2010 yılında evlenip 2016 yılında boşanmıştı... ‘20 yıldır âşık olmadım’

Güncelleme Tarihi:

2010 yılında evlenip 2016 yılında boşanmıştı... ‘20 yıldır âşık olmadım’
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2024 07:00

2000’lerin başında Türkiye yeni bir popstar kazandı. Gökhan Özen ‘Aramazsan Arama’ şarkısı, fiziği ve sesiyle herkesin kalbine girdi. Ardı ardına hitler çıkardı ama o “Hayatımda ne şöhretin ne de paranın esiri oldum” diyor. Yedi sene önce aniden Los Angeles’a taşındığını duyduk. Orada arkadaşlarının ‘GIO’ dediği Özen, uzun bir aranın ardından konserleri ve yeni şarkısı ‘Sağım Solum Aşk’ ile yeniden aramızda. Onunla konuşacak çok şey var; geçmişi, Türk magazinine damga vuran jet ski olayı, Los Angeles’taki hayatı, uyguladığı seks diyeti, estetik meselesi ve aşk: “Aşk ihtiyacı hissetmiyorum. Şarkılarımda tatmin oluyorum.”

Haberin Devamı

Gökhan Özen şimdilerde ikili bir hayat yaşıyor; bir ayağı burada, bir ayağı Los Angeles’ta. Onu en son yıllar önce Pera’daki doğum günü partisinde görmüştüm. 23 Mayıs’ta vereceği Harbiye Açıkhava Tiyatrosu konseri öncesi de kapısını çaldım. Karşımda daha olgun, yine yakışıklı ve eskisi kadar samimi popstar Gökhan vardı. Her soruya hiç frene basmadan cevap verdi.

◊ 16 yaşında radyoda sesinle tanındın. 20 yaşında herkes şarkılarını biliyordu ve 24 yıldır ünlüsün. 20’lerindeki Gökhan’ı yolda görsen ona ne söylerdin?

Etrafında gördüğün hiç kimse dostun değil, ona göre ayağını denk al. İşini gücünü bir yana bırak, anne ve babana daha çok vakit ayır, babana sarıl, onunla dertleş.

2010 yılında evlenip 2016 yılında boşanmıştı... ‘20 yıldır âşık olmadım’

◊ Gökhan Özen olmanın en zor yanı neydi?

Haberin Devamı

Dışarıya çıkamamaktı. Kariyerimin ilk 13 senesinde 12 albüm çıkardım. Bunlar hep 14-15 şarkıdan oluşuyor, 50-60 şarkı arasından seçiliyordu. Demek ki 13 senede 650-700 şarkı yapmışım. Dört duvar arasında yorulmuştum. İnsan dışarı çıkıp nefes almak, kafasına şapka takmadan dolaşmak istiyor. “Türkiye’de de yap kardeşim, ne olacak” diyenler olabilir, yapabilirsin de ama öyle şeylerle karşılaşıyorsun ki ertesi gün dışarıya çıkmak istemiyorsun.

◊ Arkadaşlarının düğünleri, özel günler, arkadaş sohbetleri... Neleri kaçırdın?

O anlamda değişik biriyim, düğünlere çok giden biri değilim. Arkadaş sohbetleri dedin ama zaten hiç arkadaşım yok, dostlarım hep iş arkadaşlarımdı.

◊ Şu an arkadaşın yok mu yani?

Yok. Amerika’da bir-iki kişi var, onlar da beni Gökhan Özen olarak tanımıyor, birbirimizin muhabbetine ısınarak ilişki kurduğum insanlar.

◊ Bir derdin olduğunda, aynada kendinle mi dertleşiyorsun?

Annem en büyük dert ortağım. Kendi başıma kaldığımda da kedimle dertleşiyorum. Adı Tango, sokakta bulduğumda kuyruğu kesilmiş, kulakları yaralıydı. Amerika’ya götürdüm. Şimdiye kadar tanıdığım birçok insandan çok daha vefalı çıktı diyebilirim.

Haberin Devamı

◊ Geçmişe dair en büyük pişmanlığın ne oldu?

Etrafımdaki insanların hepsinin yüzünde maske varmış ama ben hep gerçek yüzümle bu insanlarla iletişim kurmaya çalışmışım. Keşke bu kadar saf, naif olmasaydım.

