Bankalar 1 trilyon lirayla hava atacak yeni yılda ‘zor’lanacak

Güncelleme Tarihi:

Bankalar 1 trilyon lirayla hava atacak yeni yılda ‘zor’lanacak
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2010 00:00

Büyüme ve kârlılığıyla son yılların en dikkat çekici sektörü olan bankacılık, 2011’in ilk aylarında 1 trilyon liralık aktif büyüklüğe ulaşmayı bekliyor. Avrupa’da devlet yardımlarıyla ayakta duran rakiplerine karşı hâlâ küçük olsa da, bu rakama böyle bir dönemde ulaşılması anlamlı bulunuyor. 2011’in daha zorlu olacağı fikri tüm bankacılar şimdiden benimsenmiş olsa da, planlar büyüme üzerine kuruluyor.

KÜRESEL krizi hasar almadan savuşturan Türk finans sektörü, 2010 yılını da ‘övünülecek yıllar’ hanesine ekledi. Bugünlerde aktif büyüklüğü 1 trilyon liraya ulaşması beklenen sektör, 2011’de zorlu günler öngörse de bütün planlarını büyüme üzerine kuruyor. Sadece finansal sektörün değil, Türkiye ekonomisinin de baş aktörü olmaya devam edecek olan bankaların, düşen kâr ortamında ‘gerçek performanslarını’ göstermesi bekleniyor. Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aldığı son önlemlerle, bankalar bir anlamda ekonomiyi soğutma görevini üstlenmiş olsa da, kimse fren yapmaktan söz etmiyor. Bankacılar 2011 projeksiyonlarını yaparken, daralan faiz marjlarını, piyasa faizlerinde artış beklentisinin mevcut vade yapısıyla kâr üzerinde baskı yaratacağını, artan rekabeti, devam eden küresel istikrarsızlığı göz etmiyor ama büyümekten de kimse vazgeçmiyor.

424 kuruluş faaliyet gösteriyor

Finansal sektöra denilince akla ilk olarak bankalar gelse de, sektörde 49 bankanın yanı sıra 78’i faktoring kuruluşu, bireysel emeklilik dahil 57 sigorta şirketi, 47 finansal kiralama ve 103 aracı kurum olmak üzere toplam 424 kuruluş faaliyet gösteriyor. Sektörün toplam aktif büyüklüğü eylül ayı itibariyle 1 trilyon 152 milyar lira. 2009 yılı sonunda bu rakam 1 trilyon 47 milyar lira seviyesindeydi.

Bankaların ağırlığı yüzde 80

Son 7 yıllık süreçte, 2009 yılında yüzde 13.9 ile en düşük yıllık büyüme hızını gösteren bankacılık sektörü, bu yıl ise bu konuda göz doldurdu. Eylül ayı itibariyle finansal sektörün toplam aktif büyüklüğünün yüzde 80.4’ünü yani 927.4 milyar lirasını bankalar oluşturuyor. Bu rakam geçen yıl sonunda ise 834 milyar liraydı. 2010’un ikinci çeyreğinde yüzde 18.3, üçüncü çeyreğinde de yüzde 16.2 büyüme gösteren aktif büyüklük, ekim ayı itibarıyla 932 milyar 35 milyon liraya yükselirken, bu yıl sonunda olmasa bile 2011’in ilk aylarında büyüklüğü 1 trilyon aşması bekleniyor. Zaman zaman sektörü uyarmaktan geri kalmayan, ancak yaptığı her sunumda bu sektörün krizde ‘dimdik’ ayakta durarak krizin “Türkiye kıyılarına vurmasına engel olan dalgakıran vazifesi gördüğünü” ifade eden BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bunun 3 aylık bir süre veriyor. “1950’lerde büyüklüğü bir kaç milyar dolar olan bankacılık sektörü, ulaşacağı büyüklük ile bu sektöre emek vermiş olanlara anlamlı bir mesaj gönderecektir” diyen Bilgin, 1.5 trilyonluk aktif büyüklüğüne de 2013’de ulaşılacağını öngörüyor.

Hız kesilse de yola devam

Net kârın eylül itibariyle yüzde 7.4’lük artışla 16.9 milyar lira olduğu, sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 19.3’ü bulduğu Türk bankacılık sektörünün büyüme performansı, Avrupa’daki özellikle Yunanistan, İrlanda, İsyanya, İtalya ve hatta İngiltere gibi ülkelerde gibi sıkıntılar sürerken oldukça anlamlı bulunuyor. OECD ülkeleri arasında bankalarına yardım yapmayan tek ülkenin Türkiye olması, böyle bir küresel kriz döneminde ‘gelişmekte’ olan bir ülke ve ‘gelişmekte’ olan bir piyasanın bankalar açısından nasıl bir avantaja dönüştüğünü gösteriyor. Sektör, daralan kar marjlarıyla birlikte daha zorlu bir yıla hazırlansa da, sektörde bütün planlar büyüme üzerine kuruluyor. Konuştuğumuz tüm bankacılar 2011 için daha yüksek kâr, daha fazla kredi, daha çok şube ve hatta çevre ülkelerde yaygınlaşma planları yaparken, sadece büyüme hızının biraz yavaşlayacağından söz ediyor.

