Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2004 01:43
Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre, Türkiye’nin de kullandığı ‘dalgalı döviz kuru rejimleri’ cari işlemler açığının meydana getirebileceği ekonomik şoklara karşı en iyi önlem.
IMF uzmanları tarafından hazırlanan ‘Cari İşlemler Dengesizliği’ başlıklı çalışmaya göre,
döviz kuru rejimleri, cari işlemler açığının meydana getirdiği krizleri önlemede önemli bir yere sahip bulunuyor.
Latin Amerika, Rusya ve Asya’daki krizler dikkate alındığında, cari işlemler açığı, en kötü sonuçları sabit kur rejimlerinde veriyor. Esnek olmayan döviz kuru rejimine sahip ülkeler, cari işlemler açığının artmasıyla krize girebiliyor.
IMF çalışmasına göre, cari işlemler açığı, açık ekonomilerde daha az etkiye sahip bulunuyor. Bu türden ekonomiler, ani sermaye çıkışlarından çok fazla etkilenmiyorlar.
BÜYÜMEYE ETKİSİ
Cari işlemler açığının, ekonomik büyümeye de olumsuz etkisinin olduğu belirtiliyor. Açığın artmasıyla sermaye çıkışının yaşanması, ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etki yaratıyor.
Çalışmaya göre, cari işlemler açığının risk oluşturmaması için gelişmekte olan ülkelerin, açığı finanse edici daha çok yabancı sermaye çekmesi gerekiyor.
Gerek doğrudan gerekse dolaylı yabancı sermayenin arttırılması için yatırım ortamının daha cazip hale getirilmesi ve makro ekonomik istikrarın kalıcı hale sokulması gerekiyor.
GÜVENİN ÖNEMİ
Çalışmada, piyasalarda güven sağlanması ve güvenin kalıcı hale getirilmesinin de, ani sermaye çıkışlarını önleyerek, cari işlemler açığından kaynaklanan krizleri önleyebildiği vurgulanıyor.
IMF çalışmasına göre, cari işlemler açığındaki süreklilik, kısa vadede bankacılık sektörünü sıkıntıya sokmuyor, ama döviz rezervlerinin azalmasına, dolayısıyla kırılganlığa neden olabiliyor.
Çalışmada, yüksek borç yükü altındaki ülkelerin, cari işlemler açığını daraltacak önlemleri alması gerektiği belirtilirken, yüksek dış borcun, ülkelerin borçlarını finanse etme imkanını zorlaştırması nedeniyle, ani sermaye çıkışına sebep olabileceği, dolayısıyla ekonomik kriz olasılığını arttırabileceğine dikkat çekiliyor.
Babacan: YTL ile kupür kompozisyonu AB’li olacakYILBAŞINDAN itibaren ‘Yeni Türk Lirası’na geçişle birlikte vatandaşlar uzun yıllardan bu yana kullanmadıkları bozuk para cüzdanlarını yeniden kullanmaya başlayacaklar.
Devlet Bakanı Ali Babacan, AKP İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol’un yeni banknot ve madeni para basımına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Bakan Babacan, Hazine Müsteşarlığı ve Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ile birlikte yapılan değerlendirmelerde yeni madeni paraların ‘1, 5, 10, 25 ve 50 Yeni Kuruş ile 1 Yeni Lira’dan oluşmasının kararlaştırıldığını bildirdi. Babacan, 1 Yeni Türk Lirası’nın hem banknot hem de madeni para olarak tedavüle gireceğini, bunun yanı sıra banknotların ‘5, 10, 20, 50 ve 100 YTL’ olmak üzere toplam 6 kupürden oluşacağını ifade etti.
Madeni Para/Emisyon oranının genel olarak ülkelerin madeni paralarının satın alma gücüne göre değiştiğini bildiren Bakan Babacan, satın alma gücü düşük madeni paraların tedavülde olmasının doğal olarak bu oranın düşmesine neden olduğunu kaydetti. Babacan, Türkiye’de yaklaşık yüzde 1 dolayında olan Madeni Para/Emisyon oranının,
Euro öncesinde Avrupa ülkelerinde ortalama yüzde 5 dolayında olduğuna da dikkat çekti. Babacan, YTL’ye geçişle birlikte oluşturulacak yeni kupür kompozisyonunda Türkiye’de de bu oranın Avrupa ülkeleri ortalamasına yükselmesinin beklendiğini belirtti.