İhsan Yılmaz

Türk resminin en ünlü yüzü kime ait

24 Mayıs 2024
İSTİKLAL Caddesi üzerindeki Casa Botter’de (Botter Apartmanı) Türk resim sanatının usta isimlerinin solo sergilerini hazırlıyor küratör Levent Çalıkoğlu. Solo Botter adını verdiği ve Selma Gürbüz ile başladığı bu seriye Nuri İyem’le devam ediyor.

Küçük bir retrospektif niteliğindeki Nuri İyem sergisinin açılışı çarşamba akşamı yapıldı.

Kronolojik olarak sanatçının belli dönemlerine odaklanan sergide bu dönemlere ait en karakteristik eserlerine yer verilmiş. Böylece sade ama doyurucu, konsantre bir Nuri İyem solosu izleme fırsatı buluyorsunuz.

Nuri İyem denince ilk akla güçlü Anadolu kadınının farklı duygularını yansıtan yüzleri gelir. En karakteristik, adeta imzası olmuş eserleridir bunlar.

Peki belli birinin portresi midir bu yüz, çıkış noktası kimdir? 

ABLASININ GÖZLERİ

Levent Çalıkoğlu’na göre klasik ve Batılı anlamda portre resim geleneğindeki yetkinliğine rağmen, Anadolu kadınına ait olduğunu düşündüğü bir arketip yaratmasındaki ihtiyacı özellikle erken yaşta yitirdiği ablasının hayali yüzüne ve sıcaklığına kavuşma arzusu olarak tarif ediyor.

Annesinden çok sevdiği ve yüz resimlerinin ilham kaynağı olan ablasıyla ilişkisini anlatıyor bir söyleşisinde Nuri İyem:

“Benim hayatımda bir kadının çok büyük rolü var. O kadın annem değil, ablam. Annem yaşlı bir kadındı. Son çocuğuydum ben. Ablam bana baktı. O kadar ki, ben annemi pek sevmezdim açıkçası. Ama ablama bayılırdım. Beni dayaktan, her türlü fırtınadan korurdu. Evde bir şey kırdım diyelim, ablam koşar gelir dayaktan kaçırırdı beni. Korkunç şekilde seviyordum onu, her zaman onun peşindeydim. Örneğin Cizre’de tropikal sıtmaya tutuldum. Gün aşırı gelirdi nöbet. Anne diye bağırmazdım, abla diye bağırırdım. O nöbet sırasında beni kucağına alırdı. Uyandığım zaman bir bakardım, gözleri üstümde. [...] On dokuz yaşında evlendi, ilk çocuğunu doğururken de öldü. Ve bir suçluluk duygusu var bende şimdi. Sanki ben ablamı kurtarabilirdim. Buna benzer tuhaf şeyler yaşadım ben. Resimle uğraşmaya başladığım zaman hep bir kadın vardı.”

Yazının Devamını Oku

Vladimir Putin bu fotoğrafta ne arıyor

22 Mayıs 2024
FOTOĞRAFI ressam Erol Akyavaş’ın eşi Ilona Akyavaş paylaştı sosyal medya hesabı Instagram’dan, altına “Rusya, 1990” yazarak.

Erol Akyavaş, konuştuğu biri ile poz vermiş, hemen yanında sohbete dahil olan bir üçüncü kişi daha var. Henüz 38 yaşındaki Vladimir Putin.

O zaman kimsenin dikkatini çekmemiş, merak da edilmemiş kim olduğu. Belli ki bir açılışta ya da törendeler.

Merak ettim fotoğrafın hikayesini.

1990 yılında Putin ne yapıyordu diye baktım önce. Sovyetler Birliği’nde 16 yıl boyunca KGB dış istihbarat subayı olarak çalışan ve yarbay rütbesine yükselen Putin 1991’de istifa ederek St. Petersburg’da siyasi kariyerine başlamış.

