Serhat Demirel

Guruldamanın sırrı çözülüyor

7 Ekim 2023
Bir kedinin guruldaması ya da mırıldaması, bir kedisever için dünyanın en güzel sesleri arasına girer.

Kedilerle etkileşime girdiğinizde onun bu sesi çıkarması, ona gösterdiğiniz ilginin karşılığı olarak sizi de mutlu eder. İnsanlığın cevabını aradığı en önemli sorulardan biri olarak yıllardır açıklığa kavuşturamadığı “Bu gurlama sesi nasıl çıkıyor” sorusu sanıyorum artık cevabını buluyor. Biliminsanları bu cevabı bulmaya çok yaklaştıklarını öne sürerek yaptıkları yeni araştırmayı duyurdular.

Biliminsanları diyor ki; kedilerin ses telleri içinde gömülü yastıklar vardır ve kediler bu sayede düşük frekansta titreşim yapma yeteneği kazanırlar. Ayrıca bu hayvanların gırtlaklarının bu tür guruldamaları üretmek için beyinden herhangi bir girişe ihtiyaç duymadığını öne sürüyorlar.

Teksas A&M Üniversitesi’nden veteriner bilimci Bonnie Beaver çalışmada yer almamış ancak bu çalışma için, “Kedilerin mırlaması tarihsel olarak karmaşık, bilimsel olmayan bir açıklamaya sahipti” diyor. Bilim insanları sırrı çözmek için çeşitli teoriler geliştirmiş olsalar da bunlardan çoğunu test etmemişlerdi.

MİYAVLAMAK GİBİ OTOMATİK DAVRANIŞ

Son çalışma şöyle: 1970’lerdeki görüşe göre aktif kas kasılma hipotezi, ev kedilerinin guruldamak için gırtlak kaslarını aktif olarak saniyede yaklaşık 30 kez kasıp gevşettiklerini iddia ediyor. Bu fikir, guruldayan kedilerin gırtlak kaslarındaki elektriksel aktivite ölçümlerine dayanıyordu ve o zamandan beri kedi guruldamasının yaygın bir açıklaması olmuştu.

Yeni çalışma işte bu açıklamayı sorguluyor. Çalışmayı yürüten biliminsanları, sekiz evcil kedinin ses tellerini çıkardılar, bu telleri bir araya getirip sıcak, nemli hava pompaladılar. Bu şekilde gırtlakları izole ederek, herhangi bir kas kasılmasının veya beyinden gelen herhangi bir girişin olmadığı bir ortamda meydana gelen sesi garanti altına aldılar. Yaptıkları tüm denemelerde guruldama elde ettiler. Deney guruldamanın, miyavlamak ve tıslamak gibi, kedilerin beyinlerinin ilk sinyali vermesinin ardından otomatik olarak gerçekleşen bir pasif olay olduğunu öneriyor. Bu açıklama, çalışmaya katılmayan Sussex Üniversitesi’nde hayvan davranışı ve bilişim konusunda uzman olan Karen McComb tarafından diğer omurgalılarda seslerin nasıl üretildiği konusundaki bilgilerimize çok daha uygun olarak değerlendiriliyor.

Yani kedilerin guruldamasının nasıl meydana geldiğini öğrenmeye yakınız.

Yazının Devamını Oku

Çocukların en iyi okul arkadaşı

30 Eylül 2023
Okullar açıldı, dünya güzeli evlatlarımız yeni ortamlarına girdi.

Kimisi alıştı, kimisi adaptasyon sıkıntısı çekiyor. Adaptasyon sıkıntısı çekenlere, bilim insanlarının uzun süredir yaptığı araştırmanın yeni meyvelerini öneri olarak aktarayım. New Scientist’tin bildirdiğine göre eğitim profesyonelleri, okula alışmakta zorluk çeken, okulda duygusal veya davranışsal sorunlar yaşayan çocukların eğitimli terapi köpeklerinden yararlanabileceklerini söylüyor.

Avustralya Melbourne’daki Monash Üniversitesi’nden Robert Baird, “Çocukluk ve ergenlik dönemindeki büyüyen zihinsel sağlık krizine çözüm olarak hayvanların sınıflara getirilmesi, pratik bir çözüm olarak kullanılabilir” diyor.

