ATO: Sıcak para krize açık hale getirdi

Güncelleme Tarihi:

ATO: Sıcak para krize açık hale getirdi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2006 11:15

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı raporda, Türkiye'yi krizlere açık hale getiren sıcak paranın şu anki büyüklüğünün, ekonominin geleceğini önemli ölçüde tehdit ettiği belirtildi.

Haberin Devamı

ATO'nun hazırladığı “Sıcak Paranın Türkiye Serüveni” başlıklı raporda, kısa vadeli sermaye hareketlerinin serbest bırakıldığı 1989 yılından bu yana geçen 18 yılda Türkiye'nin sıcak para serüveni mercek altına alındı.

Buna göre, 1989 yılı başında TL'ye çevrilerek 2006 yılı Ekim sonuna kadar Hazine iç borçlanma kâğıtlarında tutulan 1000 dolar 19 bin 710 dolara, borsada tutulan 1000 dolar ise 13 bin 711 dolara kadar yükseldi.

Bir başka ifadeyle, sıcak para 18 yılda, Hazine iç borçlanma kağıtlarında 19 kattan fazla, borsada ise 13 kattan fazla kazanç elde etti.

Raporda, Türkiye'yi krizlere açık hale getiren sıcak paranın şu anki büyüklüğünün, Türkiye ekonomisinin geleceğini önemli ölçüde tehdit ettiği belirtilerek, 2006 Eylül ayı itibariyle “yabancı kaynaklı” sıcak para stokunun 57 milyar 92 milyon dolara ulaştığı kaydedildi.

Haberin Devamı

Yapılan hesaplamalara göre, 1999 yılı sonunda Türkiye'de toplam 28 milyar 399 milyon dolarlık yabancı kaynaklı sıcak para bulunurken, bu tutar, Türkiye'nin sıcak para çıkışından önemli bir darbe aldığı 2000 yılında 19 milyar 794 milyon dolara, 2001 yılında 10 milyar 354 milyon dolara, 2002 yılında da 8 milyar 57 milyon dolara kadar geriledi.
Raporda, yabancı kaynaklı sıcak paranın, Türkiye'nin döviz kurunu baskı altına almaya ve enflasyonu düşürmeye başladığı 2003 yılından sonra yeniden hücum ettiği ifade edilerek, “Yabancı kaynaklı sıcak para stoku, 2003 yılında 16.5 milyar dolara, 2004 yılında 34 milyar 268 milyon dolara, 2005 yılında 60 milyar 506 milyon dolara ulaştı. Bu yılın dokuz ayında ise Mayıs-Haziran aylarında yaşanan dalgalanma nedeniyle azalan yabancı kaynaklı sıcak para stoku 57 milyar 92 milyon dolar oldu” denildi.

Bankaların ve şirketlerin, yurt dışından kullandığı kısa vadeli döviz kredilerinden oluşan yerli kaynaklı sıcak para stokunun 2006 Eylül ayı itibariyle 13 milyar 421 milyon dolara ulaştığı belirtilen raporda, yabancı ve yerli toplam sıcak para stokunun ise 70 milyar 513 milyon dolara çıktığı kaydedildi.

18 YILLIK NET GİRİŞ 16.5 MİLYAR DOLAR

Haberin Devamı

Rapora göre, sıcak para Türkiye'ye daha çok, hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Kağıdı (DİBS) almak üzere geldi.
“Portföy Yatırımı” adıyla 1989'dan bu yılın Eylül ayı sonuna kadar geçen yaklaşık 18 yıllık dönemde Türkiye'ye, toplam 167 milyar 891 milyon dolar girdi.

Yabancıların bu dönemde Türkiye'deki hisse senedi ve iç borçlanma kağıtlarını satarak ya da vadesinde tahsil ederek çıkardıkları sıcak para miktarı ise 151 milyar 420 milyon dolar oldu. Böylece bu dönemde net 16 milyar 471 milyon dolarlık bir giriş oldu. Oysa yabancıların şu anda Türkiye'de 50 milyar dolarlık hisse senedi ve devlet tahvili bulunuyor. Aradaki fark ise yabancıların Türkiye'de sıcak parayla sağladığı muazzam kazancı oluşturuyor.

“BORCU, SICAK PARAYLA ÇEVİRDİK”

Haberin Devamı

Rapora göre, sıcak para politikasının Türkiye ekonomisi üzerindeki ilk etkisi, kamu kesiminin borçlanma ihtiyacının kısa vadeli yabancı sermaye girişine dayanılarak kolayca finanse edilmesi oldu.