Başkan Boris Yeltsin’in yönetimine katılmak üzere 1996 yılında Moskova’ya taşınmış, Yeltsin’in istifasının ardından, 2000 yılında başkan vekili, dört aydan kısa bir süre sonra da ilk kez devlet başkanı seçilmişti.

Sonrası malumunuz, halen aynı görevde.

Biz dönelim fotoğrafa. 

Yazının Devamını Oku

Mardin sokaklarında Yıldız Savaşları

17 Mayıs 2024
MARDİN’in daracık taş sokaklarında yürürken köşeyi her döndüğünüzde bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. Renkli koşum takımlarıyla bir at da olabilir bu, duvardaki taşlara işlenmiş geleneksel motifler, dini metinler ya da duvar resimleri...

Ama Yıldız Savaşları’nın (Star Wars) beyaz zırhları, ikonik kaskları ve ellerinde lazer silahları bulunan klon Stormtrooper askerleriyle karşılaşmak aklınızın ucundan geçmez. Üzerine çıktığı tarihi evin çatısından “Seni yeneceğim Mardin” der gibi meydan okuyan Darth Wader ise hiç geçmez.

Bütün bunları gerçekleştiren ve Yıldız Savaşları’nın film kadrosunu Mardin’e getiren kişi sanatçı Halil Altındere. Görüntüler sanatçının Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi- Dilek Sabancı Galerisi’nde açılan ‘Motherland / Anayurt’ sergisi için özel hazırladığı ‘Star Wars: Mardin 2024’ adlı animasyon videosundan.

Serginin adının ‘Anayurt’ olması tesadüf değil.

Mardin doğumlu bir sanatçı Halil Altındere ve ilk kez bir solo sergi açıyor memleketinde. Sergi 1990’ların sonundan bu yana kendine has, sarkastik diliyle ortaya koyduğu yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neonlardan oluşan seçkisinin yanı sıra; son yıllarda ürettiği ve Star Wars’un bilim kurgu evreniyle murakka ve minyatür geleneklerini harmanladığı eserlerinden oluşuyor.

Sanatçının yakın dönemde ürettiği ve Venedik Bienali’nden Gwangju Bienali’ne, Roma Maxxi Müzesi’nden Neue Berliner Kunstverein gibi pek çok müze ve kurumda gösterilen yapıtlarının yanı sıra Afgan zanaatkârların direniş ve dayanışma sembolü olan savaş halılarından ilhamla ürettiği halı serisi ile geleneği gelecekle harmanladığı çalışmaları Mardin’de ilk kez izleyicisiyle buluşuyor.

TÜRK ASKERİ DRONLARI HALISI

Halil Altındere’

Yazının Devamını Oku

Erden Kıral’ın aynasından yansıyanlar

10 Mayıs 2024
TÜRK sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Erden Kıral’ın anılarını kaleme aldığı kitabı ‘Aynadan Yansıyan Hatıralar’ ilk kez 2012 yılında yayımlanmıştı.

Osman Seden, Yılmaz Güney, Bilge Olgaç gibi yönetmenlere asistanlık yapan, ‘Kanal’, ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’, ‘Hakkari’de Bir Mevsim’, ‘Ayna’, ‘Av Zamanı’, ‘Mavi Sürgün’, ‘Dilan’, ‘Yolda’ gibi filmleriyle önemli ödüller alan Kıral, 17 Temmuz 2022’de 80 yaşında hayata veda etti. Usta yönetmenin hayatını anlattığı kitabı ‘Aynadan Yansıyan Hatıralar - Benim Güzel Günlüğüm’ adıyla yeniden yayımlandı.

Önsözünü sinema yazarı Alin Taşçıyan’ın kaleme aldığı kitabına Bernardo Bertolucci’den bir alıntıyla başlıyor Erden Kıral: “Hayatımız sekanslardan oluşur, sahnelerden oluşan sekanslardan söz ediyorum. Dolayısıyla sinema hayata benzer.”

