Yılmaz Güney'le 30 yıl önce

Türk Sinemasına Cannes Film Fetivalinde ilk 'Altın Palmiye'yi kazandırmıştı

Haberin Devamı

Bugün 9 Eylül 2014… Tam 30 yıl önce 9 Eylül 1984.

Türk sinemasının “Çirkin Kral” lakaplı oyuncusu, Sinema Yönetmeni, Senarist ve yazarı Yılmaz Güney’in öldüğü gün. Onunla vefatından bir süre önce Avrupa Konseyi’nin Strasbourg kentindeki Meclis salonunda görüşmüştüm.

Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Nezan Kendal ile Avrupa konseyine gelen heyetin içindeydi. Bende o yıllarda gazetenin Brüksel temsilcisiydim ve 1980 Askeri Darbesi sonrası Türkiye hep gündemde olduğu için Konsey toplantılarını Strasbourg’a giderek izliyordum. Yılmaz Güney Parlamenterler Meclisi salonunda beni görünce birlikte geldiği heyetten ayrılarak yanıma geldi. Mide kanseriydi, hastalığı iyice ilerlediği için çok zayıflamıştı. Sanatını yasaklı olarak Fransa’da yapmanın üzüntüsü içinde olduğunu ve Türkiye’nin burnunda tüttüğünü söyledi. Kürt Enstitü heyetiyle Avrupa Konseyi’ne Kürt sorununu anlatmaya gelmişlerdi.

Haberin Devamı

Yılmaz Güney ölmeden 2 yıl önce Uluslararası Cannes Film Festivaline senaryosunu yazdığı “Yol” filmiyle “Altın Palmiye’ ödülüne layık görüldü. Aslında filmi Şerif Gören yönetmişti ve normalde Festival kurallarına göre ‘Altın Palmiye’ ödülü yarışan filmler arasında en iyi filmin ‘Yönetmeni’ne verildiği halde ödül filmin Senaryosunu yazan Yılmaz Güney’e verilmişti. Festivalin Ödül komitesi 1982 yılı Altın Palmiye ödülünü iki filme, ‘Yol’ ile birlikte Costa Gavras’ın yönetmeni olduğu ‘Missing-Kayıp’ filmine vermişti. Missing, 1973'te Şili'de Salvador Allende'nin devrildiği askeri darbe sırasında kaybolan ABD'li gazeteci Charles Horman'ın hikayesiydi. Yılmaz Güney’in ‘Yol’ filmi ise 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası Türkiye’deki hem toplumsal sorunlarla Kürt meselesini anlatıyordu. Özetle Cannes Film Festivali iki darbeyi anlatan iki filmi ‘Altın Palmiye’yi layık görerek siyasi bir mesaj veriyordu.

Haberin Devamı

Yılmaz Güney 1974 te ‘Endişe’ filmini çekerken Yumurtalık İlçesi Yargıcını öldürmekten 19 yıl hapis cezasına çarptırılmış Ekim 1981 de bir günlük izinli çıktığı Isparta Yarı Açık Cezaevinden firar etmişti. Güney önce Yunanistan üzerinden önce İsviçre sonra Fransa’ya kaçarak yaşamını orada sürdürmeye başladı. Yönetmen Şerif Gören, Tarık Akan, Şerif Sezer ve Halil Ergün’ün oynadığı ‘Yol’ filmini çektikten sonra filmin ham görüntüleri Fransa’ya kaçırılarak Yılmaz Güney’e ulaştırıldı. Güney’de Filmi Paris’teki ekibiyle birlikte yeniden kurguladıktan sonra ‘Cannes Film Festivali’ne gönderdi.

9 Eylül 1984... Yılmaz Güney’in öldüğü gün Paris'te Kürt Enstitü’sünün önünde sadece Fransa’dan değil tüm Avrupa’dan gelen çok büyük bir kalabalık toplanmıştı. Cenaze törenini haber yapmak üzere ben izlemiştim. Paris’te ünlülerin gömüldüğü Pere Lachaise mezarlığı hınca hınç dolmuştu, O kadar kalabalık vardı ki izdihamdan eller üzerinde getirilen tabutun mezara ulaşması oldukça uzun zaman almıştı.

Haberin Devamı

Yılmaz Güney Türkiye’de yasaklıydı, filmleri toplatılmıştı, Fransa’da yaptığı çalışmaları, çektiği filmleri gazeteci olarak izliyor haberlerini yapıyorduk ama yazılan haberler çoğu zaman sansüre takılıyordu.. Türkiye Yılmaz Güney öldükten uzun süre sonra yasağı kaldırdı. Kültür ve Turizm bakanlığı, Yılmaz Güney Vakfı işbirliğiyle 11 filmini yenileyip DVD’lerini hazırladı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın talimatıyla hayata geçirilen çalışmada Yılmaz Güney'in bazılarında oynadığı, senaryosunu yazıp yönettiği "Arkadaş, Umut, Aç Kurtlar, Duvar, Seyyithan, Ağıt ve Zavallılar ile Senaryolarını yazdığı “Yol, Düşman, Sürü ve Endişe'nin DVD'leri yapıldı.

Yazarın Tüm Yazıları