden olabileceğini söylediler.

Bunun salçada Türkiye'nin 7,5 trilyon lirayı aşkın zarara uğraması anlamına geleceğini belirten yetkililer, ‘‘Geçen yıl salçadaki 30 bin tonluk kotayı kullanamadık ama bu yıl domates üretiminin çok iyi olması bu nedenle kota kadar ihracat yapılması bekleniyordu’’ dediler. Salça ihracatının tek başına değerlendirilemeyeceğini kaydeden yetkililer, bu kısıtlamanın domates üreticilerine kadar inen zincirleme etki yaratacağını, bu durumun AB'nin kısıtlamasının yaratacağı zararın en önemli kanıtı olduğunu kaydettiler.

ZARARI ENGELLERİZ

Salça ihracatına büyük zarar vermesi beklenen AB misillemesinin, ihraç miktarı çok büyük olmadığı için karpuz ihracatını ise daha küçük çapta etkileyeceğini söylediler. Türkiye'nin temel ihraç ürünlerinden biri olan fındıkta getirilecek bir kısıtlamaya karşı ise şimdiden önlem planları yapıldığı öğrenildi. AB'nin giriştiği misillemenin fındıkla ilgili bölümünü yakından izlediklerini kaydeden Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, ‘‘fındıkta çıkacak sorunları engelleriz’’ dedi. Türkiye'den yapılan fındık ihracatında kota kapsamında 3,5 dolarlık vergi uygulandığını hatırlatan Erez, AB'nin natürel fındık ihracatına ek birşey getiremediğini ancak ‘‘işlenmiş fındık’’ta yüzde 14 ile 18 arasında ‘‘fark giderici vergi’’ koymaya hazırlandığını söyledi.

İşlenmiş fındık ihracatının toplam fındık ihracatının yüzde 30'unu oluşturduğunu kaydeden Erez, bunun da katma değeri daha yüksek bir mal olduğunu kaydetti. Yapılan hesaba göre getirilecek telafi edici verginin işlenmiş fındığını maliyetini 70-80 dolar artıracağını belirten Erez, AB'ye karşı oluşturulan karşı planı şöyle açıkladı: ‘‘Onlar böylece natürel fındığa ağırlık verilip fındık işleme tesislerini zora sokacaklarını zannediyorlar. Halbuki Avrupanın fındıkta Türkiye'ye ihtiyacı devam edecektir. Bu nedenle işlenmiş fındığa gelecek 70-80 dolarlık vergi yükünü aynen natürel fındığa da yansıtırız. Yani natürel fındık ihracatına 70-80 dolar fon koyarız. Böylece fiyatlar yine dengelenir ve işlenmiş fındık almaya devam ederler. Bu planı uygularlarsa kendi yükleri artmış olur’’

BUGÜN YPK'DA

AB'nin bu tutumunun yurt içinde salçacılar ile hayvancılık sektörünü karşı karşıya getireceği görülüyor. AB'nin tutumunun açığa çıkmasıyla birlikte Hürriyet'i arayan şirket ve birliklerin yetkilileri, ‘‘Türkiye'nin taahhütte bulunduğu et ve canlı hayvan ithalatı’’nı durdurmasının kendi açılarından yararları ve zararlarını sıraladılar. Yetkililer, uzun zamandır devam eden çıkar grupları arasındaki çatışmanın, AB'nin bu misilleme hareketini başlatmasıyla birlikte şimdi iyice kızışması ve suyüzüne çıkmasını bekliyorlar. Hayvancılık ile karşı taraftan olanların politikacılar nezdinde çok etkili gruplar olduğunu kaydeden bürokratlar, ‘‘Şimdi gelinen bu noktada politikacılar et ve canlı hayvan ithalatı konusunda bir karar almak zorundalar. Bu kesimler de politikacıları etkileme kavgasını kızıştıracaklar’’ dediler. Bu arada bugün toplanacak olan Yüksek Planlama Kurulu'nun (YPK) gündeminde bulunmamasına rağmen, AB'nin misilleme hareketini görüşmesi ve getiri-götürüleri ile alınacak kararlar konusunda bakan ve bürokratların görüş alışverişinde bulunmaları bekleniyor.

Bu arada Anadolu Ajansı, AB Dış İlişkiler ve Tarım komitelerinin, Türkiye'ye, fındık, salça ve karpuz ithalatında tanınan kotaların kullandırılmaması yönünde karar aldığının öğrenildiğini söyledi. Dış Ticaret Müsteşarlığı böyle bir kararın beklendiğini ancak henüz resmileşmediğini, AB'nin planında aşama aşama bu adımların olduğunu belirttiler.

Çelebi uyarmış

Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin, Türkiye'nin et ve canlı hayvan ithalatına uyguladığı yasak nedeniyle, ‘‘AB'ye tarım ürünleri ihracatındaki avantajlı konumunu kaybetmek üzere’’ olduğu yolunda, iki hafta önce Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bir yazı gönderdiği öğrenildi. Çelebi, Tarım Bakanı Mustafa Taşar'a yazısında, tarım anlaşması kapsamında AB'den 30 milyon dolarlık et ve canlı hayvan ithalatına izin verilmemesi nedeniyle, Türkiye'nin AB'ye 44 milyon dolarlık ihracatının riske girdiğini belirtti. Edinilen bilgiye göre, yasağın, Türkiye'nin ihracatını olumsuz etkilediği, anlaşma kapsamındaki kontenjanların değerlendirilebileceği kaydedildi.

Cem: Sorun hükümete aylar önce geldi

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, AB'nin Türk deniz ürünlerine getirdiği kısıtlamaların AB'nin siyasi ilişkilerden dolayı Türkiye'ye kızdığı anlamına gelmediğini söyledi. İstanbul Sanayi Odası'nın aylık Meclis toplantısına katılan Cem, son kararla ilgili olarak şunları söyledi: ‘‘Ben su ürünleri meselesini yedi sekiz ay önce duydum. O tarihte bir şirketimizin ihracatta problemi olduğunu duymuştum. Bu kararı ‘Avrupa Birliği Türkiye'ye kızdı' şeklinde yorumlamamak gerekir. Su ürünlerinde sorun olduğu bilgisi bana ve hükümete aylar önce ulaştı.’’

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi de Cem’den Gümrük Birliği Ortak Komitesi toplantılarına özel sektörün de katılmasını önerdi. Kavi, ‘‘Eğer bu işbirliğini gerçekleştirseydik bugün tarım ürünlerinde karşılaştığımız sıkıntıları yaşamazdık. Çünkü alınan tavizler, verilen tavizler tartışılmadı’’ dedi.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!