Bursalı Minicargo’yu teşviksiz görüp karşısına ‘küçük Caddy’ ile dikilecek

ALMAN otomotiv devi Volkswagen, Tofaş’ın Fiat, Peugeot ve Citroen için Bursa’da ürettiği ve küçük hafif ticari araç sınıfını yaratan ‘Minicargo’ modeline rakip bir modeli üretme kararı aldı. Volkswagen’in Ticari Araçlardan Sorumlu Uluslararası Satış Direktörü Carsten Fiedler, Minicargo’nun krizde elde ettiği başarının bir gösterge olamayacağını belirterek, “2009 yılında hükümetlerin teşvikleri en çok Minicargo’ya yaradığı için artan satışları önemli bir kriter olamaz. Asıl teşviklerin olmadığı zamanda performansını görmeliyiz. Biz kısa vadede değil ama uzun vadede bu sınıfa çok güçlü bir modelle gireceğiz” diye konuştu.
2010’da yüzde 5 büyüme
VW’nin geliştirdiği ilk pick-up modeli Amarok’un üretildiği Arjantin’de gerçekleşen uluslararası tanıtımında sorularımızı yanıtlayan Fiedler, ticari araç satışlarında Türkiye’nin VW için önemli olduğunu, bu önemin zamanla yine artacağına inandığını belirtti.
Fiedler, “2009 yılında Tofaş’ın ürettiği üçüz modeller Fiat Fiorino, Peugeot Bipper ve Citroen Nemo krize rağmen önemli satış başarısı yakaladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorumuza ise şu yanıtı verdi: “2009 bu sınıf için bir gösterge değil. Biz bu sınıfa girmeyi planlıyoruz ama geçtiğimiz yıl bizim için kıstas değil. Hurda teşvikleri en çok bu sınıftaki araçlara yaradı. İtalya’da neredeyse 2 bin Euro’ya Fiorino satıldı. Fiyatın geri kalanı hükümet tarafından karşılandı. Bir bakın İtalya 2009 yılında otomotive ne kadar harcamış. Diğer ülkelerde teşviklerin etkisiyle bu araçlarda önemli artış oldu. Ama teşvikler olmasaydı yüzde 50 daha az satarlardı. Bu sınıftaki araçların performansı teşviklerin bittiği 2010’da daha net ortaya çıkacak. Biz buna bakıp değerlendirmemizi yapacağız.”
Performansını daha görmedik
“Yanlış anlaşılmasın bu araçların başarısız olduğunu söylemiyorum. Tabi ki başarılı oldu ama gerçek performansını daha görmedik” vurgusu yapan Fiedler, VW olarak bu sınıfa gireceklerinin mesajını da verdi. Fiedler, “Ancak ‘rakiplerimiz iyi sattı biz de girelim’ derdinde değiliz. Diğer tüm modellerimizde olduğu gibi en iyisini yapınca pazara sunarız. Kısa vadede değil ama uzun vadede bu sınıfta çok güçlü bir araç üreteceğiz” diye konuştu.

VW’nin kurdu ağustosta geliyor

VOLKSWAGEN, dünya çapında yılda iki milyon aracın satıldığı pick-up segmentine, bu sınıftaki ilk temsilcisi Amarok ile iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. VW, eskimo dilinde ‘kurt’ anlamına gelen Amarok’u Arjantin’de üretmeye başlarken, önümüzdeki günlerde ilk olarak Güney Amerika pazarında satışa sunacak. Yılda 100 bin adet üretilecek Amarok, Türkiye’de ise 2011 yılı model olarak Avrupayla aynı anda Ağustos ayında satılacak. VW Türkiye Ticari Araç Genel Müdürü Kerem Güven, ilk pick-up modelleri Amarok’un yıllardır sadece 3 modelle yer aldıkları ticari pazarında kendilerine önemli bir güç katacağını belirtti. Bu yıl 1000 adet Amarok satmayı planladıklarını belirten Güven, “VW, ürettiği 100 bin Amarok’un zaten 50 binini Güney Amerika pazarında satacak. 2011 yılında ise 2 bin adetten fazla satmayı planlıyoruz. Kısa vadede hedefimiz ise  pick-up sınıfında lider olmak ” dedi.

