Güncelleme Tarihi:
DOĞUŞ Holding’in kurucusu Ayhan Şahenk’in vefatının üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçmişti. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi ile Dünya Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen ‘Yılın İşletmecileri 2002’de Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk de ödül alıyordu. Ödül töreninde gözleri dolarak yaptığı konuşma herkesi çok etkilemişti. “Ayhan Şahenk’in oğlu, 39 yaşındaki Ferit için bu ödül çok önemli” demişti. Aradan geçen yıllara rağmen babasını aynı sıklıkla anıyor. Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda 10 yılı geride bırakan Ferit Şahenk ile hem bugünü hem de gelecek planlarını konuştuk.
* Garati Bankası’na İspanyol BBVA’yı ortak aldınız. Bundan sonrası için nasıl bir yön çiziyorsunuz?
- İspanyol ortağımız ufak büyüklükteki şube yönetimi, varlık yönetimi ve sigorta tarafında bize katkı sağlar. Garanti Bankası teknoloji anlamında dostlarımıza çok güzel şeyler katacak. Faaliyet gösterdiğimiz hiçbir pazar örtüşmüyor. Biz Romanya, Rusya, Hollanda’da varız, onlar yoklar. “Oraları beraber büyütelim” dedim. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Türki Cumhuriyet’lerde değişimler sonucu sermaye daha fazla demokratikleşecek. Büyük saraylar değil halkın yararlanacağı alt yapıya dönük projeler olacak. Hem inşaat sektörü hem bankacılık çok büyük performanslar gösterebilir o bölgeler.
Neden Yunanistan’a gitmedi
* Yeni alımlar yapabilecek finansal gücünüz var. Malum Avrupa sıkıntıda. Avrupalı bir banka alır mısınız?
- Şunu da sormak lazım: Yatırımcılar neden daha büyük değerlerle Türkiye’ye geliyor? Gelmesinin nedeni büyüme potansiyeli. Bugün ucuz diye Yunanistan’da bir banka almanın bir anlamı yok.
* Ölü eşek fiyatına yatırım yapmanın mümkün olduğu söyleniyor.
- Ucuz diye bir şeyi almak iyi değil. Ölü eşek fiyatına bile olsa! O memleketin performansına inanıyorsanız bazen daha pahalı bir şeye ortak olmak çok daha anlamlıdır. Şimdi İspanyollar neden çok daha ucuz bir Yunan bankası almadılar? Ortadoğu’da da çok ilginç büyümeler olacak. Daha Türk bankacılığının Türkiye’de yapacak çok şeyi var. Mesela biz finansal okur yazarlığa çok önem veriyoruz.
* Finansal okur yazarlıkla hedefiniz nedir?
- Toplumda eğitime çok ihtiyaç var. Bazen bankların yaptığı şeyler yanlış anlaşılabiliyor. Finansal okuryazarlığa çok önem veriyorum. Bu anlamda bizim de faaliyetlerimiz var. Bugün insanlar bütçesini nasıl harcamalı ileriye dönük yatırımını nasıl yapmalı bunları öğrenmeli. Borsayı kumarhane gibi görüyorlar; yanlış! Bu yanlışların düzeltilmesi için bir şeyler yapılmalı. Toplumda yaptığımız işlerin zorluklarını, özelliklerini, güzelliklerini reklâm yapar gibi toplumu bilgilendirmeliyiz.
Enerji projeleri kalıcı
* Diğer faaliyet alanlarınızda yeni projeler var mı?
- Gayrimenkul hem ticari yapılanma hem alışveriş merkezi türü şeyler üzerinde duruyor. İstinye Park, Gebze Center bunun örnekleri. Enerji Türkiye’nin yatırım yapması gereken bir sektör. Bizim ana sektörümüz bugüne kadar olamadı. Birkaç tane bazıları başka gruplarla ortaklı projemiz var. Enerji yatırımları kalıcı yatırımlardır.
Prezantasyonla memleket tanınmaz, sokağa inmeli
* İş çevreniz ve sosyal yaşamınız dışında nerelerden besleniyorsunuz?
- Çocukken elimde fotoğraf makinesi sokaklarda gezerdim. Hayattan kopmamak lazım. İşadamları çok daha iyi karar verebilmek için sokağa inmeli. Futbol maçına gitmeli. Sadece prezantasyonlarla memleket tanınmaz. İnsan olarak hissederek görmeli. Çok endişeliysen şapka tak çık ama insanlara karış. Onları gör, tanı, anla!
Kızım keman çalmak isterse onu şirkette çalışmaya zorlayamam
* Kurumsallaşmayı sık vurguluyorsunuz. Sonraki jenerasyon nasıl bir rol alacak?
- Bizim ekmeğimizi yediğimiz işlerimiz, kurumsallaşarak ileriye gitmeli. İlla aile şirketi olarak kalacaklar diye bir şey yok. Kurumsallaşsın ki bir kişinin etkisinden uzak kalsın. İleride yapmak istemediği bir işi çocuğuma yaptırarak, hayatını etkilemek istemem. Kızım keman çalmak isterse çalsın. Onun geleceğini de rahatlatmak lazım. Ya da o çocuk oraya geleceğim diye yetişir sonra bakarsınız kapasitesi uygun değil. Grubun bu kadar yıllık başarı ve tecrübesini bir anda sarsabilir. Bunu çalışma arkadaşlarıma ve Türkiye’ye yapamam. Yılda bir Niğde’ye gidip babamı ziyaret ediyoruz. Rahmetli Ayhan Bey bugün Niğde’de yatıyor. Önemli olan kurumların devamlılığı.
Yerli otoyu kolektif yapalım, halka açalım
* Wolksvagen’in Türkiye’de üretim yapmasını arzu ettiğinizi biliyoruz.
- Otomotiv yatırımı yapılacak yer kendi içinde tüketim potansiyeline sahip olmalı. Türkiye’de bu var. İhracat açısından da müthiş bir lojistik sağlıyor. Türkiye Volkswagen içinde önemli piyasa oldu. Burası onları da cezbedecektir. Gönlümden geçen onların burada yatırım kararı almaları.
* Yerli marka otomobil çok tartışılıyor. Bu işi sizin yapabileceğiniz de söyleniyor.
- Yerli otomotiv yapılabilecek bir iş. Kore’de Hindistan’da bu işler yapılıyorsa Türkiye’de de yapılabilir. 10 sene evveline göre bu tabii ki kolay değil. İçimdeki ses bunun kolektif bir çalışma olmasından yana. Türkiye’nin belli başlı grupları bir araya gelmeli. Sonra devletle bir araya gelip nasıl yapılacağını konuşmalı. Memleket projesi haline getirmeli. İleride de bunu halka açarsınınız. Türk halkı da bunun bir parçası, sahibi olur. Böylelikle ilginç bir yapıda gidebilir.