ATO, haksız rekabet nedeniyle TOKİ'ye dava açacak

Güncelleme Tarihi:

ATO, haksız rekabet nedeniyle TOKİye dava açacak
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2008 11:03

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ekonominin lokomotifi olan orta ölçekli yap-sat müteahhitlerinin Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) haksız rekabeti nedeniyle krizin eşiğine geldiğini kaydetti. Aygün, ATO Yönetim Kurulu’nun TOKİ’nin haksız rekabetine karşı dava açma kararı aldığını bildirdi.

Aygün yaptığı açıklamada, söz konusu haksız rekabet nedeniyle birçok firmanın battığını ve ya çareyi yurtdışına kaçmakta bulduğunu belirtti. Çok sayıda inşaat şirketinin borç batağına düştüğünü vurgulayan Aygün, “TOKİ’nin haksız rekabeti nedeniyle tefecilerin ve çetelerin tuzağına düştük. Bu bir imdat çığlığıdır. Sesimizi duyan yok mu?” dedi.

“TOKİ SIRTINI DEVLETE DAYAMIŞ”

Aygün, TOKİ’nin belediyelere vergi harcı ve benzeri ödemeler yapmadığını, yapı denetim bedeli ödemediğini, müteahhitler yüzde 50 ile arsa alırken TOKİ’nin en değerli yerleşim yerlerinde yüzde 20-30 ile veya çok uzun vadeli arsa aldığını, 20 yıl vadeli banka kredisi kullanabildiğini savundu. Aygün, “TOKİ sırtını devlete dayamış, müteahhitlik sektörünü hallaç pamuğu gibi atıyor. TOKİ’ye bütün imkanlar sunuluyor. Devlet güvencesinde olmanın verdiği bu imkanlarla daha ucuza daire yapabiliyor. Devlet eliyle müteahhitlik sektörü çökertiliyor” dedi.

MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜ KRİZDE

Müteahhitlerin bir yandan belediyeler, diğer yandan Maliye tarafından sıkıştırıldığını öne süren Aygün, “Sürekli değişen imar uygulamaları müteahhitleri şaşırtmış vaziyette. Maliye, işçilik ve KDV adı altında cezalar kesiyor. Bazen bu cezalar, müteahhitin sermayesinin büyüklüğüne ulaşıyor” diye konuştu.

Belediyelere ödenen yapı denetim bedeli, yol ve ruhsat harçlarının çok yüksek olduğunu vurgulayan Aygün, “Bu haksız rekabete bir son verilmesini bekliyoruz. TOKİ, orta ölçekli müteahhitlerle aynı şartlarda konut yapsın. TOKİ’den daha pahalıya mal ettiği için müteahhitler daire satamıyor. Müteahhitlik sektörü büyük bir krizin eşiğinde.” uyarısında bulundu. Aygün, TOKİ’nin lüks konut üretmesini de eleştirerek, “TOKİ, adı üzerinde, kuruluş amacına uygun olarak, dar gelirliye konut üretsin” dedi. TOKİ’nin 2007 yılı sonu itibariyle 285 bin konut ürettiğini kaydeden Aygün, bunun sadece 140 bininin alt ve orta gelir gruplarına yönelik olduğunu bildirdi. TOKİ’nin ilerleyen yıllarda devlete büyük yük getireceğini savunan Aygün, şunları kaydetti:

“TOKİ DEVLETE YÜK GETİRECEK”

“Amerika’da ve Avrupa’da yaşanan mortgage krizi gibi, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de de toplu konut krizi çıkacak. Geçmiş yıllarda Emlak Konut vardı. Devletin kasasına büyük bir yük getirerek battı. Emlak Bankası’nı da batırdı. İleride, TOKİ de devlete büyük bir yük getirecek. Şu anda, TOKİ müteahhitleri mal aldıkları firmalara para ödeyemiyorlar. Devlet sübvanse etmese TOKİ ayakta durumaz. Devlet, TOKİ’yi sübvanse ederek büyük riske giriyor.”

“AYNI ŞARTLARDA DAHA UCUZA KONUT YAPARIZ”

Müteahhitlere sahip çıkılmasını isteyen Aygün, “TOKİ’ye verilen imkanlar verilirse, orta ölçekli müteahhitlerin TOKİ’den yüzde 10 daha ucuza konut yapacaklarını taahhüt ediyoruz” dedi. Müteahhitlerin önündeki en büyük engelin belediye harçları ve uygulamaları olduğunu ra vurgulayan Aygün, imar mevzuatıyla ilgili sıkıntıların giderilmesi gerektiğini kaydetti.

“YAPI DENETİMİ EVRAK TAKİBİNE DÖNDÜ”

Aygün, kontrol mekanizması olarak düşünülen yapı denetim firmalarının belediyeler ile müteahhitler arasında evrak takibi yaptıklarını savundu. Aygün, “Yapı denetim firmaları müteahhite ek külfet olmaktan öteye bir yarar sağlamıyor. Yapı denetimi, binanın taşıyıcı sistemi tamamlandığında kalksın” dedi. TOKİ’nin yapı denetim hizmeti olmadan 300-500 daireli inşaatlar yapabildiğini dile getiren Aygün, şunları dedi:

“5 Şubat 2008 tarihinde çıkarılan bir yönetmelikle inşaatlarda şantiye şefi bulundurulması zorunlu hale getirildi. Müeahhitler, şantiye şefi denetiminde kanuna ve yönetmeliğe uygun binalar inşa edebilir. Evrak takibi dışında hiçbir işlevi ve mesuliyeti olmayan yapı denetim firmalarının görevinin binanın taşıyıcı sistemi tamamlandığında bitmesi, söz konusu firmaların müteahhitlere külfet olmasını engelleyerek bu yönde yeni bir düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyiz.”

“YAPI DENETİM BEDELİNİ DE MÜTEAHHİT ÖDÜYOR”

Aygün, 29 Haziran 2001 ve 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’na göre, yapı denetim hizmet bedelinin arsa sahipleri tarafından ödenmesi gerektiğini ancak uygulamada bu bedelin müteahhitler tarafından karşılandığını dile getirdi. Söz konusu yasa gereği, yapı denetiminin Türkiye genelinde sadece 19 ilde uygulandığını belirten Aygün, “Yapı denetimi uygulaması gözden geçirilmeli. Ankara’da yapı denetimi uygulanırken, kuzey fay hattında bulunan Çankırı ve Kırıkkale’de neden uygulanmıyor? Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!