Bu sonuca ulaşılan araştırmada Baird, kendisi ve meslektaşlarıyla, 118 öğretmen, okul müdürü, okul ruh sağlığı profesyonelleri ve ilgili uzmanlardan, terapi köpeklerinin öğrencilerin zihinsel sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bir anket doldurmasını istedi. Yanıt verenlerin hepsi daha önce 5-18 yaş aralığında öğrencilerle sınıflarda terapi köpekleri deneyimlemişti.

YARGILAMAYACAK BİR ARKADAŞ

Araştırma, eğitimcilerin genellikle köpeklerin varlığını çeşitli durumlarda faydalı bulduğunu bulmuş. Örneğin, bazı katılımcılar köpeklerin öğrencileri akranlarıyla etkileşime girmeye, arkadaşlık kurmaya ve sosyal normları öğrenmeye teşvik ettiğini, aynı zamanda sakin kalarak duygularını düzenlemeyi öğrenmelerine yardımcı olduğunu ortaya çıkmış.

Mesela, okuma zorlukları yaşayan çocuklar, kendilerini yargılamayacaklarına güvendikleri köpeklere yüksek sesle kitap okuyarak özgüven kazanabiliyormuş.

Yine de bu konuya girince köpeklerin de kendilerini rahat hissedebileceği, çocuklarla iletişime girdiklerinde herhangi bir sorun yaşamayacakları ortamın yaratılmasının da kritik önemi olduğunu söylüyor uzmanlar.

Yazının Devamını Oku

Sanatçı dediğin böyle oluyor

23 Eylül 2023
***

İstisnalar hariç, hayvansever olduğunu öğrendiğim kişiye karşı sempati puanım artıyor. Bu konuda da yalnız olduğumu düşünmüyorum. Bazı ünlülerin antipatik kişiliklerine rağmen hayvanlar için yaptıklarını gördüğümde tüm o antipati silinip gidiyor.

Buna benzer bir örnek İngiltere’de yaşanmış ve şahane bir anı hepimizin önüne düşmüş. Sadece bu kez hikâyenin kahramanı esasında benim sempati duyduğum bir sanatçı.

Hikâyeye geleyim. Tayland’da bir ormanda terk edilen Buttons adında bir köpeğin yolu köpek kurtarıcısı Niall Harbison’la kesişiyor. Sosyal medya hesaplarının yüzbinlerce takipçisi olan Harbison, paylaştığı sahiplendirme ilanı için gelen başvuruda bir ismi görünce çok şaşırıyor. Bunu benzerlik zannediyor fakat mesleğinde “Şarkıcı” yazdığını görünce şüphesi artıyor. Sonunda şüphesi doğrulanıyor: Köpeği sahiplenmek isteyen kişi Britanyalı müzik grubu Oasis’in solisti Liam Gallagher.

İngiltere’den 9500 kilometre uzaktaki Buttons için gelen başvurularda Liam Gallagher’i gören Harbison, “Formdaki adı Liam Gallagher’dı, ama bu açıkça o değildi. Sonraki sütunda meslek vardı ve ‘şarkıcı’ yazıyordu. Arkadaşlarımın benimle dalga geçtiğini düşündüm. Ama biraz daha inceledim ve ayrıntıları uygun görünüyordu” diyor.

Gallagher, herkes gibi başvuru formunu doldurmuş ve sırasını beklemeye başlamış. Harbison, sahiplendirme öncesi eğer bir şüphesi varsa sahiplenmek isteyen kişiyle bir görüntülü görüşme yaparak kişinin uygun olup olmadığını tespit ediyor. Aynı prosedürü Liam Gallagher’a uygulamış. Anlatıyor: “O ve sevgili partneriyle röportajlar yaptım. Onların kedileri var ve sadece bir köpek istiyorlardı. Beni sosyal medyada takip ediyorlardı ve Buttons’ı istediler.”

Buttons, sadece 5 aylıkken, yeterince sevimli olmadığı gerekçesiyle terk edilmiş ve Koh Samui adasındaki Happy Doggo sığınağında üç ay geçirmiş. Şimdi efsanevi Oasis’in solisti Liam Gallagher’ın evinde yeni bir hayata başlıyor. Umarım her hikâye bu kadar güzel tamamlanır.