Erden Kıral -‘Aynadan Yansıyan Hatıralar’ın yeni basımı Yapı Kredi Yayınları tarafında yapıldı.

İşte Kıral’ın sinemayla iç içe geçmiş hayatından ve özellikle Yılmaz Güney ile yaşadıklarından ilginç sekanslar:

KRALLAR KRALI’NI BELGRAD ORMANI’NDA NASIL DARBETTİLER

1942 yılında Gölcük’te doğan Erden Kıral İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Bölümü’ndeki öğrencilik yıllarında sinemayla ilgilenmeye başlar. Okulun sinema kulübünde Sami Şekeroğlu ve arkadaşlarının yaptıkları film gösterimlerinin en sadık takipçilerindendir. Bir arkadaşının tavsiyesiyle yönetmen Bilge Olgaç’la tanışır ve 1965 yılında Yılmaz Güney’in oynadığı ‘Krallar Kralı’ filminin setine dahil olur. Belgrad Ormanı’na çekime giderken minibüs şoförü ile Yılmaz Güney’in tartışması olaylı bir şekilde noktalanır:

Yazının Devamını Oku

İstiklal’in yeni kültür mekânı BlackBox

8 Mayıs 2024
Cumhuriyet’in 100’üncü yılına armağan olarak 29 Ekim 2023’te açılmıştı İstiklal Caddesi’ndeki Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi.

Zengin koleksiyonuna son olarak Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’nin ikincisini de katarak dikkatleri bir kez daha üzerine çekti.

Sergiledikleri eserler kadar etkinlik mekânı BlackBox’ın programıyla da İstiklal Caddesi’nin kültür hayatına önemli bir katkı sunarak edebiyattan mimariye, operadan resme uzanan sohbetlere ev sahipliği yapıyor.

RHM’nin programında bu ay Müzeler Haftası’na özel etkinlikler de yer alıyor.

Dr. Mimar Sinan Genim, bugün gerçekleştireceği “İstanbul’un Tarihçesi” başlıklı konuşmasında katılımcıları, çağlar boyu farklı medeniyetleri buluşturarak birçok sanatsal, mimari ve edebi esere ev sahipliği yapan İstanbul’un tarihinde bir gezintiye çıkaracak.

Türk edebiyatının önde gelen isimlerinin eserleri, anıları ve yaşamlarının incelendiği “Müzede Şiir Var” serisinde bu ayın konuğu Sait Faik Abasıyanık. Onur Caymaz’ın anlatımıyla edebiyatımızın öncülerinden Sait Faik’in yaşamının kapılarının aralanacağı etkinlik, 16 Mayıs Perşembe ve 17 Mayıs Cuma günleri 16.00’da gerçekleştirilecek.

RESİMLERLE

Yazının Devamını Oku

Burhan Doğançay seçkisi müzayedede

3 Mayıs 2024
Eserleri Metropolitan Museum of Art, Victoria & Albert Müzesi, Pompidou Center, British Museum, Museum of Fine Arts, Pinakothek der Moderne, Moderna Museet, Guggenheim Müzesi gibi dünyanın önde gelen 70’ten fazla müzenin koleksiyonunda yer alıyor Burhan Doğançay’ın. Müzayedelerde de eserleri en çok ilgi gören sanatçıların başında geliyor.

En ünlü tablosu olan ‘Mavi Senfoni’, 2009 yılında Murat Ülker tarafından 2.2 milyon TL’ye (1.7 milyon dolar) alınmış ve dönemin rekorunu kırmıştı.

Artam Antik’in 5 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek 392’nci müzayedesinde Türk çağdaş resminin bu büyük ustasının retrospektif tadındaki seçkisi 1970’ler, 1980’ler 1990’lar ve 2000’ler olmak üzere farklı dönemlerinden eserlerini içeriyor. Doğançay’ın şu anda Metropolitan Museum of Art’ta da sergilenen ‘Ribbon’ serisinden nadir bir tuval eseri seçkinin öne çıkan yapıtı. Bu arada yakında Yahşi Baraz tarafından hazırlanan kapsamlı bir Burhan Doğançay kitabının yayınlanacağı bilgisini vereyim.