Kredi büyümesi sürecek

BANKACILIK sektörünün ana büyüme alanlarından biri olan krediler, geçen yıla göre yüzde 20’den fazla artarak 500 milyar lirayı aşmış durumda. Eylül 2010’da 475.6 milyar seviyesine ulaştı. Bunun içinde tükeitci kredileri 116.8 milyar lira ile toplam kredilerin dörtte birini oluştururken, 42.9 milyar liraya ulaşan kredi kartları da önemli bir artış kaydetti. BDDK’nın hem kredi kartı hem de konut kredilerindeki büyümenin hızını kesecek önlemleri doğrultusunda, bu yıla benzer artış oranları beklenmese de, 2011’de de ekonomideki gelişmelere paralel olarak kredilerde bir yoğunluk bekleniyor. Kredilerin takibe dönüş oranındaki düşüş de bankaların bu konuda elini rahatlatan faktörlerden biri. Ekim 2009’da yüzde 5.4 ile en yüksek düzeyini gören takip oranının, ekim ayında yüzde 4.1’e gerilemiş olması memnuniyet yaratıyor.

Yeni şubeler açılacak, binlerce eleman alınacak

BANKACILIK sektöründe personel artış ve şubeleşme hızı bu yıl da devam etti. Personel sayısı bu yılın 9 aylık döneminde 5 bin 578 kişi artarak 184 bin 205 kişiden 189 bin 783 kişiye, şube sayısı ise 354 adet artarak 9 bin 581’den 9 bin 935’e yükseldi. Yeni yıl için yapılan planlarda yeni şubeler önemli bir yer tutuyor. Bu yıl 1000 şubenin üzerindeki banka sayısında artış görmek mümkün olacak.

Çevre ülkelerde daha çok büyüme planı yapacaklar

TÜRK bankalarının 2011 yılına ilişkin planlarından biri de çevre ülkelerde büyümek. Bu yıl Mısır, Irak, Makedonya gibi ülkelerde girişimlerde bulunan Türk bankalarının bunu devam ettirmesi bekleniyor. Sektör halen yurtdışında 64 şube, 48 iştirak ve 15 temsilcilikle 31 ülkede faaliyet gösteriyor. Yurtdışı organizasyonların aktif büyüklüğü Haziran 2010 itibariyle 103 milyar doları bulurken, 2011’de bu rakamda önemli bir artış bekleniyor.

Ücret ve komisyon önem kazanacak

VAKIFBANK Genel Müdürü Süleyman Kalkan, 2010’u “Türkiye ekonomisinin toparlanmaya başlamasıyla sektör açısından krizin olumsuz etkilerinin yavaş yavaş hafiflediği bir yıl” olarak özetlerken, bu yapının 2011’de de sürdürmesini bekliyor. Bankasının da büyümeye devam edeceğini belirten Kalkan, beklentilerini şöyle aktardı:
Güçlü yapısını 2011’de sürdürmesini sektörün ekonominin de toparlanmasına bağlı olarak kredi faaliyetlerine hız vermesi bekleniyor.
2011 yılında bilançodaki büyümeyi sağlayacak en önemli kalemin krediler olması beklenirken, krizin ardından faiz indirimlerine bağlı olarak sağlanan yüksek kârlılıkların sonuna gelindiği görülüyor.
Bu nedenle sektörünün 2011 yılında kârlılığını kredi kaynaklı gelişmelerin yanı sıra ücret ve komisyon gelirlerinden sağlaması bekleniyor. Bu alandaki yüksek potansiyel, 2011 yılında kârlılıkta yaşanabilecek düşüşü bir miktar da olsa kompanse edecektir.

2011 yılında da büyümeyi bankalar finanse edecek

GEÇTİĞİMİZ günlerde Dexia Yönetim Komitesi Üyeliğine atanmasıyla sektörün geldiği noktayı en iyi anlatan örneklerden birini veren Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, sektörün diğer ülkelerin tersine hızlı bir geri dönüşle kredi portföylerini büyüterek ekonominin büyümesine destek verdiğine dikkat çekti. 2011’de Denizbank’ın büyümeye devam edeceğini belirten Ateş, yeni yıla ilişkin şu öngörülerde bulundu:
Özellikle kamu bankalarının kriz sonrasındaki aktifliği devam ediyor. 2010’da özel bankaların tüketici kredileri ve kredi kartlarındaki yıllıklandırılmış artışı sırasıyla yüzde 33 ve yüzde 16 iken, kamu bankalarındaki artış yüzde 39 ve yüzde 34 oldu. Hala da pazar paylarını arttırmaya yönelik bu girişimleri devam ediyor ve rekabeti şiddetlendirecekleri anlaşılıyor.
2010’un sonuna denk gelen en önemli olay ise makro ihtiyatı tedbirlerle hızlı büyümeyi ve sıcak para girişini banka bilançoları üzerinden dizginleme isteği oldu. Bu durum 2011 yılında bankaların karlılığını ve reel sektöre verecekleri desteği sınırlayacak.
Alınan önlemlere rağmen gelecek yıl da ekonomik büyümeyi finanse edecek en önemli mekanizma yine bankacılık sektörü olacak. Düşen faizlerin ve azalan kamu borçlanma ihtiyacının etkisiyle bankalar, bu yıl olduğu gibi gelecek yıl da tahvillerden ziyade kredilerden büyümeye çalışacak.
Kredilerdeki büyüme de yine her segmentte dengeli olacak ama KOBİ ve tüketici kredilerinin krediler içindeki payı artmaya devam edecek. Tüketici kredilerinin motoru da vadeleri giderek uzayan konut ve ihtiyaç kredileri olacak.
Bankalar alternatif dağıtım kanallarını daha fazla kullanarak maliyetlerini düşürmeye çalışacak. Perakende büyümenin yanında kurumsal tarafta da özellikle büyük proje finansmanlarında da rekabetin arttığını göreceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!