Yılmaz Hükümeti'ne uyarılar

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Adına Refahyol denilen kâbus sona erdi. Yeni hükümeti milletçe alkışladık. Ayrıca bu hükümetten çok fazla bir şey beklemediğimizi, sadece ülkeyi esenliğe kavuşturmasını dilediğimizi belirttik.

Üçlü koalisyondur, bazı güçlükleri olacaktır. Buna da saygı gösteririz.

Ama yapılması gereken bazı şeyler yapılmadığı, belli konularda acil adımlar atmadığı takdirde yoğun bir biçimde eleştiririz.

İşte birkaç somut örnek ve satırbaşı:

* * *

Türkiye, birkaç haftadan beri Refah Partisi'nin yayın organı olan bir televizyon kanalı, birkaç radyo istasyonu ile birkaç küçük dinci gazetenin çığlıkları üzerine kurulan bir oyuna alet edilmek isteniyor.

Bunlar sürekli olarak yalan haber verip toplumu kışkırtıyorlar.

RTÜK ayakta uyuyor veya tatile girdi! RTÜK, bu televizyon ve radyolara ses çıkaramıyor, gerekli önlemleri alamıyor.

Şeriatçı medya açıkça küfrediyor, kışkırtıyor, hedef gösteriyor. Atatürk'e, Türk ordusuna, Türk milletine açıktan hakaretler yağdırılıyor, tehditler savruluyor.

Bütün bunlar olurken hükümet, Adalet Bakanlığı ve yargı mekanizması nerede?

Bu yalanlara, bu kışkırtıcılığa ‘‘Dur'' diyecek bir makam yok mudur?

Türkiye böylesine ucuz bir ülke midir?

Bu hükümet bu konularda önlem almayacaksa, o halde niçin geldi?

* * *

Ankara'da birkaç gün önce tamamen yasadışı bir şeriat gösterisi düzenlendi. Refah Partisi şimdi diyor ki, ‘‘O gösteriyi biz düzenlemedik. Biz yapsak 100 bin kişi katılırdı...''

Madem siz düzenlemediniz, sizin yayın organınız olan televizyon kanalı, radyo ve gazeteleriniz neden günler boyu bağırıp halkı Ankara'ya davet ettiler?

Milletvekilleriniz neden o gösterinin içinde yer aldı?

Gösteri fiyasko olunca, sadece 4 bin katılımcı gelince ve toplumun bütün kesimlerinden büyük tepki alınca, şimdi kıvırtmaya kalkışıyorlar!

Bu gösteride olup biten her şey ve sonrası, Mesut Yılmaz Hükümeti adına olumsuz puandır. Hükümet bu işten yaralı çıkmıştır. Ankara Valiliği ve Emniyeti hiçbir önlem almamış, alamamış ve aciz kalmıştır.

* * *

Şimdi Mesut Yılmaz'a ve İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'na soruyorum:

‘‘Bu gösteriye göz yuman, şeriatçıların polis panzerlerinin üzerine çıkarak megafonlarla çağrıda bulunmalarına izin veren, telsizde yaptığı konuşmalarda emrindeki personele ‘Cemaat kaç kişi oldu?' diye sorabilen Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Seven, görevinde nasıl duruyor? Buna nasıl göz yumuyorsunuz?..''

Böyle hükümet olur mu?..

Sen yaraya neşteri o anda vurmazsan, o yara kangren olur. Başkentin göbeğinde bu kepazeliğe izin verir ve sonrasında yenik düşersen, yarın aynı olaylar diğer kentlerimizde daha vahşi bir biçimde sergilenmez mi?

Üç-beş polisi açığa almışlar! Aferin size!

Bu iş birkaç polisle biter mi? Ankara Emniyet Müdürü halen görevde değil mi?

* * *

Umursamazlık konusunda somut bir örnek daha vereyim:

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Refah'İ. Melih, başkentin göbeğindeki Sıhhiye Meydanı'nda acayip, gereksiz ve çirkinlik örneği olan bir üstgeçit yaptırıyor.

Ankara 9. İdare Mahkemesi bu konuda açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verdi. Ayrıca ortada ‘‘mülke tecavüz'' olduğundan, adli yargı da aynı doğrultuda kararlar verdi...

Dün oradan bir kez daha geçtim, inşaat şakır şakır devam ediyor.

Bu nasıl iştir? Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu acaba bu konuda ne yapmaktadır? İçişleri Bakanlığı ne yapmaktadır?

Bunları yazıyoruz, aldıran ve umursayan hiçbir makam yok! Aynen Refahyol dönemi gibi! İçişleri Bakanlığı nerede, Ankara Valiliği nerede? Allah rızası için söyleyin, bu ülkede mahkeme kararları bu kadar ucuzladı mı? Yargının verdiği kararlar bazı kişi ve kuruluşları hiç bağlamıyor mu?

Bu nasıl hükümettir ki, bütün bu olup bitene göz yummaktadır?

* * *

Yeri gelmişken bir konuyu daha hatırlatayım. İ. Melih, 1994 yılında çok az farkla oraya seçilince, ilk işlerinden biri Ankara'nın ‘‘amblemini'' değiştirmek oldu!

Başkentin amblemi şimdi cami!

Anıtkabir değil, başka bir şey değil de cami!

Vali Şahinoğlu, o günlerde medyaya demeçler veriyor ve diyordu ki, ‘‘Bu amblemi benim onaylamam gerekir. Aksi halde geçersizdir ve uygulanamaz...''

Yıllardan beri şakır şakır uygulanıyor ve her yere cami amblemi asılıyor. Dolayısıyla, bu konuda bile din sömürüsü yapılıyor.

Valimiz acaba bu ambleme sonradan izin mi verdi, yoksa uygulama kendisine rağmen mi yapılıyor? Hangisi?

* * *

Yılmaz Hükümeti böylesine umursamaz ve vurdumduymaz tavrını sürdürürse, kendi bindiği dalı keser. Türkiye'yi çığırtkan, yalancı, kışkırtıcı, küfür ve tehditlerle insanları sindirmeye kalkışan birkaç medya kuruluşuna teslim eder.

Bunca rezaletten sonra bir emniyet müdürünü görevden alacak kararnameyi sevkedemeyen, başkentin göbeğinde yargı kararına rağmen sürdürülen inşaatlara hiçbir şey yapamayan bir hükümet, Türkiye'yi biraz zor yönetir!

Ankara için bu umursamazlık olunca, ülkenin geri kalan yerlerini siz düşünün!

Hükümeti, İçişleri Bakanı'nı ve Ankara Valisi'ni kutluyorum, başarılar diliyorum!

Böylece devam etsinler, işin sonu iyi gelir!

Yazarın Tüm Yazıları