Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

(I)

Koruma Kurulu mu Engel Kurulu mu?

Fatih Belediye Başkanı Saadettin Tantan ilginç projeler yürütüyor. Bunların önemli bir kısmı hayata geçirildi, ancak bazı engeller sürüyor. Çukurbostan Eğitim Parkı'ndan 18 bin çocuk ve yetişkin, tarikatların kucağına düşmeden çağdaş eğitim olanaklarından yararlanıyor. Kuruluş çalışmaları sürdürülen Çarşamba Eğitim Parkı'nda da 10 bin çocuk çeşitli dallarda eğitim görecek; açık lisesi, yabancı dil laboratuvarı, bilgisayar ünitesi vs. ile birlikte...

Ama çıkartılan engelleri anlayabilmek kolay değil.

İşte bir örnek... Fatih Belediyesi, Avrupa Konseyi'nin finanse ettiği UNESCO'nun yürüttüğü Fener ve Balat'taki evlerin rehabilitasyonu projesiyle sıkıntı yaşıyor.

İstanbul 1 Numaralı Koruma Kurulu Başkanı Prof. Özer Erenman, bundan iki hafta önce yapılan kurul toplantısında bakın neler diyor:

‘‘Avrupa Birliği'nin bu cömertliği nereden geliyor? Avrupa Birliği neden Fener ve Balat için maddi bir destekte bulunuyor? Neden daha önemli yerler varken burayı seçti? Neden Süleymaniye veya Cankurtaran değil...

Bu insanlar burada yaşayacak insanlar değil. Onlar geniş mekânlar istiyorlar. Ayrıca diyelim ki bir yardım aldılar ve yapılarını onardılar, devamı ne olacak? Onlar bu konutlara bakamazlar. Köyden, Karadeniz'den, Doğu'dan geliyorlar, bu yapıların değerini bilmezler. Koruma kaygıları yok. Neden onları bu bölgede tutmak istiyorsunuz?’’

Erenman'a göre, bunlar Saadettin Tantan'ın dayatmacı 'fantezi' projeleri. UNESCO'ya göre de, ilk kentsel rehabilitasyon projesi...

Bölge halkı ise bu projenin bir an önce hayata geçirilmesini istiyor.

‘‘Kurul üyelerinin neden böyle bir tavır içine girdiklerini anlayamıyoruz. Yoksa, bazı kişiler buradan rant mı bekliyorlar? Çünkü bazı hocaların çalıştıkları şirketlerin, bu tür işlerden pay istedikleri biliniyor’’ biçimindeki iddialar ortaya atılıyor.

Büyükşehir Belediyesi'nin Fatih Belediyesi'nin hiçbir projesine onay vermediği biliniyor. Şimdi bir de buna Koruma Kurulu üyelerinin katıldıkları belirtiliyor. Bazı kurul üyelerinin projeyi yeterince incelemeden karşı çıkmalarına bir anlam verilemiyor.

Zihniyet; bu tarihi evler iyice çöksün, 'cahil' halk buradan gitsin, yoksa harcanan paraya yazık olur!

O insanları hor görmek bir bilim adamına yakışıyor mu?

Belediye savaş veriyor, Kültür Bakanlığı'ndan destek yok, Koruma Kurulu da yol gösterici olmaktan çok uzak.

İş yapanın ayaklarına da birileri dolanıyor, birileri de onu seyrediyor.

Sorumlu sekreterin 'posta' uyarısı..

TBMM'de bir milletvekilinin sekreterinden haklı bir uyarı: ‘‘Sekreterliğini yürüttüğüm milletvekiline yılbaşıdır, bayramdır, yüzlerce kart gelir. Milletvekili de gönderir... Ama, belirli kurumlardan gelen açılış davetiyeleri için yapılan harcamalara üzülüyorum. Bunlar genellikle İstanbul'dan geliyor. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul'un 61 milletvekiline açılış davetiyesi gönderiyor. Bunların tümü de APS ile yollanıyor. Küçük zarflar 300, büyükler ise 500 bin lira... Hesapladım; 50 milyona yakın tutuyor. Neden bunlar APS ile gönderilir, daha önceden Posta İşletmesi ile normal gönderilmez? Geçenlerde bir hafta içinde İstanbul'dan üç açılış davetiyesi geldi. Varın yapılan masrafı siz hesaplayın!’’

Sorumlu bir sekreterin yazdıkları ders olur.

