Yumuktepe konusunda Cumhurbaşkanlığı makamına şikayet dilekçesi

Sayın Cumhurbaşkanım,

Yumuktepe konusunda, Kültür Bakanlığı’nı, Mersin Valiliği’ni, Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni, Toroslar ve Yenişehir belediyelerini, Mersin Emniyet Müdürlüğü’nü, Kültür Müdürlüğü’nü, Yumuktepe kazısında çalışan yerli ve yabancı arkeologları, Mersin’deki Sivil Toplum Örgütlerini ve Mersin halkını size şikayet etmek istiyorum.

Danışmanlarınız, isterseniz, Yumuktepe konusunda size ayrıntılı bir dosya hazırlayabilirler kuşkusuz. Ama ben bu şikayet dilekçemde, Türkiye’de pek ünlü olmayan Yumuktepe’yi size kısaca tanıtmak istiyorum:

Yumuktepe Mersin yerleşim alanı içinde, Mersin çayı kıyısında, üzeri çam ağaçlarıyla kaplı bir tepedir. 1937-1940 yılları arasında ilk Yumuktepe kazıları yapılmış ve Yumuktepe ile Mersin bölgesinin Neolitik Çağ’dan bu yana yerleşim yeri olduğu ortaya çıkmıştır. Yumuktepe’nin Neolitik Çağ’dan Bizans Ortaçağı’na uzanan bir zaman gövdesi içinde yaklaşık 40 katmanlı bir yerleşim yeri olduğu da ortaya çıkmıştır.
9.000 yaşındaki Yumuktepe sadece Anadolu’nun değil dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. Anadolu Türklerin atalarının sadece Orta Asya’dan gelmedikleri, başta Hititler olmak üzere Anadolu’nun eski halklarının da atalarımız olduğu göz önüne alınacak olursa, [Örneğin, bir Toros köyünde yaşamış olan bir yakın akrabamın adı Hapa bir Hitit tanrıçasının (Hepa, Hepat, Hepatu) adıdır] Yumuktepe bizim tarihsel geçmişimize ev sahipliği yapmış olduğu kolayca anlaşılır.
***
Yumuktepe, bilindiği gibi, Alanya’dan başlayarak Adana ilinin sınırlarında sona eren Kilikia bölgesinde bulunmaktadır. Kilikia adı, Avrupa’ya adını veren Europe hanımın ağabeyi Kiliks’den gelmektedir.
Galatasaray Üniversitesi ile Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde görevli Eric Jean, Kilikia’nın dolayısıyla da Yumuktepe’nin doğu-batı-kuzey-güney arasında bir çokkültürlülük kavşağı olduğunu ve Finike Alfabesi’nin batıya (Grek dünyasına) buradan aktarıldığını söylemektedir. Bir ara unutulan yazı ve alfabe burada canlanmıştır.
***
27 Şubat günü Galatasaray Üniversitesi’de yapılan ve Mersin-Mozaik Programı bağlamında Avrupa Birliği tarafından da desteklenen “Kilikia Avrupa Kültürel Mirasına Katkıda Bulunuyor mu?” adlı toplantıya dinleyici olarak katıldıktan sonra, gazetem adına seçim araştırması yapmak üzere Mersin’e gidince hemen Yumuktepe’ye gittim ve şöyle bir manzara ile karşılaştım:
Yumuktepe’yi (sözde) koruma altına alan tel çitin birçok bölümü paramparça; kapısının yarısını alıp götürmüşler; arkeolojik kazı alanını koruyacak bir bekçi yok. Halk bu tepeyi bir piknik alanı sanmaktadır, çünkü 9.000 yaşında bir arkeolojik yerleşim yeri olduğunu bildiren herhangi bir levha yok. Arkeolojik alanda, yüzlerce kırık rakı şişesi, tinercilerin kullandıktan sonra çevreye attıkları bali tüplerleri gördüm. Tepenin katman düzlükleri üzerinde bir zamanlar yapılmış olan piknik bankları var. Çevre tam anlamıyla bir çöplük.
***
İtalya’nın Lecce Üniversitesi yazları Yumuktepe’de kazı yapmakta. Öğrendiğime göre, Kültür Bakanlığı, Mersin Valiliği Kültür Müdürlüğü, belediyeler, öteki yerel yetkililer ve halk, Yumuktepe’yi korumak için hiçbir şey yapmamakta, kazı alanının koruma altına alınması İtalyan araştırmacılardan beklenmektedir.
Yumuktepe, asayiş sorunlu bir mahallenin göbeğinde olduğu için kazı yapan arkeologların çalışmalarını güvenlik altında yapamadıkları da söylenmektedir.
Ayrıca kazı alanı elektronik dedektörlü hazine ve eski eser avcılarının tehditi altındadır.
Ve şikayet dilekçemin başına adlarını yazdığım makamlar, bu 9.000 yıllık kültürel mirası korumak için parmaklarını oynatmamaktadır.
***
Mersin’de bulunduğum süre içinde, başta Büyükşehir Belediye Başkanı adayları olmak üzere Yumuktepe konusunda herkesi uyardığım için Valilik’te bu konuda toplantı düzenlendiğini duydum. Ancak, bu toplantıların bir sonuç vermeyeceğini tahmin ettiğimden, bir şikayet dilekçesi ile yüce makamınıza başvurmayı gerekli gördüm.
Kültür ve sanat mirasımıza duyarlı kişiliğinizin gerekli uyarıları yapacağına inanıyorum.
Saygılarımla.
Yazarın Tüm Yazıları