Off-road’a özel ABS sistemi var

Amarok’ta 163 beygir gücünde 2.0 litre hacmindeki TDI dizel motor görev yapıyor. Çift turboya sahip bu motor 1500 d/d’den itibaren 400 Nm tork üretiyor. 6 ileri düz vitese sahip olan araçta orta konsolda bir düğmeye basılarak ABS sistemin offroad’a uygun hale getirilebiliyor. İsteğe bağlı sunulan ESP sistemi seçildiğinde, 30 km/s’nin altındaki hızlarda Offroad-ABS’nin devreye sokulması durumunda, aynı zamanda Yokuş Aşağı İniş Desteği’ni de devreye alıyor.

Destek sözü aldı, yüzde 50 büyüme planı yaptı

2008 yılına kadar Volkswagen’in ticari araç satışlarında Almanya dışındaki en büyük pazarı olan Türkiye, küresel kriz ve talebin küçük-ucuz modellere yönelmesiyle 2009’da yüzde 50 düşüşle Alman markanın en fazla kayıp yaşayan ülkelerinden biri oldu. Volkswagen Ticari Araç Türkiye Genel Müdürü Kerem Güven, 2009’da satışlarının 20 binden 10 bine indiğini belirterek, “Kriz küresel olduğu için hemen hemen her yerde büyük düşüşler yaşandı. Her ülkeden destek talebi olunca da VW yönetimi bir şey yapamadı” dedi. 2 yıl önceye kadar VW’nin en önemli pazarı olduklarını ve Alman markanın bunun önemini bildiğini kaydeden Güven, bu nedenle VW Ticari Araçlar CEO’su Stephan Schaller’in kendisiyle Almanya’da görüştüğünü söyledi. Güven, “Schaller, 2009’da destek olamadıkları için üzgündü. Ama 2010 için her türlü desteği verecekleri taahüdünde bulundu. Fiyatları rakiplere göre rekabetçi düzeyde tutacakları sözü verdi. 2009’da yaşadığımız en büyük sıkıntı özellikle yerli modellerle aramızdaki fiyat farkının yüzde 50’lere kadar çıkmasıydı. Fiyat farkı bazı günlerde yüzde 60’ları aştı. Böyle olunca düşüş kaçınılmaz oldu” diye konuştu. Kerem Güven, 2009’da 178 bin adet olan ticari araç pazarının 2010’da 160-170 bin seviyelerine gerileyeceğini öngördüklerini belirterek, “Biz ise Almanya’dan aldığımız destek sözüyle 2010 yılında satışlarımızı yüzde 50 artırıp 15 bin adede çıkartmayı hedefliyoruz” mesajı verdi.

Patagonya’da ‘kurtlarla tango’

VOLKSWAGEN, Amarok’un uluslararası tanıtımını, hem üretimini yaptığı hem de en büyük pazarı olacak Arjantin’de yaptı. Arjantin’in güneyinde Patagonya bölgesi olarak da bilinen Şili’ye sınır Bariloche şehrinde yapılan test sürüşüne  Avrupa basınından ilk katılan gazeteciler olduk. 20 saatlik bir yolculuğun ardından ardından önce Arjantin’in başkenti Boines Aires’e ardından da 2 saatlik uçuşla Bariloche’ye vardık. Dünyanın en güneyi olan Patagonya bölgesinde 300 kilometrelik test sürüşüyle hem Amarok’u test ettik hem de çevreyi yakından inceleme fırsatı bulduk. Arjantin’in kayak merkezi de olan ve içinde 7 gölle tam bir doğa harikası olan bölgede yaptığımız 6 saatlik kurtlarla tango esnasında, otostop yapan Arjantinli 3 dağcı genci de aracımıza alarak unutulmaz bir deneyim yaşadık. Amarok, Eskimo dilinde ‘kurt’ anlamına geliyor. Ancak araca sağlamlık imajı vermek için de bu ismin tercih edildiği, çünkü ‘Ben bir kayayım’ anlamına gelen İngilizce ‘I am a rock’ sözünün farklı bir şekilde söylenişini temsil ettiği de ortada.