Güncelleme Tarihi:
İslamiyet'te geniş bir konu başlığı olarak ele alınan ve ayrıca düzenlenmiş bulunan seferilik halini ve hükümlerini bilmek ve buna göre davranmak her Müslüman için zorunluluktur.
Seferi Nedir ve Nasıl Olunur?
Gerek Kuran'da gerekse çok sayıda hadiste İslam dininin zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı bir din olduğu vurgulanmıştır. Peygamber Hz. Muhammed bu yaklaşımın sayısız örneğini hem davranışları hem de öğütleri ile vermiştir. Örneğin; insanlara evlilik konusunda şartlar dayatıp karşı tarafı zor durumda bırakmak değil de bu birlikteliğin bir an önce kurulabilmesi için her türlü kolaylığı göstermenin daha doğru ve istenen bir davranış olduğunu söylemiştir.
Müslümanın günlük yaşamında İslamiyet'e göre yerine getirmesi gereken ritüelleri vardır. Örneği; vakti girdiğinde abdestini alarak farz namazlarını kılmak gibi. Bu nedenle istisnai ve özel durumlarda ne gibi hükümler bulunduğunu bilmek şarttır.
Bu istisnai durumun birisi de "seferi olmak, seferilik halidir". Seferi, bir kimsenin herhangi bir sebeple oturduğu yerden kalkıp başka bir yere gitmesi ya da gitmek için yola koyulması halidir. İşte bu şekilde yola çıkmış olan kişiye de seferi denir.
Seferilik, Şartları Mahiyeti ve Hükümleri
Seferi olmak kişiye bazı haklar veren bir haldir. Elbette sahabe döneminde var olan ulaşım imkanları ile günümüz şartlarında yapılan seyahatler aynı değildir. Bu nedenle seferilik şartları ve mahiyeti ile hükmünü tam olarak bilmek gereklidir. Bu konuda Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı da şu kriterin altını çizmiştir:"...dinene sefer sayılacak mesafedeki bir yere gitmek üzere yola çıkan kişi, yaşadığı yerleşim yerinin meskun mahallinden çıkınca misafir hükmünde kabul edilir. Bu kimse yolculuk hüküm ve ruhsatlarından yararlanmaya başlar..." ( webdosya.diyanet.gov.tr ) Seferiliğin mahiyeti ve hükümlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
Yolculuğa başlayıp, şehrin meskun mahallinden çıkan kişi 4 rekatlı farz namazlarını 2 rekat olarak kılar.
Bugün artık şehirler genişlemiştir ve şehrin iki ucu arasındaki mesafe neredeyse bir sefer mesafesindedir. Bu nedenle hüküm şöyledir;
Büyükşehirlerde yaşayan kişiler yolculuğa kendi araçlarıyla çıktıklarında, ikamet ettikleri ilçenin belediye sınırlarını geçtikleri andan itibaren seferi sayılmaktadırlar.
Arık bu kimseler hakkında seferilik hükümleri sabit olur.
Şayet yolculuğa uçak, otobüs, tren ve gemi gibi umumi araçlarla çıkılmışsa bu defa seferiliğin başlangıç noktası aracın nevine göre liman, havalimanı veya otogardır.
Seferi iken kılınamayan namazlar nasıl kaza edilecek idiyse aynı şekilde kaza edilir. Seferi olan kimsenin bu durumu sona erdikten sonra gecikmeksizin bu namazlar da kaza edilir.
Bu durumda yolculuk halinde kazaya kalmış olan 4 rekatlı namazlar ister sefer halinde ister sefer sona erdikten sonra kaza edilsin 2şer rekat olarak kaza edilir.
Tam tersi bir durumda olabilir. Kişi seferi haline geçmeden önceki zamanda kılması gereken bir vakit namazını sefer sırasında kaza etmek durumunda kalabilir.
Yolculuk hali dışında kazaya kalan bir namaz sefer sırasında kaza edilmek istenirse 4 rekat olarak kılınır. Ancak Şafilere göre sefer halinde iken kılınmamış bir namaz şayet ikamet halinde kılınacak ise yine dört rekat olarak kılınır. ( Şırbini,, Muğni'l-muhtac, I, 396 )
Kaynaklar: namaz.diyanet.gov.tr
webdosya.diyanet.gov.tr