Güncelleme Tarihi:
Aybar, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen basın toplantısında, Renault'nun 2009 yılı değerlendirmesini yaptı ve 2010 yılı hedeflerini anlattı.
Aybar, Renault'nun, 2009 yılında markanın değişimini yansıtan yeni modeller ve mevcut ürün yelpazesi ile binek otomobil segmentinde sunduğu modelleri bir yıldan kısa bir süre içinde hemen hemen tamamen yenilendiğini ve pazarın en genç ürün gamlarından birine sahip olduğunu belirtti.
2009 yılının otomotiv sektörü için ilginç bir yıl olduğunu ve sektör için pek olumlu başlamadığını dile getiren Aybar, daha sonra alınan önlemlerle sektörün, bir önceki yıla oranla binek otomobillerde yaklaşık yüzde 13 oranında büyüdüğünü anlattı.
İbrahim Aybar, 2009 yılında binek otomobil pazarında 369 bin 819 adet araç satışı gerçekleştirildiğini hatırlatarak, Renault'nun, 59 bin 21 adet binek otomobil satışı ile yüzde 16 pazar payı elde ettiğini dile getirdi.
Binek ve hafif ticari araç toplam pazarında ise 557 bin 126 adet araç satışı gerçekleştirildiğini belirten Aybar, Renault'nun, gerçekleştirdiği 72 bin 470 adet araç satışı sonucunda yüzde 13 oranında pazar payı elde ettiğini bildirdi.
Aybar, 2009 yılının Renault için yeniliklerle dolu bir yıl olduğunu dile getirerek, 2009 yılının Mayıs ayında, Renault markasının değişimini yansıtan, yeni Megane HB ve Coupe, Laguna Coupe ve yeni tasarımıyla yeni Clio&Clio Grand Tour'un Türkiye pazarına sunulduğunu söyledi.
2009 yılının ikinci yarısında ise Renault'nun, yeni modelleri Grand Scenic, Megane Sport Tourer ile pazarın en genç ürün gamlarından birine sahip olduğuna işaret eden Aybar, kasım ayında, prestijli bir model arayışında olan tüketiciye yönelik olarak tasarlanan ve elektrikli versiyonu da Türkiye'de üretilecek olan Fluence'nin, Oyak Renault'da Megane II Sedan'ın üretim bandında yerini aldığını dile getirdi.
İbrahim Aybar, Renault'nun “Yol Güvenliği Eğitimi”ne katkıyı topluma karşı en önemli kurumsal sorumluluklarından biri olarak tanımladığını vurgulayarak, “Herkes için Güvenlik Programı” kapsamında Renault'nun, 7 yıldır devam eden “Sokakta İlk Adımlar Yol Güvenliği Eğitim Projesi” ile 40 ilde 500 bin öğrenciye ulaşarak güvenlik konusundaki çalışmalarını sosyal sorumluluk projeleri dahilinde sürdürdüğünü belirtti.
2009 yılında binek ürün gamını yenileyen Renault'nun, 2010 yılında ticari ürün gamında önemli yenilikler gerçekleştireceğini bildiren Aybar, Renault Master'ın tamamen yenilenerek bu yıl Mayıs ayı sonunda ticari araç kullanıcılarının beğenisine sunulacağını kaydetti.
Aybar, Yeni Master'ın, Renault'nun yeni panelvan çizgisinin habercisi olacağını ve Trafic Faz3 ile Kangoo Maxi'nin de aynı tarihte pazara sunulacağını ifade ederek, 2010 yılının Haziran ayında ise Megane RS'in, sportif otomobilseverlerin beğenisine sunulacağını dile getirdi.
“BİZ OTOMOBİLİ DEĞİŞTİRİYORUZ, YANİ HAYATI DEĞİŞTİRİYORUZ"
Otomobillerin gelecekte yaşanabilir bir dünya için bir unsur olması gerektiğini dile getiren Aybar, şunları kaydetti:
Biz otomobili değiştiriyoruz, yani hayatı değiştiriyoruz. Otomobilleri değiştirirken hayatı da değiştirmek için yola çıkıyoruz. Bunun için 'Drive The Change' (Otomobili Değiştiriyoruz, Hayatı Değiştiriyoruz) diyoruz. Renault markasının yeni imzası 'Drive The Change' markanın değerlerine uygun anlamıyla, yenilikçi ve insanlara yakın bir şirket olan Renault'nun herkes için sürdürülebilir ulaşımın öncüsü olma hedefini yansıtıyor.”
Aybar, Renault'nun yeni sloganı “Drive The Change”in, kurumsal kültürün coşkulu, yenilikçi, insanlara yakın, temel değerlerini ifade ettiğini ve otomobil tasarımı ve kullanımında yeni bir çığır açtığını bildirdi.