◊ Eskiye dönmüşken, Gökhan Özen denince akla Türk magazinine damga vuran jet ski ile kaybolma olayın da geliyor. Yıllar geçti üzerinden, gerçek miydi o yaşananlar?

Jet ski ile çıktım, kendim kendime ettim. Kıbrıs’taydık, benzinin biteceğini bilmeden Antalya’ya doğru
45 dakika gittim. Arkamda müzisyen arkadaşım Serkan Kula vardı. Akşam 18.30 falandı, bir saat sonra hava kararıyordu. O dönem helikopterler de gece kalkmıyordu. Ve orada kaldık. Ölümden döndüm.

Haberin Devamı

◊ Sonrasında buna inanmayanlar oldu...

Açık denizde 15 saat sonunda bulunamayıp ölseydim, arkamdan “Aman ne kadar iyi sanatçıydı, ne güzel bir çocuktu” diyeceklerdi. Bizi sabahın 6.30’unda buldular, daha görülecek günlerim varmış. Ama ölümle burun buruna geldiğim bir anla insanların ağızlarından salya akıta akıta dalga geçtikleri dönemler yaşadım, kırıldım, ne diyeyim, canları sağ olsun. 

ŞARKIMI SNOOP DOGG’A DİNLETTİM

◊ Yedi sene önce ani bir kararla Los Angeles’e taşındın. Sebep neydi?

Tanınmadan önce bir hayalim vardı; “Acaba şarkılarımı dünyaya tanıtabilir miyim” diye. Türkiye’de işler yolunda gitti, şarkılar sevildi, “Yurtdışı neden olmasın” dedim. Dünyada müziğin başkenti Los Angeles, ben de hayatımı oraya taşıdım. Büyük cesaretti ama hayatta risk almayan insanlar, risk almamanın en büyük risk olduğunu kaybedince anlar.

Haberin Devamı

◊ İngilizce şarkılarla dünyaya açılma planı ne oldu?

Dünyada limitli İngilizceye sahip olan kitleye şarkı yazmak kolaydı. Onu istemedim. Kendi şarkılarımdaki ya da Sezen Aksu’nun yazdığı şarkılardaki derinlikte İngilizce sözler yazmak istedim. Bu yüzden sokakta yaşadım, oranın kültürünü koklayıp sokak dilini öğrenmek için arkadaş edindim.

İki sene sonunda, baktım şakır şakır yazıyorum. Birkaç arkadaşıma sözleri okuttum, çok beğendiler. Bizim arabesk bir duygumuz, doğduğumuz coğrafyadan kaynaklanan, içimizde yaşayan bir acımız var. Oradaki prodüktörler “Justin Bieber ve Snoop Dogg gibi isimlere dinletelim” dediler, birçoğuyla tanışıp dinlettim.

◊ Tepkileri ne oldu?

Haberin Devamı

Yarı İngilizce, yarı Türkçe yazıp bestelediğim bir rap şarkıyı Snoop Dogg’a dinlettikten sonra Türkçe kısmı gelince “Burada ne dediğini anlamıyorum ama çok beğendim, kulağa çok güzel geliyor” dedi. O gün anladım, doğru melodi yapısı ve beat’lerle Türkçe sözlü eserler de dünyada geçerli olacaktır. Yazmaya devam ettim. Şimdi 80-90 İngilizce sözlü şarkım var.

◊ Bundan sonra ne olacak?

Aslında planlar değişti. Türkiye’de Sony ile ortak kurduğumuz Pony Müzik diye şirketim vardı, orada ‘Pony Los Angeles’ı kurdum. Yetenekli bulduğum kişilere yapımcılık yapmaya başladım, dijital dağıtım ağına üye oldum.

◊ Yapımcısın yani...

Evet, solist olarak kendimi öne atmak yerine, örnek olarak Ahmet Ertegün’ün yolundan gitmeye karar verdim. Bundan sonra benim yolum Gökhan Özen’i dünyada bir star yapma fikrinden önce bu şirkette birçok hatırı sayılır ismi bir yere getirebilmek. Bir de Amerika’yı görüp burada yaşayınca şunu anladım, dünyada da ünlü olsan Türkiye’de aldığın hazdan, duygulardan çok da farklı bir şey tadamayacaksın.