MESAJ PANOSU

TURKCELL abonesiyim. Geçen ay telefon kapandı, fatura ulaşmadığından kesilmiş. Ödedim, açıldı. Hatanın TÜrkcell'de olduğu anlaşıldı. Bu firma görsel ve yazılı medyada hizmetlerini öve öve bitiremiyor. Ama iş gerçek hizmete gelince sorumsuz ve bilinçsiz bir kişinin yaptığı adres yanlışının faturasını gene vatandaş çekiyor. Şu anda telefonum yine kapalı. Samimi olarak sözleşmemi feshedip, Telsim'e abone olmayı ciddi ciddi düşünmeye başladım.

Koray KARAKAŞ-Karşıyaka/İZMİR

MİLLİ Eğitim Bakanlığı'na... Adana Kadirli-Karaisalı Sağlık Meslek Lisesi mezunlarından: Bizlerin ferdadını duyun, yardım edin. Üç yıldır sabırla, azimle bekliyoruz. Sağlık Bakanlığı'nın sağlık personeline hiç ihtiyacı yok mu?’’, İzmir Buca'dan bir grup öğrenciden: 1006-97 öğretim yılı mezunlarıyız. Bölüm mezunları MEB'in 'İlköğretim Müfettişi' ihtiyacını karşılamakta. Bizden önceki mezunlar müfettiş oldular. Bizler ise hala görev bekliyoruz.''

TELEKOM'dan açıklama: Hakkı Köksal'ın şikayetine konu; Ordu ili Perşembe ilçesine bağlı Neneli köyü, Efirli merkezinde bulunan 901 hatlık santrala 307 hat kapasiteli ilave santral sevki planlanmıştır. Ayrıca yakınıcı Hakkı Köksal adına telefon isteğine rastlanmamıştır.

ALTINOLUK-Avcılaraltı'ndaki evime telefon bağlanması için dört yıldır sürdürdüğüm teşebbüs ve çabalarım neticesiz kalıyor. Altınoluk gibi büyük gelişme gösteren bir yerleşim bölgesinde telefon bağlanmasını temin için bugüne kadar yaptığım girişimlerin dışında ne yapılması gerektiğini saptamada aciz kalıyorum. Bana kim veya kimler yardımcı olabilir, bilen var mı?

Ali Oğuz BARAN-Altınoluk-EDREMİT

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Siyaset ve din, artık meslekten olmaktan çıkarılmalıdır. Bu ülke artık ayağa kalkmalıdır.

(Prof. Yaşar Nuri Öztürk)

(II)

Koruma Kurulu mu Engel Kurulu mu?

Fatih Belediye Başkanı Saadettin Tantan bölgesinde ilginç projeler yürütüyor. Çukurbostan Eğitim Parkı'ndan 18 bin çocuk ve yetişkin, tarikatların kucağına düşmeden çağdaş eğitim olanaklarından yararlanıyor. Kuruluş çalışmaları sürdürülen Çarşamba Eğitim Parkı'nda da 10 bin çocuk çeşitli dallarda eğitim görecek; açık lisesi, yabancı dil laboratuvarı, bilgisayar ünitesi vs. ile birlikte...

Ama bunlar kolay olmuyor. Tantan'a karşı çıkartılan engelleri gördüğünüzde nedenini anlayabilmek zor.

İşte bir örnek... Fatih Belediyesi, Avrupa Konseyi'nin finanse ettiği, UNESCO'nun yürüttüğü Fener ve Balat'taki evlerin rehabilatasyonu projesi... Tantan'ın bu projeyi geçirebilmek için büyük sıkıntı çektiği belirtiliyor.

İstanbul 1 Numaralı Koruma Kurulu Başkanı Prof. Özer Erenman, bundan iki hafta önce yapılan kurul toplantısında bakın bu proje üzerine neler söylüyor:

‘‘Avrupa Birliği'nun bu cömertliği nereden geliyor?. Avrupa Birliği neden Fener ve Balat için maddi bir destekte bulunuyor? Neden daha önemli yerler varken burayı seçti? Neden Süleymaniye veya Cankurtaran değil...

Bu insanlar burada yaşayacak insanlar değil. Onlar geniş mekanlar istiyorlar. Ayrıca diyelim ki bir yardım aldılar ve yapılarını onardılar, devamı ne olacak? Onlar bu konutlara bakamazlar. Köyden, Karadeniz'den, Doğu'dan geliyorlar, bu yapıların değerini bilmezler. Koruma kaygıları yok. Neden onları bu bölgede tutmak istiyorsunuz?’’

