Zekaya da hukuka da hakaret

Güncelleme Tarihi:

Zekaya da hukuka da hakaret
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2006 00:00

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in geçtiğimiz cuma, EGO’nun borcu konusunda yaptığı hesap, sadece zekaya değil, hukukun temel ilkelerine saygıdan yana da eksikti.

Nedenine geçmeden önce, Gökçek’in geçen cuma basın toplantısıyla açıkladığı borç hesabını aktaralım:

Gökçek, "Bize göre borcumuz 467 milyon YTL. Bunun 112 milyon dolarlık kısmı davalık. Bu davayı yüzde 100 kazanacağımıza inanıyoruz. Bu da 163 milyon YTL. Bu düşüldüğünde borcumuz 304 milyon YTL’dir. Bunun da 100 milyon YTL’si Karayalçın’dan kalmadır. Bütün gürültü 204 milyon YTL içindir!.."

Oysa aynı gün, aynı konuda Hazine’den, dolayısıyla Hazine’nin bütün hesaplarından sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan başka bir rakam telaffuz ediyordu.

Babacan’ın Akşam gazetesinde yayımlanan açıklamasına göre, BOTAŞ’ın tahsil edemediği alacakların 900 milyon YTL’Lik kısmı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden kaynaklanıyordu.

Aradaki fark, dört katın üzerinde.

Bu durumda insan merak ediyor:

Acaba kim doğru söylüyor?

Elbette ki, yargıya başvuran herkes kazanmayı umar.

Ama Başkan Gökçek, devam eden bir davayı kazanacağından o kadar emin ki, kamuoyuna bilgi verirken, henüz sonuçlanmamış bir mahkeme kararını, lehine sonuçlanmış gibi göstererek, dava konusu tutarı borcundan mahsup etmekte hiçbir sakınca görmüyor.

Çıkmamış bir karar üzerinden, psikolojik üstünlük kuruyor.

"Acaba kaybeder miyim?" demiyor.

Öte yandan da işleyişine asgari özeni göstermediği mahkemeler konusunda basına gözdağı vermekten kaçınmıyor: "EGO’yu ve yetkilileri suçlamak ve küçük düşürmek amacıyla yapılacak kasıtlı haber ve yorumlarla kamuoyunu yanıltacak tüm ifadeler için kurumumuz ve yazılarda ismi geçen yetkililer yargı yoluna başvuracaklar, ağır tazminat davaları açılacak."

Bir yanda Gökçek’in tuhaf hesabı.

Diğer yanda Hazine Bakanı’nın rakamı.

Kamuoyunu kimin yanılttığının karışık olduğu ortada.

Ama olsun. Gökçek, gazetecileri mahkum ettireceğinden nasılsa çok emin.

Meclis’teki psikolojik bozgunu bir laptop önlerdi

2 Kasım Perşembe.

Meclis Plan-Bütçe Komisyonu’nda bütçe görüşmelerinin ilk günü, ilk dakikaları.

CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, bu görüşmenin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasında. Gerekçesi ise üç belgenin bütçe tasarısıyla birlikte Komisyon üyelerine dağıtılmaması.

Üç belgeden biri olan Kamu Borç Yönetimi Raporu’nun, Ekim sayısı dururken, neden Eylül sayısının -üstelik gecikmeli olarak o gün- dağıtıldığını özellikle soruyor Hamzaçebi.

Ses tonu, birazdan çıkacak fırtınanın habercisi.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Ekim rakamlarının henüz çıkmadığını söylüyor.

CHP Milletvekili Mustafa Özyürek de sinirli. "Nerede bu Hazine bürokratları, bize bilgi versinler" diyor. Arka sıralardan Hazine bürokratı olduğu anlaşılan bir hanım ayağa kalkarak Ekim rakamlarının henüz çıkmadığı söylüyor.

Ama açıklamalar, öfkeli vekilleri ikna etmeye yetmiyor.

Çünkü Hamzaçebi "hazine.gov.tr" sitesinden çıkarttığı sayfaları elinde sallıyor: "Bunlar ne Sayın Bakan? Bunlar Ekim tarihli rakamlar."

Unakıtan, Bütçe ve Mali Kontrol Kanunu Genel Müdürvekili Naci Ağbal’a söz veriyor. Ağbal, bütçenin 17 Ekim’de sunulduğunu, bu tarihte Ekim rakamlarının çıkmasının imkansız olduğunu, Eylül raporunun bile yeni çıktığını söylüyor.

Özyürek, Ağbal’ın gülüşünü beğenmiyor. "Bizimle çene yarıştıramazsınız. Bürokrat mimiklerine dikkat edecek" diyor.

Ortalık buz kesiyor.

Oysa bunca gerginlik, enformasyon karışıklığı öyle yersiz ki...

TBMM binasında kablosuz İnternet var. Bir dizüstü bilgisayar olsa.

O salonda, ağır itham altında kalan bürokratlardan birisi, daha işin başında "hazine.gov.tr"ye bağlansa, Hamzaçebi’nin çıktısını aldığı rakamları orada görecek.

Ve bu rakamların siteye sadece bir gün önce konulduğunu söyleyebilecek.

Ve belki ekleyecek: Hazine bu raporları, dışarda bastırıyor. Renkli baskı 10 günden az sürmüyor, bugüne yetişmesi çok zordu.

Sadece bir dizüstü bilgisayar ve onu kullanma fikri orada olsa.

Ne vekiller kendilerini kandırılmış hissedecek, ne de o salonda onyıllardır memur terbiyesi olarak tescillenmiş susmanın kahrediciliği yaşanacak...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!