Yazının Devamını Oku

Dünyadaki tartışma... Evcil hayvan devri bitmeli mi

16 Eylül 2023
Dünyada süren bir tartışma var ve yakında bizde de daha yüksek sesle dile getirilmesi muhtemel.

Hayvanseverseniz bu soruların tartışıldığı ortamlarda da bulunmuşsunuzdur zaten.

Konu şu: Kedilerimiz ve köpeklerimizi bırakmanın zamanı mı?

Evcil hayvan sahibi olmanın etik olmadığını savunanlar, hayvanların insanların evinde gerçekten iyi bir yaşam sürdüremeyeceğini iddia ediyor.

Konuyu The Guardian’da ele alan Ellie Violet Bramley, bir papağanı olan kişinin anısından yola çıkıyor. Troy Vettese’nin evindeki papağanı için “Sürekli olarak eğlendirilmelidir, aksi takdirde gerçekten acı çekiyor. Arkadaşları ve ailesiyle ormanda çok mutlu bir şekilde yaşayabilirdi. Ama yaşamı böyle değil ve bu ona karşı adil değil.”

Hayvanlar üzerindeki çalışmalara odaklanan doğa tarihçisi olan Vettese bununla da sınırlı kalmıyor. Ekliyor: “Gerçekten hayvanlara önem verseydik, sadece kurtarma çalışmalarına ve hayvan barınaklarının doğa rehabilitasyonuna yardımcı olmaya katılırdık. Bunun yerine sadece kolay olduğu, evcil hayvanların iyi bakıldığı, köpek gezdirici kiralayabileceğimiz, hayatımıza mümkün olduğunca az müdahale ettiği ve duygusal destekten istediğimiz kadarını çıkardığımız ilişkileri seviyoruz.”

SOSYAL MEDYA  NESNESİ OLDULAR

Yazar bunu verilerle destekliyor. İngiltere’deki tüm evcil hayvan sahiplerinin yüzde 24’ü son iki yıl içinde hayvan sahibi olmuş.

Yazının Devamını Oku

Bu belirtilere dikkat edin... Demans onları da etkiliyor

2 Eylül 2023
İnsan ömrünü uzatmak ve daha konforlu hale getirmek son yıllarda en çok kafa yorulan konuların başında geliyor.

Ne güzel ki aynı çaba Batı ülkelerine gittikçe evcil hayvanlar ve sokak hayvanları için de gösteriliyor. Washington Post’ta okuduğum bir yazıdan yola çıkarak hem konuyu anlatayım hem önerdikleri tedbirleri anlatayım. Herhangi bir hayvanseveri çarpacak bir girişi var haberin. Aktarayım: “Sully olarak da bilinen, Sullivan adında bir Boston terrier cinsi köpek, 9 yaşındayken tuhaf davranmaya başladı. Eve kakasını yapmayı, mutfak adasının etrafında amaçsızca dönmeyi ve etrafta görünmeyen bir şeylere havlamayı alışkanlık haline getirdi. Başlarda, sahibi Bridget Allen, bu davranışların normal yaşlanmanın bir parçası olduğunu düşündü. Ama bir gün Sully, iyi bildiği, yakındaki ormandan eve dönemedi. Allen’ın oğlu, onu kirli ve kafası karışık bir halde bir akarsu kenarında buldu.”

Akarsu kenarında oturmuş, ne yapacağını bilmeyen köpek görüntüsü sizin gözünüzde de canlandı mı? Devam edeyim: “Kısa bir süre sonra uyurken yataktan düştü ve yere çişini yaptı. Allen, 2012’de yaşanan Sully’nin davranışları hakkında, ‘Bir şeyler yolunda değildi’ dediğini hatırlıyor. Veterinere gittiklerinde bunun ‘klasik’ bir bunama gibi göründüğü cevabını almışlar. Allen, ‘Karnıma tekme yemiş gibi hissettim,’ diyor, ‘Köpeklerin bunama yaşayabileceğini hiç bilmiyordum’.”

KEDİLERİN DE BAŞINA GELİYOR

Maalesef, köpeklerin bunama yaşayabileceği gibi bu durum kedilerin de başına gelebiliyormuş.

