Yılmaz'ın oyun planı

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

İstikrar programının bir mi, yoksa üç yıllık mı olacağına ilişkin tartışma, aslında koalisyon hükümetinin ömrünü, geleceğine ilişkin siyasi perspektifleri belirleyecek olması bakımından önem taşıyor.

Şurası açık: Uluslararası Para Fonu (IMF), geçen ekim ayında Türk hükümetine enflasyonla mücadele için bir yıllık şok program önerdiğinde, Başbakan Mesut Yılmaz, siyasi faturasının yüksek olacağı gerekçesiyle bu öneriye karşı çıkmıştı.

Yılmaz'ın kafasındaki oyun planı, IMF'nin üç yıllık bir istikrar programına ikna edilmesi hedefi üzerine kurulu.

Oyun planındaki önemli bir dönemeç noktası, 19 Ocak tarihli Beyaz Saray randevusu. Başbakan Yılmaz, bu tarihte Washington'da Başkan Bill Clinton ile görüşerek hükümetin istikrar programına Amerikan yönetiminin desteğini almaya çalışacak.

Görüşme öncesindeki kritik soru, hükümetin IMF ile yürüttüğü pazarlığı Yılmaz-Clinton görüşmesi öncesinde sonuçlandırıp sonuçlandıramayacağı üzerinde düğümleniyor.

Bu tarihten önce belli bir uzlaşı çerçevesi üzerinde anlaşma sağlanırsa, Yılmaz'ın Beyaz Saray'a bu uzlaşı havasının verdiği rahatlık içinde gideceği aşikar.

* * *

Yılmaz'ın Clinton'dan iki önemli beklentisi var. Birincisi, Amerikan yönetiminin ‘‘sessiz kanalları’’ işletip, IMF üzerindeki nüfuzunu kullanarak, bu kuruluşun Türkiye'ye anlayışlı davranmasını sağlamak...

İkincisi, yönetimin Türk hükümetinin ekonomik istikrar çabasını desteklediği yönünde kuvvetli bir açıklama yaparak, ticari bankalara, uluslararası piyasalara Yılmaz hükümeti için olumlu bir mesaj vermesi...

Oyun planındaki ikinci aşama, Washington dönüşü muhtemelen aralık ayı sonunda IMF ile adı henüz konmamış olan, içeriği henüz netleşmemiş olan anlaşmanın sonuçlandırılması.

Üçüncü aşama ise Amerikan yönetimi ve IMF'nin desteğini arkasına almış olan Başbakan'ın, ocak ayı başında istikrar programını uygulamaya koyması şeklinde beliriyor.

Yılmaz, 1998'in hemen başında üç yıllık bir programın ana hedeflerini ortaya koyarak, bu hedeflerin gerçekleştirilmesine ilişkin bir zaman takvimine kendisini bağlayacak ve kamuoyunun desteğini yanına almaya çalışacak.

* * *

Denklemin bundan sonraki değişkeni, IMF ve Dünya Bankası'ndan sağlanması planlanan kaynak girişinin gerçekleşmesi. İşler beklendiği gibi giderse, bu kaynakların harekete geçirilmesiyle, ilk beş ayda 4-5 milyar dolarlık bir döviz girişi bekleniyor.

Bu hedefin tutmasının, hükümeti pek çok bakımdan rahatlatacağı söylenebilir. Özellikle Hazine'nin 1995'in ilk beş ayı içinde karşılaması gereken yaklaşık 4 milyar dolarlık iç ve dış borç ödemelerinde sıkışıklık yaşanmayacak, faizlerin aşağı çekilebilmesi mümkün olabilecek.

Bu aşamada IMF ve Dünya Bankası kaynakları dışında, yabancı sermaye girişinde de bir sıçrama sağlanabilirse, hükümet istikrar programının acıtıcı yönlerini yumuşatacak, telafi edecek bir rahatlamaya kavuşabilir.

Başbakan Yılmaz'ın önümüzdeki yılın ilk yarısına ilişkin stratejisi bu hedefler üzerinde şekilleniyor.

Yazarın Tüm Yazıları