Dünya müzelerinde eserleriyle karşılaştığımız bir başka usta isim Erol Akyavaş da pek çok resminde ele aldığı ‘Kabe’ konulu çalışmasıyla müzayedede.



BİENALDE SERGİLENDİ

Yazının Devamını Oku

New York yazarını kaybetti

2 Mayıs 2024
Yazarlıktaki şöhretini New York Üçlemesi (Cam Kent, Hayaletler, Kilitli Oda) romanıyla yakalamıştı Amerikalı yazar Paul Auster. Hayatının ve edebiyatının merkezinde olmuştu hep New York.

Yaşadığı ve yazdığı, tutkuyla bağlı olduğu Brooklyn’nde 77 yaşında akciğer kanserine bağlı olarak salı günü hayatını kaybetti.

Çağdaş edebiyatın, post modern romanın en tanınmış isimlerinden biriydi. Ay Sarayı, Şans Müziği, Yanılsamalar Kitabı, Leviathan, Yükseklik Korkusu, Kehanet Gecesi, Yalnızlığın Keşfi ve 4 3 2 1 gibi romanlarıyla günümüzün en üretken ve sevilen romancılarından biri oldu.

Amerika’dan çok Avrupa’da romanın starı olarak kabul edildi.



1947 yılında ABD’nin New Jersey eyaletinde, Newark’ta doğmuş, Columbia Üniversitesi’nde Fransız, İngiliz ve İtalyan edebiyatı okumuştu.

Yazının Devamını Oku

Kurucu yıldız evine döndü

29 Nisan 2024
CUMHURİYETİN yüzüncü yılında, İzmir Folkart’ta açılmış ve büyük ilgi görmüştü ‘Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk’ sergisi.

Şimdi de Cumhuriyet’i kurduğu kentte, Ankara Cermodern’de sanatseverlerle buluştu.

Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı’nın unutulmayan dizesinden ilham alarak oluşturulan sergide, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’de ilk kez kamuoyu ile paylaşılan 250 adet yayımlanmamış fotoğrafıyla birlikte kullandığı özel eşyası, kendisinin ve o dönemin önemli kişilerinin yazışmaları, telgraflar, gazeteler, dergiler, dönemsel belgelerle birlikte o döneme ait birçok obje de yer alıyor. Bu objeler arasında, Atatürk’ün bazı kişilere imzaladığı fotoğraflarla birlikte yerli ve yabancı fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar, serginin dikkat çekici bölümünü oluşturuyor.

‘Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk’ sergisi 18 Ağustos tarihine kadar Ankara Cermodern’de görülebilir.

Özel yazışmalarının orijinalleri, el yazması mektupları, madalyalar, en kritik anlardaki telgrafları, annesi Zübeyde Hanım’ın mektubu, döneme ilişkin afişler, belgeler, gazete ve dergi örnekleri, 100 yıl önce kullanılan Cumhuriyet ve Atatürk için üretilmiş özel objeler de sergide yer alıyor.

İlaç ve sağlık şirketi Humanis’in organizasyonuyla açılan serginin proje direktörlüğünü Fahri Özdemir, küratörlüğünü ise Özdemir Erdem üstlendi.

Sergi, bin dokuz yüz dokuzdan başlayıp, Çanakkale Savaşları ve sonrasında Avrupa’nın “hasta adamı” diye nitelendirilen Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ile birlikte, çok zor koşullarda sürdürülen Kurtuluş Savaşı ve ardından Cumhuriyetimizin kuruluşu ve sonrasını görsel bir bütünlükle sanatseverlere sunuyor.

Ünlü İtalyan ressam Moretti’ye ait ‘Harf Devrimi ve Mustafe Kemal’ tablosu.

Yazının Devamını Oku