Habere göre tahminler, 8 yaş üstü evcil köpek nüfusunun yüzde 14’üyle 35’i arasında bir oranda bu görülebiliyor. Başka bir çalışmaya göre 11-14 yaş arası kedilerin neredeyse 3’te 1’i, 15 yaş ve üstü kedilerin yüzde 50’sinin bunu yaşayabileceği. Tabii bu verilere şüpheyle bakılıyor. Zira evcil hayvanlar için yapılan araştırmalar insanlar için yapılanlar kadar çok ve kapsamlı değil. Henüz.

Peki nasıl anlayabiliriz? Belirtiler neler?

Uzmanlara göre şöyle:

* Kafa karışıklığı ve oryantasyon kaybı.

Yazının Devamını Oku

Yoksa köpekler bize cinsiyetçi mi yaklaşıyorlar

26 Ağustos 2023
BU başlıktaki soruyu elini çenesine koyup düşünen adam emojisiyle tamamlayayım da kuşkuculuğumu size daha iyi anlatayım.

Bu kuşku sebepsiz değil zira bilim insanlarımız yeni bir araştırmayla ortaya koymuşlar ki köpekler özellikle kadınlar tarafından kendilerine yönelik konuşmalara daha fazla dikkat kesiliyorlarmış.

Eğitimli aile köpekleri üzerindeki araştırmada, köpeklerin beyin aktiviteleri incelenmiş ve köpek beyninin, normal yetişkin konuşmasına kıyasla köpeklere ve bebeklere yönelik konuşmaya daha güçlü yanıt verdiği görülmüş.

Bulgulara göre, özellikle kendilerine yönelik dişi sesinde abartılı tonlama varsa buna başka hiçbir sese benzemeyen duyarlılık gösteren köpekler, bu nöral duyarlılığı, evcilleştirme sırasında geliştirmiş olabilirler.

Araştırmacılar yola çıkarken şu sorudan yola çıkmış: Bebeklere yönelik konuşma, çocukların sağlıklı bilişsel, sosyal ve dil gelişimine yardımcı olduğu için çok önemli. Bu yüzden bebek beyninin bu konuşma tarzına ayarlı olması şaşırtıcı değil. Ancak köpek beyinleri de onlara nasıl konuştuğumuza duyarlı mı?

Araştırmada 12 kadın ve 12 erkek tarafından kaydedilen, köpek, bebek ve yetişkinlere yönelik konuşmalar, köpeklere dinletilmiş. Araştırma ekibinde yer alan ve ortak yazarlardan Anna Gabor, “Köpek beyinlerinin özellikle kadınlar tarafından söylenen köpeklere yönelik konuşmaya daha yüksek duyarlılığı, muhtemelen kadınların erkeklere kıyasla köpeklerle daha sık abartılı tonlamalı konuştuğu gerçeğiyle açıklanabilir” diyor. Ben pek ikna olmadım, siz?

TİLLY’NİN GEÇ KEŞFETTİĞİ ATA MESLEĞİ

FAVORİ

Yazının Devamını Oku

Arama kurtarma köpeği ne yapar

19 Ağustos 2023
Köpeklerin insanlara sağladığı fayda saymakla bitmiyor, bunun farkındayız.

Son olarak Hawaii’deki orman yangınları vesilesiyle arama kurtarma köpekleri tekrardan gündemde ve haklı olarak övgüyle bahsediliyor kendilerinden. Olaylarla ilgili haberleri okurken denk geldiğim detayları paylaşmak istiyorum. Büyük bir adanmışlıkla, bizim anlayamayacağımız kadar önemli bir iş yapıyorlar.

Bir köpeğin arama kurtarma köpeği olarak başarılı olup olmayacağına bazı özelliklerine bakarak karar verilebiliyormuş. ABD’nin Nevada eyaletindeki Desert Araştırma Enstitüsü’nden Mary Cablk, yüzlerce köpeği eğitmiş, bu eğitimlerin nasıl olacağını tasarlamış, her yıl da çok sayıda arama kurtarma çalışmasına katılmış. “Gerçekten oyun oynamak isteyen, oyuncaklarına takıntılı olan, kendine güvenen, çevik, yüksek sesler ya da garip yüzeylerden korkmayan köpekler başarılı olabilirler” diyor ve köpeklerin arama kurtarma çalışmalarındaki başarılarının çiğneme oyuncaklarıyla ödüllendirildiğini belirtiyor.

