Altın mevduatının payı toplamın yüzde 1.6’sına erişti, 14 milyar lirayı aştı

Güncelleme Tarihi:

Altın mevduatının payı toplamın yüzde 1.6’sına  erişti, 14 milyar lirayı aştı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2012 00:00

Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklardaki altın oranını yüzde 10’dan 20’ye yükseltmesi ve vatandaşın altına olan ilgisi bankalardaki toplam mevduat içinde altına dayalı mevduatın miktarını artırdı. Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, toplam mevduatın içinde altına dayalı mevduatın oranının yüzde 1.6’ya ulaştığını belirterek, 2011 başında 2.4 milyar TL olan bankaların kıymetli maden depo hesaplarının 14.3 milyar lirayı aştığı bilgisini verdi.

Haberin Devamı

ALTIN fiyatındaki yukarı yönlü trend ve Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklarda altın oranını yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltmesi Türk bankalarının altına dönük uygulamalara ilişkin bakışını önemli ölçüde değiştirdi. VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, Merkez Bankası’nın son dönemde uyguladığı geleneksel olmayan para politikası bileşiminde altını da yoğun şekilde kullanmadığını belirterek, “Bankacılık sektörünün kıymetli maden depo hesaplarının son dönemdeki gelişimi incelendiğinde, 2011 başında 2.4 milyar TL olan tutarın 2011 yılı sonunda 14.3 milyar TL seviyesine kadar yükseldiği görülüyor. Söz konusu gelişme, bir yandan bankacılık sektörünün faiz geliri elde edemediği zorunlu karşılıklar uygulaması, dolayısıyla katlandığı maliyeti bir dereceye kadar hafifletirken, diğer yandan Merkez Bankası rezervlerinde artışa neden oluyor” dedi.

Haberin Devamı

Altına yatırım arttı

Merkez Bankası’nın Ekim 2011’den itibaren yabancı para zorunlu karşılıkların yüzde 10’una kadar olan kısmının altın olarak tesis edilebilmesi imkanı tanındığını hatırlatan Hasan Ecesoy şunları kaydetti: “Kasım 2011’den itibaren de Türk Lirası zorunlu karşılıklar için benzer bir uygulamaya gidildi. Nisan 2012 itibariyle de Türk Lirası zorunlu karşılıklar için tesis edilebilen altın oranı yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltildi. Yasal düzenleyici kuruluşların bu tür düzenlemelerinin  katkısıyla  sektör de altına ilişkin yatırımlarını artırdı. Bu sürecin hız kazanmasını bekliyoruz. Önemli olan, altın bankacılığının geliştirilerek sistem dışındaki altın tasarruflarının bankacılık sektörü kanalıyla ekonomiye kazandırılması.”

Mevduatın yüzde 1.6’sı

Ecesoy geçen yıldan bu yana alınan kararlarla hızla artış gösteren altına dayalı mevduatın toplam mevduat içindeki payına ilişkin şu bilgileri verdi: “Son güncel verilere göre altına dayalı mevduat ve benzeri yatırım ürünlerinin toplam yatırım ürünleri içerisindeki payı yüzde 1.6 seviyelerinde. Bankaların kıymetli maden depo hesaplarının parasal büyüklüğünün de 14 milyar TL’yi aştığını söyleyebiliriz. Türkiye’de yastık altında tutulan önemli bir miktarda altın olduğu biliniyor. Bankaların altına dayalı yeni yatırım ürünleri ile yastık altında bulunan altınların belirli bir kısmının ekonomiye kazandırılması bile altına dayalı yatırım ürünlerinin oranlarının sektör içerisindeki payının önemli ölçüde yukarı çekilmesini sağlayacaktır.”

