Bankaların rehabilitasyon faturası 10 milyar dolar

Güncelleme Tarihi:

Bankaların rehabilitasyon faturası 10 milyar dolar
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 1999 00:00

Haberin Devamı

Mali Sektör İş Konseyi adıyla yeni bir konsey oluşturan Türk Amerikan İşadamları Derneği'nin (TABA) Başkanı Bülent Şenver, Türk bankacılık sisteminin rehabilitasyonu için 10 milyar dolara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Şenver, bankacılık sisteminin rehabilitasyonu için en az 10 milyar dolarlık harcama gerektiğini söyledi.

TABA'nın çatısı altında Mali Sektör İş Konseyi (FiSBuC) oluşturduklarını belirten Şenver, bu mali konsey ile Türkiye'de bir ilki oluşturduklarını belirtti.

Bir faktoring şirketi olmak üzere toplam 13 kuruluşun yeraldığı FiSBuC'un üyeleri, İş Faktoring, Citibank, Bank of New York, YKB, Esbank, Bank Kapital, EGS, Finansbank, Bankers Trust, Osmanlı Bankası, Vakıfbank, Etibank ve Demirbank'tan oluşuyor.

Geçtiğimiz günlerde kuruluşunu tamamlayan FiSBuC'un, ilk toplantısında bankacılık sektörüyle ilgili ilk tebliğ çıkardığını belirten Şenver, Türk Bankacılık sisteminin sağlıklı büyümesini sağlamak amacıyla, öncelikle ‘‘Bankalar Kanunu’’nun uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi ve bu standartlar üzerine oturtulacak ‘‘Bankalar Rehabilitasyon Programı’’nın hazırlanması gerektiğini vurgulandı.

Bankaların rehabilitasyon programı için enaz 10 milyar dolar gerektiğini kaydeden Şenver, böyle bir rakamın yüksek olmakla birlikte, Dünya Bankası ve IMF gibi kaynaklardan büyük bir bölümünün karşılanabileceğini söyledi.

Şenver, FiSBuC'un tebliğinde sektörle ilgili olarak yeralan ciddi eleştirileri şöyle sıraladı:

Devlet, Hazine Bonosu satışı ve Devlet Bankalarının yüksek faizle mevduat toplamas suretiyle bankacılık sistemine ciddi bir rakip olmuştur. Türk bankacılık sisteminin kaynak ve maliyetlerini artıran ve Türk Bankacılık sisteminin reel ekonomiye ucuz faizle kredi vermesini engelleyen ‘‘Devlet Rekabetini’’ en kısa sürede ortadan kaldırılması gerekir.

Devletin bankacılık sistemi kanalıyla, kredi ve mevduat müşterilerinden tahsil ettiği gelir vergisi stopajı ve daga vergisi gibi dolaylı kesintiler büyük boyutlara ulaşmıştır. Dolaylı kesintilerin çeşidi ve oranları azaltılmalıdır. Bankacılık sistemini kullanmak isteyen reel ekonomi bankacılık kesimini kullandığı için cezalandırılmamalı, aksine özendirilmeli.

SAĞLIKLI BÜYÜME

Bankacılık sistemi ekonominin lokomotifi olmalıdır. Bunu için de bankacılık sisteminin sağlıklı büyümeye ihtiyacı vardır. Fakat sektördeki devlet rekabeti ve dolaylı kesintiler, bu sağlıklı büyümeyi engelliyor.

Kamu bankaları parayı en çok verene satılmamalıdır. Bankacılık yapabilecek, bankayı toplumu zarara uğratmadan yönetebilecek ve bankanın mali yapısını güçlendirmek üzere banka içine hakiki sermaye koyabilecek yatırımcılara satılmalıdır. Satış sonrası da banka operasyonları uzun süre yakından takip edilmeli.

Tasarruf mevduatına verilmiş olan yüzde 100'lük devlet güvencesi, mali yapısı güçlü bankalara haksız rekabet nedeniyle olumsuz etkilemektedir. Bu yüzde 100'lük güvencenin kademeli olarak kaldırılması için çalışma başlatılmalı.

Bankacılık sistemi, uluslararası denetim ve gözetim standartlarına kavuşturulmalı. Türk bankacılık sistemine şeffaflık ve rating (not verme) uygulaması da faydalı olacaktır.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!