Türkiye'ye çeşitli yollarla gelen sıcak para Merkez Bankası'na satılarak Türk Lirasına dönüştürülüp Hazine'ye borç olarak verildi.

1990'lı yıllar boyunca tüm iktidarlar, devletin vergi ve benzeri gelirlerini artırma gereği duymadan sürekli kamu harcamalarını artırıp borçlanmayla finanse ettiler. Bu finansmanı sağlayabilmek için gereksinim duyulan sıcak paranın ülkeye girebilmesi için de Türk Lirası'nın faizini sürekli çok yüksek oranlarda tutup kuru baskı altına aldılar. 2000'li yıllarda ise Türkiye artık “borcu borçla çevirebilmek” için bile sıcak paraya muhtaç hale geldi.

“SICAK PARA TÜRKİYE'Yİ KRİZE AÇIK HALE GETİRDİ”

Haberin Devamı

Sermaye hareketlerinin serbest bırakılması ve devletin hızla artan borçlanma gereksinimiyle birlikte 1989 yılında gündeme gelen sıcak paranın, Türkiye'yi sürekli krize açık hale getirdiği ifade edilen raporda, şu görüşlere yer verildi:

“Türkiye, sıcak para politikalarının ilk büyük faturasını, kısa vadeli dış borçlar ve bankacılık sektörünün açık pozisyonları yüzünden 1994 krizinde ağır bir şekilde ödedi. Milli gelir 46.4 milyar dolar küçülerek 178.7 milyar dolardan 132.3 milyar dolara geriledi. Kişi başına gelir 820 dolar azaldı.

1998'deki sıcak para çıkışını izleyen 1999 yılında milli gelir 21.2 milyar dolar küçülerek 206.6 milyar dolardan 185.3 milyar dolara düştü, kişi başına gelir 376 dolar azaldı. 2001 krizinde ise milli gelir 54.3 milyar dolar azalarak 145.7 milyar dolara indi. Kişi başına gelir ise 842 dolar küçüldü.”

“SICAK PARAYLA BÜYÜYORUZ”

Haberin Devamı

Raporda, 1989 yılından bu yana milli gelir, büyüme oranı ve sıcak para ilişkisine bakıldığında, sıcak para girişi oldukça büyüme oranının arttığı, sıcak para çıkışı oldukça büyüme oranının düştüğü bildirildi.

Buna göre, 1989 ve 2006 yılları arasındaki 18 yıllık süreç dikkate alındığında Türkiye'den 1989, 1991, 1994, 1998 ve 2001 yıllarında yoğun olarak sıcak para çıkışı yaşandı.

Sıcak para çıkışının yaşandığı 1989'da milli gelirdeki büyüme yüzde 1.6'ya, 1991'de yüzde 0.3'e kadar düştü. 1994 yılında ise yüzde 6.1 oranında küçülme yaşandı. 1997 yılında yüzde 8.3 olan büyüme oranı sıcak para çıkışıyla birlikte 1998 yılında yüzde 3.9'a, 1999 yılında ise hızlı bir düşüşle yüzde - 6.1'e geriledi. Kasım 2000 kriziyle çıkan sıcak paranın etkisi 2001 yılı kriziyle birleşti ve Türkiye ekonomisi yüzde - 9.5 ile tarihinin en derin küçülmesini yaşadı.

Buna karşılık, sıcak para girişinin yaşandığı 1990 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 9.4 büyüdü. 1992 yılında yüzde 6.4, 1993 yılında yüzde 8.1, 1995 yılında yüzde 8, 1996 yılında yüzde 7.1, 1997 yılında ise yüzde 8.3 oranlarında hızlı büyümeler kaydedildi. 2001 krizi sonrasında yoğun sıcak para girişinin yaşanmaya başlandığı 2003 yılında yüzde 5.9, 2004 yılında yüzde 9.9 ve 2005 yılında yüzde 7.6 olan büyüme oranının bu yıl da yine sıcak para girişi yüzünden yüzde 6'nın üzerinde olacağı tahmin ediliyor.

ATO BAŞKANI AYGÜN

ATO Başkanı Sinan Aygün de rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, sıcak para girişinin ekonomide “yalancı bahar” etkisi yarattığını belirterek, “Sıcak para sadece sanal bir refah ortamı yaratıyor. Sıcak para çıkışı nedeniyle kriz çıkınca, yalancı bir bahar yaşadığımızın farkına varıyoruz. Sıcak parayla saadet olmaz” dedi.

Aygün, sıcak para giriş çıkışının önüne geçmek için yüzde 1-2 oranında işlem vergisi konulması önerisinde bulundu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!