Yeter Söz Milletindir dediysek, milletle devlet aynı değil ya!

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Benim siyasi tahminlerim iyimserdir. Ama, olmasını istediklerim değil, olmasını beklemediklerim çıkar. Bir de ‘‘safoş’’ tarafım vardır. Her duyduğuma inanırım.

Hele, devlet yönetiminin üst katmanlarından geldiyse...

* * *

1973 yılıydı. Yeni cumhurbaşkanı seçilecekti.

Faruk Gürler adaydı.

15 Mart 1973 günü, Süleyman Demirel, genelkurmay başkanı Semih Sancar'la görüştü.

Muhsin Batur destekli isteksizliğini dile getirdi.

TSK üst kademesi de aynı duyguları paylaşıyordu. Bütün dertleri, orduyu siyasetten mümkün olabildiğince çekmek, uzaklaştırmaktı.

Sayın Demirel ‘‘Sayın Sancar'la görüşmedim!’’ dedi.

Devlet büyüklerinin her dediğine inanan bir ırkın ahvadı olduğumuz için, inandık. Ertesi gün Sancar açıkladı.

‘‘Konuştuk...’’

Gazeteciler Demirel'in etrafına üşüştü. ‘‘Doğru mu? Konuştunuz mu? Dün öyle demediydiniz...’’

Sayın Demirel'den klasikleşmiş sözü geldi.

‘‘Dün başga, bugün başgadır...’’

* * *

Yeni yıla ilginç arayışlarla girdik.

İyimserliğimi bağışlayın, sayın Yalım Erez hükümeti kuracak galiba... Bugün-yarın bitecek gibi...

Nerede, nasıl, ne zaman biter?

Onu bana sormayın... Türkiye'deki her erken seçimde olduğu gibi, bu işe de rüfâiler karışır.

* * *

Anlayamadığım, yorumlamakta zorlandığım bazı şeyler oluyor.

En anladığım Tansu Çiller... Hırçınlaştı. Fena hâlde hırçınlaştı.

Bilge Konfiçyus'un vaktiyle buyurduğu gibi, ‘‘Hırçınlık çaresizliğin dışavurumudur...’’

En anladığım Recai Kutan... İçeride kalmak istiyor, ama, dışlanmak istemiyor.

Madalyonun öbür yüzünü çevirelim... En anladıklarıma gelelim...

Deniz Baykal seçime hükümette gitmek ister.

Mesut Yılmaz aynı durumda...

Bülent Ecevit çapraz ateşte... ‘‘Akgüvercin mi, karakarga mı?’’ sorusuna anlayışlı, anlaşılır bir cevap bulmak zorunda...

* * *

Peki, ‘‘iktidar-hükümet’’ olmak isteyenlerle, ‘‘demokrasi’’ isteyenler ne yapsın... Çok çok gerilere gitti hafızam...

* * *

‘‘Yeter Söz Milletindir’’ sloganını bulan ve ünlü afişi hazırlayan mimar Selçuk Milar, Teknik Öğretim Müsteşarlığı'nda çalışan bir memurdu. Hazırladığı afiş dolayısıyla CHP yönetiminin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'le aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı.

‘‘Demokrat Parti'nin Yeter Söz Milletindir afişini siz mi yaptınız?’’

‘‘Evet efendim, altında imzam var...’’

‘‘Sizi yürekten kutlarım. İnsanda hayranlık uyandıran çok üstün bir başarı...’’

‘‘Teşekkür ederim. Özellikle sizin beğenmeniz beni çok mutlu etti...’’

‘‘Asıl sizden biz yararlanmak isterdik...’’

‘‘Siz benden böyle bir hizmet isteseydiniz yapmazdım. Çünkü ben Türk milletinin demokrasi gerçeğini dinlemesinin değil yaşamasının hasreti içindeyim. O nedenle sizin iktidarı halkın oylarıyla kaybetmenizi ve muhalefetteki partinin iktidara gelmesini istiyorum...’’

Bu olaydan yaklaşık 20 gün sonra Urfa'da bir şantiyeye tayinim çıkmıştı. Teknik Öğretim Müsteşarlığı'ndan istifa ettim...

(Tarih ve Toplum, Haziran 1988)

* * *

Yangından mal, sandıktan oy kaçıran bürokratlara ithafımdır.

Seçim başvuruları başladı, azınlığın gözü işte, öbürlerinin gözü sandıkta...



Yazarın Tüm Yazıları