Yeter söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Almanya'da Türk mozaiği

Köln'den Essen'e giderken yoğun kar yağıyor. Alman şoförümüz dikkatli, bir kulağı radyoda yolların durumunu dinliyor. Aracımızın hızı zaman zaman 40 kilometreye düşüyor. Kar lastiklerini takmayan yola çıkmıyor. Karşı şeritten beş-on dakikada bir geçen dökme çimento taşıyan araçlara benzer bir araçtan tuz dökülüyor. 80 km'lik yol boyunca sadece bir araç yoldan kaymış, yanında iki trafik ekibi yardımda... Bizim TEM'de böyle bir kar bastırsa halimizin ne olacağını düşünemiyoruz bile...

Geçmişin kömür ve çelik sanayiini oluşturan Ruhr havzasının merkezi Essen'de artık bacalar tütmüyor. Essen, 600 bin nüfusuyla Almanya'nın altıncı büyük kenti... 17 bin Türk yaşıyor. Essen; enerji devi RWE, bir zamanların ağır sanayinin önderi Krupp, Ruhrkohle, Ruhrgas, Karstadt ve Coca Cola-Almanya gibi dev şirketlere merkezlik ediyor. 13 firmanın yıllık ciroları 1 milyar DM'den 63.6 milyar DM'ye kadar sıralanıyor.

Kentin merkezine geldiğinizde, dış yüzü tuğlalı üç katlı bir bina ile karşılaşıyorsunuz. Krupp'un mermi ve mühimmat üretilen bu tesisi 2. Dünya Savaşı'ndan sonra terk edilmiş; ta iki yıl öncesine kadar... Türkler'in en çok bulunduğu Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Geliştirme Kurumu tarafından Türkiye Araştırmalar Merkezi'ne hizmet binası olarak tahsis edilmiş; 5.2 milyon DM'ye onarılmış. Bunun 2.5 milyonunu eyalet hükümeti, geriye kalanını da aralarında bazı Türk işadamlarının bulunduğu sponsor firmalar karşılamış.

Türkiye Araştırmalar Merkezi, 14 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Almanya'da Türkiye üzerine en etkin söz sahibi olan bir kurum. Aralarında Alman, Portekiz, Polonya, Bulgar olmak üzere çeşitli uluslardan 35 uzman ve bilim adamının çalıştığı merkez, bugüne kadar Türkiye-AB, Türkiye-Almanya, Avrupa'da yaşayan Türkler ve diğer yabancılar, KEİ, Türkiye ve Almanya'da sosyo-ekonomik gelişmeler gibi 120 dolayında araştırma gerçekleştirmiş. Türk ve Alman basını için temel kaynak oluşturuyor bu çalışmalar. (Merkezin altına Yunanlı ve Alman iki ortağın çalıştırdığ Moğol lokantası açılmış... Mutfağın özelliği, çeşitli et ve balık türleri ile sebzeler ve soslar bizzat seçiliyor. Sonra Asyalı aşçı önünüzde pişirip size servis yapılıyor. En gözde et çeşidi, sosa yatırılmış devekuşu eti... Çorba dahil 30 DM'ye doyabiliyorsunuz.)

ÖRGÜTLENME GENİŞLİYOR

Türkiye'deki etnik mozaiğin Almanya'ya yansıması üzerine Eyalet Bilim Bakanlığı tarafından yaptırılan çalışmalar önümüzdeki günlerde açıklanacak. Boşnaklar, Abazalar, Arnavutlar, Çerkezler, Romanlar, Gürcüler, Lazlar vs. gibi azınlıkların konumu irdeleniyor.

Merkezin direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, ‘‘Türkiye'deki yapı bütünüyle buraya yansımış durumda. Şu anda Avrupa Birliği sınırları içinde 15 ülkede 29 ayrı halk kitlesi ve 34 dil konuşuluyor. Osmanlı'da 72 ayrı kitlenin birleştiği çokkültürlülük, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğiyle daha da genişleyecek ve AB'ye ayrı bir renk katacaktır’’ diyor.

Şen'e göre, Almanya'da Türkler artık politik veya dinsel örgütlenmenin dışına çıkıyor. Almanlar, bu durumu dikkatlice izliyorlarmış...

Şen diyor ki:

‘‘Başta işadamları olmak üzere öğrenciler, doktor, mühendis ve avukatlık gibi meslekler arasında görüyorduk örgütlenmeleri... Ama son zamanlarda artık Aleviler, Çeçenler, Karadenizliler ve Güneydoğulular'ın da kendi içlerinde bir araya geldiklerini görüyoruz. Bu Türkiye'nin mozaiği ve yapısının, örneğin İstanbul'daki örgütlenmenin, Almanya'yı da dal budak sarması... Şu anda AB sınırları içinde 3.2 milyon Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bu, Lüksemburg nüfusunun 8 misli, Danimarka ve Finlandiya nüfuslarının yüzde 60'ı kadardır. Türkiye'nin bu çoğulcu yapısının Avrupa'ya gösterdiği uyumluluk Türkiye'nin, AB'ye tam üyeliğinin kapısını açması gerekmektedir.’’

Peki Türkiye ne yapmalıdır?

‘‘Türkiye, AB'deki Türkler'in çoğulcu yapısından kıvanç duymalı ve birlik içindeki nüfusuna tüm anlamıyla sahip çıkmalıdır. Bu nedenle, Türkiye her açıdan AB'ye uyum sağlayacak ülkeler arasında ilk sıraları işgal etmelidir.’’

TÜRKİYE'DE ALMANCI ALMANYA'DA YABANCI

Almanya'da 1999 yılında 2000'in üzerinde Türk derneği bulunuyor. Bunların başında; 91 sektörde çalışan 3 bin Türk işadamının üyesi bulunduğu Türk-Alman İşadamları Dernekleri Federasyonu (TİDAF) geliyor. Derneğin üyelerinin ciroları 5 milyar DM sınırını aşıyor.

TİDAF Başkanı İhsan Öner, İngiltere'den Polonya'ya kadar örgütlenmeyi hedef aldıklarını, hatta Balkanlar'daki Türk işadamlarını da bünyelerine katacaklarını söylüyor.

Alman işadamlarını Denizli, İzmir, Gaziantep ve Adana'ya götürüyorlar. Türk tekstil pazarının geliştirilmesi için bu önemli bir adım sayılıyor. TİDAF'ın öncülüğünde Avrupa'da pazarlama ağı kuracaklarını söyleyen Öner, Türkler'in, küçük ve orta işletmelerinin öncüsü olmaları yolunda projeler geliştirdiklerini anlatıyor.

Elazığlı olan başkan, ilginç bir değerlendirme yapıyor:

‘‘Türkiye'de Almancı, Almanya'da yabancı olmaktan nefret ediyoruz. İleride Avrupa'nın geleceğini Türkler tayin edecektir.’’

Yarın çifte vatandaşlığa ve Türkiye'deki seçimlerin Almanya'ya yansıması konularına değineceğiz.



Yazarın Tüm Yazıları