YANGIN ENKAZINDA PATİLERİ ETKİLENİYOR

Maui’deki gibi orman yangınlarında yapılan arama kurtarma çalışmalarında köpekler sıcak zemin ve yangın kalıntılarıyla da mücadele ediyorlar. Koşullar ve yangın enkazı yüzünden köpeklerin ortamdaki sıcaklığı kontrol ederek hareket ettiğini söyleyen uzmanlar böyle yangınlarda vardiyalı olarak köpeklerin çalıştığını söylüyor. Sıcak nedeniyle patileri etkileniyor ve köpekler sık sık dinleniyorlarmış. Bu nedenle, son Maui yangınlarında günde 20 köpekle sahaya çıkmış mesela ABD’de Federan Acil Durum Yönetimi Ajansı olan FEMA.

Kurumun operasyon direktörü, Jeremy Greenberg, köpeklerin kayıp kişileri arama konusunda günde birkaç düzine evin yanmış izlerini tarayabildiklerini söylüyor. Peki bu yangın durumlarında köpekler arama kurtarmada ne yapıyor?

Yangın sahasında çalışacak köpekler yanmış eti tespit etmek üzere eğitiliyormuş. Üzücü detaylar bunlar ama, insan kalıntılarını evcil hayvan ya da diğer hayvan kalıntılarından ayırt edebiliyorlarmış. Bir iz bulduklarında da o izin olduğu yerde güvenli şekilde yatmaları öğretiliyormuş. Böylece heyecanlanıp zaten zor olan arazi koşullarında hem kendileri hem çevredeki diğer ekiplerin güvenlik sorunu yaşamasını önlüyorlarmış.

Şimdi yanmış bir eve hiç girmeden, kalıntılara yaklaşmadan buldukları izi yöneticilerine haber verme eğitimi alıyorlarmış. Tüm bu çabanın sonunda köpeklere verilen maaş da çiğneme oyuncağı oluyormuş.

Yazının Devamını Oku

Durup dururken neden koştururlar

12 Ağustos 2023
Köpek sahipleri iyi bilir, ki bu durum kedilerde de vardır, bazen sebebini anlayamadığımız şekilde amiyane tabirle deli danalar gibi sağa sola koşturmaya başlarlar.

Olan biteni anlayamayız, bizim görmediğimiz neyi gördüklerini merak eder dururuz. Onlar sakinleşene kadar ne yapacağımızı şaşırırız. Bu koşturmalar sırasında ortaya çıkan maddi hasarlı sakarlıklar da olayın tuzu biberidir.

Avustralyalı veteriner, aynı zamanda televizyon programcısı Katrina Warren bunun arkasındaki bilimsel sebebi açıklamış ve onun açıklamasıyla ülkedeki insanlar rahat bir nefes almış.

Yabancılar buna ‘Zoomies’ diyorlar. Yani bir anlamda kedi ya da köpeklerin bizim göremediğimiz bir hayaleti kovaladığı ya da onunla oyun oynaması gibi bir durum. Fakat bilimsel olarak adı kısaca ‘FRAP’mış. Açılımı, Frenetic random activity periods. Türkçesi de ‘Heyecanlı rastgele aktivite periyotları’. Bunun sadece ‘kısa enerji patlamaları’ olduğunu söyleyen Warren, “Yavrularda ve genç köpeklerde oldukça yaygındır. Genellikle ‘delilik’ olarak adlandırılır” diyor.

ENERJİ PATLAMASI

Bu durumu yorumlayan Amerikan Veteriner Tıp Derneği Başkanı José Arce, Live Science’a enerji patlamalarının doğal olduğunu, birçok evcilleştirilmiş ve yabani hayvan türünde görüldüğünü belirtiyor: “Bu durum rastgele görünebilir, ancak birkaç tetikleyici köpekler için ortaktır. Biri köpeğini kafesten çıkardığında, yavru gün boyunca biriktirdiği enerjiyi boşaltmak için etrafta böyle koşturabilir.”

Ayrıca köpeğini uzun süre yalnız bırakan birinin işten eve dönmesinden sonra bunun yaşanabileceğinin de altını çiziyor.

Peki böyle bir durumda ne yapmalı?

Yazının Devamını Oku