‘Siz ona iyi bakarsanız o da size iyi bakar’

Güncelleme Tarihi:

‘Siz ona iyi bakarsanız o da size iyi bakar’
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2024 07:00

İnsanların uzun yaşamasına, mutlu olmasına veya hormonlarının düzenli çalışmasına katkı sağlayan bakteriler üzerine araştırmalar yapan Ali Rıza Akın bilim dünyasında ‘bakterilere fısıldayan adam’ olarak biliniyor. Mikrobiyota alanında çalışan sayılı biliminsanından biri olan Akın, bakteri çeşitliliğinin önemini hatırlatıyor: “Bağırsaklarımızda çeşitlilik istiyoruz ama makarnanın üzerinde, iskenderde, mantıda, cacıkta her gün yoğurt yiyoruz. Bu da bağırsaklarımızdaki bakterilerin çeşitliliğini azaltıyor.”

Haberin Devamı

‘Siz ona iyi bakarsanız o da size iyi bakar’
Kanserde Bakteriyel Terapi’ kitabının (üstte) yazarlarından biri olan Ali Rıza Akın: “Mikrobiyotamızdaki bakteriler bizi kanserden koruyor. Ayrıca diyabet, depresyon, MS, otizm gibi hastalıklarla mikrobiyotanın derin
bir ilişkisi var.”

Ali Rıza Akın 1997’den bu yana mikrobiyota bilimiyle uğraşıyor. Next-Microbiome şirketinin kurucu ortağı ve baş biliminsanı. ‘Bacterial Therapy of Cancer’ (Kanserde Bakteriyel Terapi, 2016) kitabının da yazarlarından biri. Son günlerde mutluluk hormonunun düzenli üretilmesini sağlayan bir bakteri üzerine çalışıyor. Ayrıca Akkermansia muciniphila bakterisi üzerine araştırmalar yapan sayılı biliminsanları arasında. 2002’de ilk kez keşfedilen bu bakteri insanların uzun yaşamasına destek oluyor. Mikrobiyolog Ali Rıza Akın’a son günlerde herkesin dilinde olan ‘mikrobiyota’ üzerine aklımıza takılanları sorduk.

Haberin Devamı

◊ Mikrobiyota tam olarak nedir? Bakterilerin ne gibi işlevleri var?

Vücudumuzda sağlığa yararlı ve zararlı mikroorganizmaların tamamını ifade eden mikrobiyota olmadan hayatta kalma şansımız neredeyse yok. Mikrobiyotamızdaki bakteriler mutluluk hormonunun salgılanmasına destek oluyor, bizi kanserden koruyor. Ayrıca diyabet, depresyon, MS, otizm gibi hastalıklarla mikrobiyotanın derin bir ilişkisi var. Örneğin hamilelikte annenin ağız florasında yaşayan bakteriler çocuğun zekâsını etkiliyor. Zaten mikrobiyotamız daha doğmadan annemizin karnında oluşmaya başlıyor.

◊ Bağırsak sağlığının öneminden sık sık bahsediliyor son zamanlarda. Sizin çalışmalarınızın bu alana katkısı nedir?

Ben hayatım boyunca kakaları analiz ettim. Önce size ilginç bir hikâye anlatmak isterim. Bir gün bana Machu Picchu, Peru’daki bir kadının kakasının analiz bilgileri geldi. Dedim ki “Bu kakayı istiyorum”. Çünkü içinde 3 bin çeşit bakteri vardı. Fiyatı 200 bin dolar! Bu dışkıyı bilimsel bir firma satıyor. Kakaları toplayıp analiz ediyorlar ve biliminsanlarına satıyorlar. Biz de bunların genetik çeşitliliğine bakıyoruz. San Francisco’da bir laboratuvarımız vardı. Oranın adresini verdim, fakat bir türlü gelmiyor. Firma “Teslim edildi” diyor ama yok. Kameraları açtık, baktık. Meğer temizlikçi kadın çöp diye atmış. Koşup çöplere de baktım ama bulamadık. “Bu kadın bir daha kaka yapsın” dedik fakat aynı kadın aynısını bir daha üretemedi.

Haberin Devamı

◊ Günden güne farklı dışkılar mı çıkıyor bizden?

Evet, güne göre bakteriler değişiyor. Bu kadının o kaybolan kakasının içinde kansere, depresyona karşı etkili; böbrek taşının oluşmasını ve bağışıklık sistemi hastalıklarını önleyen daha nice bakteriler vardı.