Haberin Devamı

Altın, bankaların faiz dışı  gelirlerini olumlu etkiliyor

TÜRKİYE’de altın bankacılığı, küresel finansal krizinin etkilerinin artması ve güvenli liman arayışlarıyla birlikte daha ağırlıklı olarak gündeme gelmesinin olumlu etkileri olduğunu kaydeden Hasan Ecesoy, şunları söyledi: “2008 yılında Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu’nun 32 sayılı kararında yapılan değişiklikle, altın kredisine paralel olarak altın mevduatı uygulaması da yaygınlaşmaya başladı. Altın ve altına dayalı ürünler bir yandan faize duyarlı kesimin alternatif yatırım aracı arayışına cevap verirken, diğer yandan altın işlemleri bankaların faiz dışı gelirlerini olumlu yönde etkiledi. Türkiye ekonomisi açısından yastık altında tutulan altınların bankalarda yatırıma dönüştürülebilmesi, tasarrufların artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır diye düşünüyoum.”

Haberin Devamı

Bu yılın ilk yarısında ‘altın’  kredisini yetiştirmeyi planlıyor

VAKIFBANK’ın, altın bankacılığında son dönemde ürün çeşitliliğini artırdığını söyleyen Hasan Ecesoy bankanın altına dayalı ürünleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Emanet niteliğinde altın yatırım hesapları ve altına dayalı geleneksel B tipi yatırım fonuna ilave olarak bu yılın başında Anapara Korumalı Altın Fonumuzun ihracı gerçekleştirildi. Bu ürün ana paradan kayıp riskini göze almayan ve altın fiyatlarındaki yükselişten yararlanmak isteyen yatırımcılarımıza yönelik olarak tasarlandı. Yine bu yılın başında yeni bir ürün olarak mevduat niteliğindeki Altın Çağı Hesabı’nı yatırımcılarımıza sunduk. Banka olarak fiziksel altın satışına da aracılık yapıyoruz. Özellikle uluslararası geçerlilikteki saflık derecesinde ve standartlarda değişik ağırlıklardaki altınlar ile GAP, Sinan ve Osmanlı Vakıf Altını gibi özel koleksiyon altınları yatırımcılarımıza sunuyoruz. Son dönemde altın fiyatlarındaki gelişmelere ek olarak  Merkez Bankası’nın rezerv ve zorunlu karşılıkların yönetiminde altının ağırlığını artırıyor olmasının, hem bankacılıksektöründe hem de yatırımcı kesiminde altın talebinin ve altına dayalı ürünlerin artışına neden olmasını beklemekteyiz.”

Haberin Devamı

Kısa değil orta vadede  altında yükselişin sürmesi bekleniyor

ALTIN fiyatında yükselişin devam etmesini beklediklerini belirten Hasan Ecesoy bunu şöyle açıkladı: “Ekonomik iyileşmenin henüz istenilen düzeye ulaşmaması, global likidite artışı, enflasyon beklentileri, altın talebindeki artış, ülkelerin altın rezervlerini artırma amaçları, önümüzdeki günlerde altın fiyatlarındaki yükselişin devam etmesini destekleyecek önemli faktörlerden. Özellikle, küresel ekonomik görünüme ilişkin riskler, bununla birlikte merkez bankalarının genişletici politikaları ve risk algılamaları, bu faktörler arasında öne çıkıyor. ABD ve Euro Bölgesi’nde devam eden ekonomik sorunlara karşın henüz yapısal anlamda kalıcı çözümlerin üretilmemiş olması, bu ülkelerin para birimlerine olan güveni de azaltıyor. Bu durum yatırımcıların, daha güvenli yatırım araçlarına yönelmesine neden olurken, altın da buna bağlı yüksek seyrini sürdürüyor. Piyasalardaki belirsizliğin devam ediyor olması, merkez bankalarının altın rezervlerini artırmalarına neden olurken, nispeten daha olumlu bir ekonomik görünüme sahip gelişmekte olan ülkelerden altına gelen fiziki talep de son yıllarda artış gösterdi. Ancak altın üretimi talebi karşılayacak kadar hızlı artmadı. Ayrıca tarihsel analizler de altının yukarı yönlü hareketinin devam edebileceğine işaret ediyor. Ancak bu analiz orta vadeli bir bakış açısını yansıtıyor.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!