Birleşip güçlendik sigortacı da bankacı da oluruz

Güncelleme Tarihi:

Birleşip güçlendik sigortacı da bankacı da oluruz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2003 01:42

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği Başkanı Yılmaz Ulusoy, 467 ortağın bin 386 fabrikayla katıldığı Evtekssan Dış Ticaret A.Ş.'nin sigorta şirketi ve banka sahibi olacağını açıkladı. Ulusoy, ‘‘Biz, ihracat için her şeyi yapıyoruz ama bu kurlara bir çare bulunmazsa ihracat duracak’’ dedi.

Ulusoy Ticari Yatırımlar Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Eş Başkanı Yılmaz Ulusoy, 5 yıldır başkanlığını yaptığı Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği (TETSD)'nin hayalini gerçekleştirdi. 467 ortağın bin 386 fabrikasıyla katıldığı Evtekssan Dış Ticaret A.Ş. kuruldu ve başına da Metemteks'ten R. Emre Can getirildi.

Yılmaz Ulusoy, ‘‘TETSD'nin 467 üyesi var ve bunlar 1386 fabrikayı temsil ediyor. 3 yıldır üzerinde çalıştığımız sektörel dış ticaret şirketini kurduk. Hepsi katıldı. Şimdi bir de sigorta şirketi kuracağız ya da alacağız. Ardından da birkaç yıl içinde bir finans kuruluşu (banka) kuracağız’’ dedi. Evtekssan Dış Ticaret A.Ş.'de ortakların en fazla hisse limitini yüzde 2 ile sınırladıklarını belirten Yılmaz Ulusoy, ‘‘Amacımız şirketi tabanın malı yapmaktı. Şimdi büyük bir güç birliğine ulaştık. İhracat yaparken, alım ya da ithalat yaparken tek güç olduk. Fiyatta hem satarken hem alırken çok önemli avantajlarımız olacak’’ diye konuştu. Ulusoy, sektörel dış ticaret şirketlerinin bazı kötü örneklerini de gördüklerini ve incelediklerini hatırlatarak, ‘‘Biz bu kötü örnekler gibi olmayacağız. Çok başarılı işler yapacağız’’ dedi.

SEFERBERLİK İSTİYORUZ

Türkiye'nin en büyük dertlerini; işsizlik, yoksulluk ve eğitimsizlik olarak tanımlayan Yılmaz Ulusoy, ‘‘Çok üretip az tüketmek zorundayız ama bunun tersi oluyor. Ben bir ulusal seferberlik öneriyorum. Devlet ve ulus bir seferberlik ilan edecek, üretim ve ihracatta 5-10 yıllık hedefler konulacak. Bunlar olmadan bu milletin 70 milyona denk bütçe yapması mümkün değil. Kalkınıyoruz, büyüyoruz, bunların çoğu laf’’ dedi.

Önerdiği seferberlikte devletin bütün varlıklarını net şekilde ortaya koyması gerektiğini de söyleyen Yılmaz Ulusoy şöyle devam etti:

‘‘Devlet böyle bir seferberlikte yapması gereken ne ise onu ortaya koymalı. Eğitim, sağlık, savunma, adalet, güvenlik kısmen onda kalsın. Bunların dışındaki işlerden özellikle de ticaretten çekilsin artık. Bunu yapmadıkça hiçbir yere varamayız. Bu nasıl bitmeyen bir şarkı ki 20 senedir özelleştiriyoruz ama bitiremiyoruz.’’

KURLAR BÖYLE GİDERSE

Yılmaz Ulusoy, ihracatçı tekstil sektörü olarak zorlukları aşmak için her formülü denediklerini belirterek şöyle devam etti:

‘‘Aylardır kurlar aşağı inmesin diye çaba harcanıyor, yine de iniyor. Böyle bir ülke dünyada yok. Bu kurlarla ihracat çok ciddi şekilde tıkanacak. Bu işe bir çare bulmak zorundalar. Kur yükselmiyorsa ihracatı farklı şekilde teşvik için başka formül bulsunlar. Çünkü ihracat durmakla kalmayacak, ithalat da tam patlayacak. Çünkü şu anda üretip satmak yerine, getirip (ithal edip) satmak çok cazip. 1 milyon 800 bin TL'lik dolar kurunda fiyat vermişsin, 1 milyon 400 binden devam ediyorsun. Bu konu sadece ihracatı değil turizmi de etkiliyor. Turizmci de yüzde 25 oranında zararına çalışıyor. TL'nin maliyeti de hala yüksek.’’