◊ Türkiye’ye dönmeye neden karar verdin?

Dönme amaçlı gitmedim aslında, “Hayat benim hayatım” diyerek basıp gitmiştim. Sosyal medyadan, gittiğim günden beri ama son yıllarda çok yoğunlaşan, sevgiden kaynaklanan ve sitem boyutuna varan yüzlerce çok gerçek, duygusal mesaj almaya başladım, “Bizi yalnız bıraktın”, “Sen gençliğimiz, çocukluğumuzdun” gibi... Gözlerimin dolduğu anlar oldu. Kendime “İnsanların kalbine girdiğin şarkıların var, bir anda artık yapmıyorum deme hakkına sahip değilsin” dediğim noktaya geldim. Hayat o günden sonra terse döndü.

2010 yılında evlenip 2016 yılında boşanmıştı... ‘20 yıldır âşık olmadım’

MÜZE GİBİ ORTADA DURUYORUZ

◊ Uzak kaldığın dönemde Türk pop müziğini takip ettin mi? Nasıl buldun?

Hiç takip etmedim. Geldiğim ilk 1- 2 ay arabayla giderken billboard’larda bazı sanatçılar görüyor, hiçbirini tanımıyordum. Şimdi bir göz aşinalığım var.

◊ Türk popu ilerlemiş mi?

Türk popu anlamında bir şey duyamıyorum. Türkçe sözlü rap, alaturka nağmelerle bezenmiş melodilerin altında Latin ya da kulüp ritimli şarkılar var. O yüzden ben bir pop göremedim, yorum yapamayacağım.

◊ Bizim hâlâ 90’lar ve 2000 şarkılarına bu kadar hayran olmamızı neye bağlıyorsun?

Çünkü o dönem bir gerçeklik, duygu yüklemesi vardı. Dikkat et, hayat çok değişti. İnternetin, sosyal medyanın bu kadar yayılmasıyla birlikte genç arkadaşlarımız bunun içine doğdu, dolayısıyla bu üretim artık bitti. Biz, kendimi dahil ederek söylüyorum belki 10-15 kişi, Türkiye’de türünün son örnekleri olarak, o duyguları içimizde barındırıp şarkı yazabilenler müze gibi ortada duruyoruz. Benim de elimde yüzlerce 2000’lerde bestelediğim, 90’lar kokan melodi ve söz var. Bestelerim sanatçı arkadaşlarıma açık.

BU YEDİ SENE İÇİNDE İKİ KERE SEKS DİYETİ YAPTIM

◊ 23 Mayıs’ta ilk Harbiye Açıkhava Tiyatrosu konserin var. Bizi neler bekliyor?

Daha önce Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda arkadaşlarımın konserlerine konuk olmuştum. Ama Harbiye’den gelen birçok teklifi 20’li yaşlarda reddetmiştim, şartlarımız uymuyordu, çok katı yaklaşmışım olaya. Şimdi sürprizler hazırladım, önceki konserlerimde okumadığım birkaç değişik tarz olacak. Konserler zaten bizim için bir enerji birliği gibi. Yine sevenlerimle kalp kalbe olacağımı hissediyorum.

◊ Ve yeni şarkın ‘Sağım Solum Aşk’ çıktı... Ne anlatıyor?

Şarkı “Ben aşk doluyum, yeter ki sen bana yargılarından arın da gel” diyor.

◊ O zaman biraz aşk konuşalım... Türkiye’de ünlüyken, insanlar seni tanırken ikili ilişkiler konusunda 1-0 öndeydin. Peki, orada beğendiğin biriyle ilişki kurarken zorlandın mı?

Bugüne kadar bir ilişkiye başlamak için ya da istediğim birini elde etmek için çok çaba sarf etmem gerekmedi. Amerika’da tanınmayınca, birinin yanına gidip kendi kendine konuşmayı başlatan, bir kız benimle ilgilenmezse buna bozulmamayı öğrenen gerçek Gökhan ortaya çıktı. Ama ne yalan söyleyeyim, orada şunu da çok yaşadım; kadın- erkek fark etmez, beni sokakta durdurup “Nerelisin, çok yakışıklısın, artist misiniz” diyen çok oldu. Kendime şunu dedim: ‘Bir yerlerin kalkmasın ama harbiden burada da giderin var.’

