Yılbaşı süslemeleri neden hoşumuza gidiyor

Haftasonunu alışveriş merkezlerinde dolanarak geçirdim. Yılbaşı telaşı daha başlamamış, süslemeler de yok ortada. Ama mağazaların içinde ufak tefek ipuçları görülüyor.

Tepe Home mağazaları ise çoktan yılbaşını getirmiş. Koca bir bölümü yeniyıl süslemelerine ayırmışlar. Acayip şeker ve boy boy melekler, fenerler, Noel Baba bibloları, ağaç süsleri, peçeteler, müzik kutuları, ne ararsanız var.

Diğer mağazalar ve alışveriş merkezleri de 10 güne kalmaz dev çanlar, çam ağaçları, altın sarısı kurdeleler, gülümseyen Noel Babalar ile dolmaya başlar. Bunu görünce hepimizi yeniyıl telaşı sarar, start almış atletler gibi alışveriş merkezlerinde koşturmaya, depar atmaya başlarız. Bazen düşünüyorum, hiçbir yer süslenmese, ortada tek bir ışıklandırılmış çam ağacı görülmese aralık ayına girdiğimizi fark edebilir miyiz acaba diye.

Önümüzdeki hafta (21-22 Kasım), İstanbul’da Perakende Günleri düzenlenecek. Konuşmacılardan biri de Stephen Stefanou. Kendisi görsel mağazacılık alanında önemli isimlerden birisi. Design Solutions isimli şirketi, alışveriş merkezlerinin ve New York Rockefeller Center gibi önemli binaların sezonluk süslemelerini yapıyor. Noel, ramazan, Çin yeni yılı, mevsim değişimleri, milli bayramlar sezonluk süsleme gerektiren durumlardan birkaçı. Sadece ABD’de değil, Dubai ve Avrupa ülkeleri gibi birbirinden farklı adetlere sahip yerlerde de çalışıyor.

Söylediğine göre süslemeler alışveriş merkezlerindeki trafiği yüzde 20-50 oranında artırıyormuş. Dolayısıyla alışveriş miktarında da artış oluyor. Sırf süslemeleri görmek için gelen insanlar, gelmişken birkaç parça birşey de alıyor. Stefanou, "İnsanlara alışveriş yapmaları için yeni bir sebep yaratıyoruz" diyor. "Dev süslemeler görmekten hoşlanıyorlar. Yetişkinler, yanında küçücük kaldıkları süslemeler sayesinde kendilerini yeniden çocuk gibi hissediyor." Bu yüzden olsa gerek süslemeleri için "Asla yeterince büyük değil" diyor. Hepsi zaten devasa boyutlarda, ama o hep daha büyüğünü yapmaya çalışıyor. Yaptığı işi ise "hayal kurmak" diye tanımlıyor.

Yılbaşı demek, hediye alışverişi demek. Hemen Deloitte’in 15 ülkede 15 binin üzerinde insanla yaptığı Yıl Sonu Harcamaları Araştırması’na geçelim. Araştırmaya göre Türkler, en değerli hediyeleri eşlerine alıyormuş. Erkeklerden farklı olarak kadınlar, pahalı hediyeleri eşleri ile çocukları arasında bölüştürüyormuş. En çok istenen hediyeler sırasıyla giyecek, cep telefonu ve kitap!!! (bu sonuncusu bana biraz yanıltıcı geldi). Araştırma, Türk kadınlarının hediye olarak nakit de kabul ettiğini ortaya çıkarmış. Bu arada yüzde 14’lük bir kesim en pahalı hediyeyi kendisine almayı tercih ediyormuş. Başka ülkelerde bu cevabı verenlere rastlanmamış, özellikle altını çizmek isterim.
Yazarın Tüm Yazıları