Yeter!Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

SSK beni dolandırdı

Uzun yıllar yurtdışında ekmeğini kazanmak zorunda bırakılmış bir emekçi kadınım. SSK'ya borçlanarak Türkiye'de emekli olmak istedim ve başıma gelmedik kalmadı. Çok ağır bir haksızlığa uğradım, hatta aldatıldım, dolandırıldım. Olayın öyküsü özet olarak şöyledir:

3201 sayılı yasanın 3. maddesi uyarınca günlüğü 1 dolar üzerinden borçlanarak emekli olmak üzere 1.1.1994 tarihinde, SSK Genel Müdürlüğü'ne başvurdum ve o günden beri 50 yaşını doldurduğum 13.2.1997 tarihine kadar olan aidatlarımı -aylık 1.5 milyondan başlayarak 4 milyona kadar uzanan periyodlar halinde- düzenli olarak ödedim. 21.2.1997 günü de, yani yeni kararnamenin yürürlüğe konmasından tamı tamına altı gün sonra (Bu gecikmede hiçbir kasıt yoktur, sadece postada meydana gelen doğal bir gecikme sonucudur. 13.2.1997'de 50 yaşımı doldurdum, kararname ise 15.2.1997'de çıkarıldı) borcumun geriye kalan kısmının tamamını -4.000 dolar- nakten ödeyerek tüm yükümlülüğümü yerine getirdim ve emekliğe hak kazandım.

Tam da emeklilik işlemlerime başlamışken bu yeni kararname önümüze sürüldü. Eski çamlar bardak olmuştu artık. Devlet baba kendi çizdiği oyunu oynamıyordu. ‘‘Yok efendim, günlüğü 1 dolar da ne oluyordu. Öyle yağma yok, alan da kaçan mı?’’ diye söz belirtiyordu. Emekliliğe hak kazanabilmem için, şimdi günlüğü 2.5 dolar üzerinden ödeme yapmam gerekiyordu.

Ya benim kazanılmış haklarım?

Ya evrensel hukuk kuralları?

Bizim sevgili (!) babamız için bunların hiçbir önemi yoktu. Usta bir bezirgan havasındaydı vatandaşına karşı: ‘‘Yakanı kaptırdın bir kez. Ya dediğim fiyatı verirsin ya da havanı alırsın...’’

Kazıklandığımızı anladık. Yapacak fazla bir şey yoktu zaten. Aman bir daha kazıklanmayalım korkusuyla, ‘‘Tamam, biz senden emeklilik falan istemiyoruz. Ver şu yatırdığımız parayı da, sen sağ, biz selamet’’ dedik.

Ne görüyoruz? Yine dümen, yine üçkâğıt...

‘‘İyi al öyleyse dört yıl önceki kurdan paranı.’’

Yedik mi bir kazık daha! Hem bu kez en alasından. 10 bin markın üzerinde ödediğim para, bugünkü kurdan 4.000 bin mark bile tutmuyor. Öyle ki, şubat 97'de nakden ve döviz olarak ödediğim 4.000 doların bile çok altında. Onu da ne zaman verecekleri belli değil.

Yapılan işlemin, bir haksızlıktan da öte, bir kazıklama, bir dolandırıcılık olduğu kanısındayım. Bunu bir türlü içime sindiremiyorum. Sonu nereye varırsa, oraya kadar uğraşmak kararındayım.

Fadime YILMAZ- Haan-F.ALMANYA

Balkanlar’a sıcak mesajlar

Başbakan Mesut Yılmaz ve Yunan Başbakanı Kostas Simitis'in ılımlı bir havada geçen görüşmeleri barış adına olumlu bir adımdır. Böylelikle Balkanlar'da dostluk ve işbirliği yaratılacaktır.

Balkan ülkelerinin sahip oldukları sosyal ve ekonomik gücü bölge insanlarının yararına kullanmaları, yüksek performans ve üretimi ortaya çıkaracak ve sağlanan işbirliği ile bölge insanının yaşam standardı artacaktır. Özellikle sanat, bilim ve spor alanlarında yapılacak işbirliği ile toplumların kaynaşması sağlanabilir.

Bütün çabaların amacı bölgesel refah düzeyini yükseltmek ve topyekün kalkınma olmalıdır. Tarihsel gelişim sürecinde beraber yaşamanın ve paylaşmanın getirdiği yakınlık ve ortak sorumluluklar bu amaca ışık tutacaktır. Dr. Uğur BAĞIŞLAR-Göçmenlere Yardım

Derneği Yardım Merkezi, Trakya-Rumeli

Dernekleri Gönül Birliği

Pendik'teki maskaralık

Pendik sahilinde çevreyi mahveden Yunus Çimento Fabrikası'nın önünde, Büyükşehir Belediyesi'nin bir afişi vardır; 31 Ağustos günü faaliyetini durduracağına dair... Ne yazık ki, bu fabrikanın çalıştığını sanıyoruz, çünkü içinden kamyonlar hâlâ çimento çıkarıyorlar. Ayrıca, yine sahilde kum depoları bulunuyor. Hani bunlar kaldırılacaktı! En önemlisi de, sahilyolunun yapımı bu kum depolarını atlayarak devam etti. Kum yığınlarının bulunduğu kesime dokunulamadı. Beyler, her iki maskaralığa ne zaman son vereceksiniz?

Şükrü BABACAN-İSTANBUL

MESAJ PANOSU

İSTANBUL'un yoğun köprü trafiğine çare aranırken, özellikle Boğaziçi Üniversitesi, Robert Kolej ve Koç Üniversitesi'ne giden öğrenciler için sabah ve akşam saatlerinde Kadıköy'den Arnavutköy ve İstinye iskelelerine vapur seferleri konulması iyi bir çare olarak düşünülemez mi?

Sema TANER-KADIKÖY

BİZ Demirkapı Pınar Sokak sakinleriyiz. Bizim elektriğimiz ne zaman onarılacak? Çocuklarımız ne zaman mum ışığında ders çalışmasını bırakacak? Yetkililerden anlayış bekliyoruz?

Ömer KÜÇÜKAYDIN

Pınar Sokak Sakinleri adına-BAĞCILAR

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Resmi Gazete'ye bakın. Özel güvenlik birimi kuran şirketlerin sayısı sürekli artıyor. Çağdaş ülkelerin hiçbirinde silahlı özel güvenlik birimleri kurulmuyor. Bu çok önemlidir.’’

(Maliye Bakanı Zekeriya Temizel)

Yazarın Tüm Yazıları