Yeter! Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bir tayinin perde arkası

Adana Adliyesi'nden bir yargıç, telefonda şöyle diyor: ‘‘Yalçın Bey, bilmem gözünüze çarptı mı, bugünkü (dün) gazetenizde ‘Tartıştığı savcıyı Aydın'a sürdü' diye bir haberiniz var. Evet, Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu, Başsavcı Ahmet Ceylani Tuğrul'u görevden alarak Aydın'a tayin etti. Olay, Adalet Bakanı ile çatışan bir savcının tayini gibi görünse de işin gerçek yüzü bu değildir. Bu savcı, Adana Adliyesi'nin büyük bir kısmını etkisi altına almıştır. ‘Ben bakanlığa yakınım, dediklerimi yerine getirmezseniz, sizi sürdürürüm' gibi tehditlerle istediğini yaptırmaktadır.’’

Konuyu araştırdığımızda, atamanın gerisinde ilginç gelişmeler olduğunu öğreniyoruz.

Adana'da bir Adalet Sarayı yaptırılıyor. Başsavcı bu inşaatı yapan müteahhitlerle yakın dostluklar kurmuş.. Bu müteahhitlerden biri Bülent Özülkü...

Başsavcı Tuğrul, bakanlıktan para gelmeyince, sık sık Ankara'ya gidip ‘istihkak' arayışlarına giriyormuş.

İSTİHKAK GELMİYOR

Bir gün Adalet Bakanı Denizkurdu'nun huzuruna çıkmış, ‘‘Müteahhitlere borcumuz birikti, bize istihkak verilmeyecek mi?’’ demiş.

Bakan da, ‘‘Maalesef bakanlığımızda para yok. Pul parası bulamazken, siz Adalet Sarayı yaptırıyorsunuz’’ karşılığını vermiş.

Bu kez Devlet Bakanı Işılay Saygın'dan ‘istihkak' konusunda yardımcı olmasını istemiş Tuğrul... Müteahhit alacakları 69 milyar liraymış...

Saygın da Bakan'ı arayarak konuyu aktarmış ve yardım talep etmiş.

Denizkurdu, ‘‘Ben gerekeni kendisine söyledim. Yapabileceğim bir şey yok’’ demiş. Denizkurdu, bu aracılara çok kızmış. Adana'dan Cumhuriyet Başsavcısı'nı çağırtarak kendisine şöyle demiş:

‘‘Siz nasıl savcınız... İstihkakların takipçisi misiniz, Cumhuriyet'in savcısı mısınız?’’

Daha sonra da Başsavcı'nın Aydın'a tayini çıkıyor.

Başsavcı, Adliye Sarayı'nın inşaatını bitirememekten tayininin çıkmasına üzülmüş. Tayinin durdurulması için çeşitli girişimlerde bulunmuş.

Uzaktan akrabası olduğu söylenen ANAP'lı Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen ile ANAP Meclis Grup Başkanvekili Uğur Aksöz'e gitmiş.

Denizkurdu, Yücelen'e, kendisinin bu konuda rahatsız edilmemesini rica ederek, ‘‘Savcı bu konuda doğru hareket etmiyor. Israrcı olunursa istifa ederim. Lütfen bir daha bu konu ile ilgili olarak bana gelmeyin’’ diye çıkışmış. Aksöz de konuyu aktardığı Başbakan Yılmaz'dan şu yanıtı almış:

‘‘Bizim yapabilecek bir şeyimiz yok, onların Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu var, Uğurcuğum...’’

Başsavcı, bugünlerde çeşitli çevreleri tayinin durdurulması için harekete geçirmeye çalışıyor. Tanıdığı yerel gazetecileri çağırtıp kendisi için ‘gitmesin' diye kampanya açılmasını istiyor.

Bu arada anlatılan bir şeyi de de aktaralım: Başsavcı Tuğrul, bir marketin açılışında bulunduğu halde adını yazmayı unutan yerel ‘Ses' gazetesinin Yazı İşleri Müdürü'nü makamına çağırtarak şöyle bağırmış:

‘‘Ben bu ilin cumhuriyet savcısıyım, sen benim adımı yazmayı nasıl unutursun!’’

‘YILIN SAVCISI'

Adana Barosu Başkanı Ziya Yergök dün bir basın açıklaması yaparak, ‘‘Başsavcı'nın bir talebi olmaksızın ve başarılı çalışmalarına rağmen gerçekleştirilen atamayı üzüntü ve kaygıyla karşıladıklarını’’ bildiriyor.

Adana'dan bir avukat dostumuza, ‘‘Türkiye Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen geçen yıl Savcı Ahmet Ceylani Tuğrul'u ‘yılın savcısı' ilan etmedi mi?’’ diye soruyoruz. Yanıtı şöyle oluyor:

‘‘Doğrudur, etti... Bu savcı işbaşına gelince, olaylarla ilgili iddiaları polisin soruşturmasını önleyerek, kendi görevlendirdiği nöbetçi savcılara verdi. Böylece CMUK'taki hükmün gereğini yaptı. Ancak, bunu da emniyet teşkilatı ve diğer savcılar üzerinde otorite yaratmak amacıyla kullandı.’’

Dostumuz daha fazla konuşmak istemiyor.

Bu tayin, pandoranın kutusuna benziyor. Belli ki daha çok konuşulacak.

Bu nedenle Adanalılar'ın tayine döktükleri gözyaşları, timsahlarınkine benziyormuş...

Okuyan, bahsi nasıl kaybetti

Başbakan Mesut Yılmaz'ı GS'li bilirdik. Bilbao maçında taraftarlıktan vazgeçmiş! Bunu Genel Sekreter Yardımcısı Yaşar Okuyan'ın, dünkü Hürriyet'in spor sayfasındaki sözlerinden öğrendik. Okuyan, üzgün şekilde anlatıyor:

‘‘Başbakan ile maç öncesi iddiaya girdik. Hayatımda ilk kez bir takımı, hem de Galatasaray'ı tuttum. Eğer GS kazansaydı Başbakan Yalova'ya 100 milyar liralık ek ödenek sözü vermişti. Şimdi o kadar bağırmamız da gitti, 100 milyar da gitti...’’

Yılmaz, devletin hazinesinden küçük bir ile vereceği 100 milyarlık ödeneği ‘müşterek bahis'e bağlıyorsa, bugünlere nasıl geldiğimiz açık şekilde ortaya çıkıyor. Siz ekonomik krizi boşverin canım...



Yazarın Tüm Yazıları