SEKTÖRDEKİ KAMPANYALAR
2009 yılında ÖTV ve KDV indirimlerinin etkisiyle 6,5 aylık özel bir dönem yaşadıklarını dile getiren Aybar, şunları kaydetti:
“Bu 'özel dönemi' bu yıl öngörmediğimiz için otomotiv pazarı 2009 yılına göre daralacak. Ancak ocak ayını yeni tamamladık, Şubat ayını yaşayacağız. Şubat ayı sonu itibari ile daha netleşir. Ama Otomotiv Distribitörleri Derneği'nde (ODD) yapılan çalışmalarda otomotivdeki azalmanın yüzde 10 ile yüzde 20-25 arasında olabileceği ortaya çıkmıştı. Bu doğrultuda şimdi karar değiştirmeden tahminleri muhafaza ediyoruz. 2010 yılı kendi içinde 2009 yılına göre daha düşük olmakla birlikte belli bir stabiliteyi sağlayabileceğini gösteriyor ama çok erken. Yorumu asıl şubat ayı bittikten sonra yapacağız.
Kampanyasız ay ve gün olmuyor. Müşterilerimizi kampanyalara iyice alıştırdık. Dolayısıyla bu belli ölçüde devam edecek. Ama bir gerçeği de unutmayalım. Ticaret yapıyoruz. Sonuç itibariyle müşterimizi kazandıracağız, bayimizi kazandıracağız ve biz de kazanacağız. Artık bu noktada daha dikkatli olmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Bu doğrultuda çalışacağız. En azından biz Renault olarak bu doğrultuda çalışacağız. Yani ticareti gerekleriyle yaparak yüksek standartlarda, yüksek hizmet kalitesiyle müşterilerimize yansıttığımız yeni değişimi tam manasıyla yansıtarak ticari sonuçlarımızı böyle alacağız.”
Aybar, liderlik denilen şeyin bir sonuç olduğunu, amaç olmadığını vurgulayarak, amaçlarının ürünlerini en işi şartlarda, en kaliteli hizmetle ve en yüksek standartta müşterilere sunabilmek olduğunu ifade etti.
Elektrikli Fluence'nin 2011 yılının başından itibaren Oyak-Renault fabrikalarında üretime başlayacağını hatırlatan Aybar, Türkiye'de elektrikli araç üretiminin yaygınlaşması için birtakım altyapı çalışmalarına ihtiyaç olduğunu ve 2010 yılının bu altyapı çalışmalarının yapıldığı bir yıl olacağını umduğunu sözlerine ekledi.
“DACIA, TARİHİ SATIŞLARA ULAŞTI”
Renault Mais Dacia Marka Yöneticisi Orhan Çetin ise daralma beklentisiyle girilen 2009 yılında, sektörde özellikle ÖTV desteğiyle yükselme eğilimi görüldüğünü hatırlattı.
Çetin, 2009 yılı için 7 bin 500 - 8 bin satış hedefi koyarken, yılı 5 bin 873 adet binek ve 3918 adet hafif ticari olmak üzere toplam 9 bin 791 adetlik satışla tamamladıklarını ve Türkiye pazarında 13. marka olduklarını kaydetti.
Dacia'nın Avrupa ve diğer pazarlarda “tarihi” satışa ulaştığını belirten Çetin, Doğu Avrupa, Batı Avrupa, Türkiye, Rusya ve Kuzey Afrika'da başarı göstererek, farklı kültürlere nasıl hitap edileceğini gösterdiklerini söyledi.
Çetin, Dacia'nın müşteri memnuniyeti ve satış sonrası memnuniyette yükselme gösterdiğine değinirken, 2010 yılında odaklanacakları iki noktayı, “Mevcut ürün gamı pazarlamasını daha da geliştirmek” ve “Ürün gamındaki yeniliklerle portföylerinde olmayan müşteri kitlelerine ulaşmak” şeklinde sıraladı.
DACIA'DAN FABRİKA ÜRETİMİ LPG'Lİ OTOMOBİL
Orhan Çetin, 2010'da Türkiye pazarına fabrika üretimi LPG'li otomobil sunacaklarını bildirerek, yine 2010'da 4x4 modeli Duster'ı nisan sonunda Türkiye'de tanıtmayı planladıklarını ifade etti.
Soruları yanıtlarken de Çetin, 2009'da binek ve hafif ticaride toplam yüzde 1,8'lik pazar payı aldıklarını hatırlatarak, Dacia'nın henüz gelişimini tamamlamadığını, yıl içinde sert iniş ve çıkışlarda araçsız kaldıkları dönemler olduğu gibi, pazar payında yüzde 3'lere ulaştıkları aylar olduğunu söyledi.
Çetin, hedeflerine ilişkin olarak, “3 yıl içinde yüzde 5'lik pazar payı hedefine yürümek istiyoruz. 2010 yılında pazar payı performansımızı en az yüzde 50 artırmak istiyoruz” dedi.
LPG'li araçların AVM'lerde kapalı otoparklara alınmadığı hatırlatılarak, buna yönelik çalışma yapıp yapmadıklarının sorulması üzerine Çetin, AVM'lerin, pazarın büyümesiyle paralel olarak artan talep üzerine gerekli önlemleri alacaklarına inandığını ifade etti.