◊ Amerika’da âşık oldun mu?

Yok. Çok uzun zamandır aşk girmedi hayatıma.

◊ Ne kadar?

20 yıldır âşık olmadım.

◊ Nedir sebep?

Aramıyorum. Aşk ihtiyacı hissetmiyorum. İnsanlar birisinden ayrıldıktan sonra unutayım diye o tuzağa kendilerini itiyor gibi geliyor. Bende bittiği andan itibaren bitiyor. Ben şarkılarımda tatmin oluyorum.

◊ Âşık olmadan kurulan birliktelikler yormuyor mu?

Bir insanla ilişkiyi başlatmak ya da birbirini tanıma evresine girmek için âşık olmana gerek yok. Sonuçta sağlıklı her birey gibi fiziksel ihtiyaçlarımız var. Dolayısıyla mutlaka bir ilişki yaşıyor, birini tanıyor, değer veriyorum. Ama âşık değilken âşıkmış gibi sinyaller de vermem. Çok açık ve net biriyim.

◊ Çapkın mısın?

Çapkındım. Belli bir noktadan sonra hiç çapkın olmadığımı gördüm. Hatta bu yedi sene içerisinde iki kere seks diyeti yaptım.

◊ O nedir?

Hiç kimseyle birlikte olmadım, aylarca, hatta biri bir yıldan fazla sürdü.

◊ Neden seks diyeti yaptın?

Kendi kendimle kalmak istedim. Bir de insan sekste bir rahatlama hissediyor hayata karşı, mutluluk çıkıyor ortaya. O enerjiyi içinde tuttuğun zaman işime daha iyi konsantre olabildiğimi fark ettim. Ben de bu rahatlamayı yaşamayıp motivasyonumu tepede koruyarak hedeflerime daha iyi konsantre olmak istedim. Bunu yapan NBA starları olduğunu da öğrendim.

◊ Çok beğendiğin biri olursa ne oluyordu?

Los Angeles’ta 10-11 ay herkesin şortla, mayoyla, bikiniyle gezdiği bir yerde yaşıyorum. Ne zaman aşağı insem cıvıl cıvıl bir ortam. Ama buna harcayacağım vakti hedeflerim doğrultusunda kullanmayı daha doğru buldum. Vücut da bir yerde alışıyor sanırım.

2010 yılında evlenip 2016 yılında boşanmıştı... ‘20 yıldır âşık olmadım’

DAYAK DA YEDİM, DAYAK DA ATTIM

◊ Çok konuşulan estetik meselesine gelelim... Botoks veya dolgu yaptırdın mı?

Hayır, dolgu ve botoks yaptırmadım. Babamı kaybettikten sonra o yastan çıkamadım. Çok ağladım. Göz üstü kapaklarımda büyüme ve çökme başladı. Bu görüşümü engellemeye başladı. Estetik anlamda aynada fazla takmıyordum. Ama baş ağrıları yapıp görüş alanım daralınca araştırmaya başladım. Türkiye’de gözkapağının fazlasını aldırma operasyonu geçirdim. Kuruçeşme konserinde de sevenlerime söyledim “Şans dileyin” diye. İyileşme döneminde yüzde şişlikler oluyor, özelikle göz etrafında. O şişlikle gittiğim ödül töreninde görüntü verdim. “Operasyon geçirdim” dedim. Başka yorumlar geldi. Herkesin sandığı kendine.

◊ Niye bu kadar ısrarla yaptırmadığını söyledin. Karşı mısın?

Hayır. Botoksu Türkiye’den gitmeden önce dizi çekerken bir kere yaptırmıştım. Gözkapaklarımdan ameliyat olduğumu açıkça söylüyorum, botoks yaptırsaydım niye söylemeyeyim! Israrla yaptırmadım deme sebebim yaptırmamış olmam. Yoksa karşı değilim, herkesin kendi kararıdır.

◊ Amerika’dayken vücut, karın kası falan yapmışsın. Seksi görünmek için mi yoksa sağlık için mi yaptın?

16 yaşımda ilk kez spor salonuna üye olmuştum. Benim için artık bir kültür haline geldi. Ayrıca Amerika’da boks dersi almaya başladım. Bir-iki turnuvaya da katıldım. Dayak da yedim, dayak da attım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!