İhracatçının sadece döviz kurlarıyla değil başta enerji maliyetleri olmak üzere girdi maliyetleriyle de zorlandığını anlatan Ulusoy, temel sorunun ise yüksek enflasyon olduğunu kaydetti.

Yılmaz Ulusoy ve Oğuz Satıcı Evtekssan’da denetçi oldu

Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı R. Emre Can'ın üstlendiği Evtekssan Dış Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu başkan yardımcılıklarına Can Yürüten (Ulusoy Tekstil) ve Mehmet Memik (Safran Kimya) getirildi. Yönetim Kurulu üyeleri de ‘‘Ali Sami Aydın, Mustafa Baydemir, Erol Türkün, Cihan Aktaş, Hasan Demirdağ, Kemal Ataman, Hasan Çapkınoğlu, Selim Şimon, İbrahim Tanrıverdi, Mehmet Ali Gün, Varol Şahin Dodanlı, Yıldırım Kutoğlu’’ oldu. Genel Müdürlüğü Bülent Özben'in yürüteceği şirkette denetçilik görevini de Yılmaz Ulusoy, Oğuz Satıcı ve Ömer Faruk Armutçuoğlu üstlendi.

İki lokomotif var ikisi de ağır yaralı

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği Başkanı Yılmaz Ulusoy, ekonominin her konuda yüzde 55'ini tekstil-hazırgiyim ve turizm sektörünün oluşturduğunu belirterek şunları söyledi:

‘‘Maalesef iki konuda da düzgün politika yok. Kurların durumu ikisini de vurdu. Hala tanıtım olmadan yurt dışına mal satılamayacağını, ülkeye de turist getirilemeyeceğini anlayamadılar. İhracatçının fuarlara katılımı ve tanıtım faaliyetlerini teşvik için birçok ülkede bütçeler katlanıyor, bizde ise düşürülüyor. Biz hammaddeyi peşin ithal edersek fon yok, vadeli ithal edersek fon alıyorlar. Turizmde ben iddia ediyorum 500 milyon dolar ülke tanıtımı için harcasınlar hemen 5 milyar dolar ek para girer bu ülkeye. ’’

Zenginlere yetişmek için depar atmak şart

Atatürk döneminde ekonomide büyük bir seferberlik yaşadığını söyleyen Yılmaz Ulusoy, Atatürk'ün denk bütçe, bağımsız kambiyo ve dış borçlanmamaya azami özen gösteren 3 ayaklı bir ekonomi anlayışı olduğunu hatırlattı. Ulusoy, ‘‘Onun 15 senesinde çok hızlı kalkındık. Çünkü bir seferberlik havasında iş yaptı. Şimdi bizler çok geride kalmış ülkemizi zengin ülke yapmak zorudayız. Bunun için de sürekli depar atacağız. Onlara yetişeceğiz ve onların temposunda koşmaya da devam edeceğiz. Bunu yapmak zorundayız’’ dedi. Ulusoy bu konudaki liderliğin de devlette olması gerektiğini savundu ve ‘Biz bundan sonra yürüyemeyiz, sürekli depar atmalıyız’ dedi

Bu hükümet beklediğimizden daha az iş yapabildi

Yılmaz Ulusoy, hükümetin 7 aylık performansını ise şöyle değerlendirdi:

‘‘Ben karamsar değilim. Ülkenin iyi olacağını görmeye mecburuz. Felaket tellallığı da yanlıştır. Ama 7 ayda bu hükümet, yapılması gerekenlerin hepsini yapamadı. Yapabildiklerinden daha fazlasını yapabilmeliydi. Çünkü çok güçlü bir iktidar. Bu iktidarın karşısında da çok sert bir muhalefet yok. Buna karşılık bizim beklediğimiz performans yok, artık olmalı. Başbakan değişikliği, Irak hadisesi v.s. oldu ama yine de böyle. Bana göre Irak olayında da yanlış yapıldı. Güçlüden yana olmak gibi algılandı. Türkiye, Irak işinde ABD'den yana değil, demokrasiden yana olduğunu gösterebilmeliydi.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!