‘Siz ona iyi bakarsanız o da size iyi bakar’

‘GİDEN BİR DAHA GELMEZ’

◊ Depresyonun artmasının, mutsuzluğumuzun sebebi de mikrobiyotamızın değişmesi mi?

Evet, herkes mutsuz. Dünya üzerinde bazı yerler var. Japonya’daki Okinawa Adası, İtalya’daki Sardunya Adası, ABD’deki Loma Linda şehri, Kosta Rika’daki Nicoya Yarımadası, Yunanistan’daki İkarya Adası, yani bizim Ege. Bu bölgeler ‘Blue Zone’ (Mavi Bölge) olarak biliniyor ve buralardaki insanlar daha uzun yaşıyor. Mutlular da... Çünkü bu bölgelerde yaşayan insanların vücudundaki bakteri çeşitliliği bizimkinden çok daha fazla.

Haberin Devamı

◊ Şehir hayatının etkileri mi?

Eskiden 60 yaşına kadar doğum yapan kadınlarımız vardı, bugün 30 yaşında menopoza girenleri görüyoruz. Kadınların mikrobiyotası fevkalade kompleks bir yapıya sahip. Ev kimyasalları, kozmetikler, işlenmiş gıdalar nedeniyle kadın mikrobiyotası o kadar çok darbe yedi ki’. Kadın mikrobiyotası normalde erkeklerden çok farklıyken bu koşullar sebebiyle erkek mikrobiyotasına dönmeye başladı. Çocuk sahibi olmak veya menopoz dönemini sağlıklı geçirmek istiyorsam mikrobiyotama destek olmam gerekiyor. Bir kadının vajinal mikrobiyotası sağlıksızsa tüp bebek de yapsa çocuk sahibi olamıyor.

◊ Neler yapmalıyız, nasıl beslenmeliyiz?

Haberin Devamı

Dereotu, maydanoz gibi yeşillikler ve özellikle de zeytin tüketeceksiniz. Gazlı içeceklerden ve alkolden uzak duracaksınız. Yediklerinizin organik olması gerçekten çok önemli. Tüm dünyada üretilen antibiyotiklerin yüzde 75’ini hayvancılık ve tarım sektörü kullanıyor. Bu antibiyotikler de bağırsak mikrobiyomunuzdaki bakterileri yok ediyor. Bu biraz ailenizden aldığınız bakteri çeşitliliğiyle de ilgili. Sizde 1.000 çeşit bakteri vardır, antibiyotik aldığınızda 300 tanesini öldürür. Bir başkasında sadece 30 tanesini... Ama şunu söyleyebilirim ki giden bir daha geri gelmiyor. Bu yüzden organik beslenme şansınız yoksa doktor kontrolünde takviye alabilirsiniz. Siz mikrobiyatanıza iyi bakarsanız o da size iyi bakar.

Haberin Devamı

◊ Şu an özellikle çalıştığınız bir bakteri var mı?

Mutluluk hormonunu tetikleyen bir bakteri üzerinde çalışıyorum. O bakteri vücudunuzdaysa serotonin güzel bir şekilde üretiliyor. Ana görevlerimden biri de hangi bakterinin, hangisiyle iyi anlaştığını bulmak. Bir bakterinin probiyotik olarak kullanılabilmesi için diğer bakterilerle uyumlu olması çok önemli. Uyumsuzsa diğerlerinin arasına koyduğunuzda her yeri istila edebilir.

‘MUTLULUĞUNUZU ONA BORÇLUSUNUZ’

◊ Probiyotik ve prebiyotikler hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Prebiyotik, probiyotiklerin mamasıdır. Her bakterinin yemeği farklıdır. Örneğin herkes yoğurt sağlıklı diye her öğünde yemeye çalışır. Ama biz bağırsaklarımızda çeşitlilik istiyoruz, değil mi? Bir bahçemiz olduğunu düşünün. Farklı farklı çiçeklerimiz olsun diye çalışıyoruz ama oraya her gün papatya tohumu ekiyoruz. Makarnanın üzerinde, iskenderde, mantıda, cacıkta her gün yoğurt yiyoruz. Bu da bağırsaklarımızdaki bakterilerin çeşitliliğini azaltıyor.

◊ Evimizde evcil hayvanımız olmasının mikrobiyotamıza bir etkisi var mı?

Bir insanın evinde kedi ve köpek olması kadar sağlıklı bir olay yok. Mutluluğunuzu ona borçlusunuz ve bu bilimsel bir gerçek. Bir evde patili arkadaş varsa o evin mikrobiyotası patisiz evden çok daha sağlıklıdır. Çocuğunuz varsa onun da daha sağlıklı olmasına destek olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!