Erenman'a göre, bunlar Saadettin Tantan'ın dayatmacı 'fantazi' projeleri... UNESCO'ya göre de, Türkiye'nin ilk kentsel rehabilitasyon projesi... Bölge halkı ise, bize bu projenin bir an önce hayata geçirilmesini istediğini söylüyor. Tarihi evlerinin kurtarılmasını istiyorlar. ‘‘Kurul üyelerinin neden engelleyici bir tavır içine girdiklerini anlayamıyoruz. Yoksa, bazı kişiler buradan rant mı bekliyorlar? Çünkü bazı hocaların çalıştıkları şirketlerin, bu tür işlerden pay istedikleri biliniyor.’’ biçimindeki iddialar ortaya atılıyorlar.

Büyükşehir Belediyesi'nin, Fatih Belediyesi'nin hiçbir projesine onay vermediği biliniyor. Şimdi bir de buna Koruma Kurulu üyelerinin katıldıkları belirtiliyor. Bazı kurul üyelerinin projeyi yeterince incelemeden karşı çıkmalarına bir anlam verilemiyor.

Zihniyet; bu tarihi evler iyice çöksün, 'cahil' halk buradan gitsin, yoksa harcanan paraya yazık olur!

O insanları hor görmek bir bilim adamlarına yakışıyor mu?

Belediye savaş veriyor, Kültür Bakanlığı'ndan destek yok, Koruma Kurulu da yol gösterici olmaktan çok uzak...

İş yapanın ayaklarına da birileri dolanıyor, birileri de bunu seyrediyor.

Efe'nin bıyığı değil ruhu lazım

Yörük Ali Efe'nin bıyığı, tüm Türkiye'ye günlerce konu oldu. İşler heykel açmakla olmuyor. Nasıl Atatürk heykeli açmakla Atatürkçü olunmuyorsa, Efe heykeline bıyık takmakla Aydın'ın sorunları da bitmiyor. Hadi bakalım Efe'ye bıyığı taktık bu işten kurtulduk. Ya Aydın'ın onca sorunundan nasıl kurtulacağız? Hele işsiz genç Efeleri kim kurtaracak? Allah göstermeye bir de eski Efeler gibi dağa çıkmaya kalkarlarsa!..

Efelik aslında yağızlık, yiğitlik, direniş ruhunu tmsil eder. Haksızlığa baş kaldıran, emperyalizme direnendir. Efelik sırf ulusal günlerde elbise giyip havaya çifte kırmalardan ateş etmek değildir. Şu anda Efe ruhuna büyük ölçüde ihtiyacımız var. Zaman yine mücadele zamanıdır. Cumhuriyet'e ve Ata'nın devrimlerine sahip çıkma zamanıdır. Efe heykellerini bu ruhta dikmeliyiz. Efe'nin bıyığına gösterdiğimiz hassaslığı Cumhuriyet'in değerlerine de göstermeliyiz.

Efeler'e bu ruh Şeyh Bedrettin'den Börtlüceli'den kalmıştır. Zulme karşı direnişin ve eşitliğin bayraktarı olmuşlardır. Bu ruh laik ve sosyal bir ruhtur. Efeliği içi boşaltılmış ve sırf bıyığının konu edildiği tarihi bir kahramanlık olarak ele alamayız.

Ercan DOLAPÇI-Aydınlı eski gazeteci-İSTANBUL

Bale ve Borsa!...

Finansbank sponsorluğunda Bejart Balesi'nin gösterildiği Lütfü Kırdar salonuna gittik, Gösterinin yarısına yaklaşırken kızartma kokuları geldi. İkram olduğunu sandık. Arada çay, kahve ve kuru pastalar ikram edildi. Ama koku daha da yoğunlaştı. Sonunda kokunun alttaki Borsa Lokantası'ndan geldiği anlaşıldı. Böyle güzel bir salonu nasıl yemek kokuları sarar. Havalandırma var da çalıştırılmıyor mu, yoksa bir arıza mı var?

Ayşe ŞENOK-İSTANBUL

MESAJ PANOSU

EMEKLİ M.T.'den bir öneri: Hipermarketler, marketler yılbaşı ve Ramazan için büyük kampanyalar yapıyorlar. Biz emekliyiz, geçinme koşullarımız ortada. Acaba, emekliler için küçük bir indirim yapmayı düşünebilirler mi?

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Siyaset ve din, artık meslekten olmaktan çıkarılmalıdır. Bu ülke artık ayağa kalkmalıdır.

(Prof. Yaşar Nuri Öztürk)

Yazarın Tüm Yazıları