Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Gökçek'in yeni kıyakları...

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde trilyonluk yolsuzluklar olduğu ve şeriatçı şirketlerin kollandığı iddiaları gittikçe gün yüzüne çıkıyor.

Emin Çölaşan, bunları aylardır yazdı.

Nitekim bunun sonucunda Belediye Başkanı Melih Gökçek, Terörle Mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındı ve iddiaya göre Cumhurbaşkanı Demirel'in girişimleri sonucu serbest bırakıldı.

Ciddi iddiaları içeren dosya şimdi DGM Savcılığı'nda... 8'i müteahhit, 4'ü de Muradiye Vakfı yöneticisi olan 12 kişi tutuklanmış durumda.

Soruşturmanın bu kadarla kalmayacağı anlaşılıyor.

Bu arada Ankara'dan bir okurumuzun gönderdiği yeni belge ve bilgiler, Melih Gökçek'in Ankara'nın ünlü babalarına da milyarlarca lira kıyak geçtiğini gösteriyor. Biz de ilgilisi ve bilgisine şu soruları soralım:

- Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı, 1997 yılı içinde ‘emanet usulü’ ile yüzden fazla iş vermiştir. Emanet usulünün özelliği, ihale açmaya gerek kalmamasıdır. Bu yöntem tamamen belediyenin inisiyatifindedir. Bu ihaleleri alan Ankaralı ‘ünlü’ler ve FP'li yönetici ve yakınları kimlerdir? İhalelerin toplam tutarı ne kadardır?

- Çolak İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.'ye, Batıkent Çay Bahçesi ve kafeterya inşaatı ve işletmesi için, Gökçek'in ‘özel kefaleti’ ile açılan ihaleleri alanlar, Ankara'nın ünlü ‘baba’larından İskender Çolak ile Erol Çolak mıdır?

- ‘Kürt Ahmet’ olarak bilinen diğer ‘ünlü baba’nın yeğenleri Yavuz ve Murat Bulut'a ait Kartalkaya İnş. Nak. Tic., Ersa Ercüler İth. Ltd.Şti'ye, Konya Yolu yürüme bandı, bitkisel tesisat düzenleme ve Mamar Mutlu Mahallesi'ndeki inşaatları için verilen ihalelerin tutarları ne kadardır?

- Muradiye Vakfı yolsuzluğunun soruşturulması sırasında haklarında tutuklama kararı verilen 12 müteahhit ve 4 Muradiye Vakfı yöneticisinin cezaevindeki can güvenlikleri İskender Çolak'ın adamları tarafından mı sağlanmaktadır?

Ankara Büyükşehir'deki uygulamalar yazmakla bitmez...

Çiftçinin feryadını hiç kimse duymuyor

MERSİN'den 10 yıllık narenciye üreticisi olduğunu söyleyen bir okurumuz, ‘‘Güney'de pamuk ve narenciye üreticilerinin durumunun bu yıl çok kötü olduğundan, bunu ne politikacıların, ne de medyanın dile getirdiğinden’’ yakınıyor.

‘‘Her çektiğimiz sıkıntıyı yazmaya kalksam çok uzun sürer. Ben şimdilik sadece bu yıl yaşadığımız durumu dile getirmek istiyorum. İspanya, İtalya gibi narenciye üreticisi Avrupa ülkelerinde ihracat yapan firmalara ton başına 170 dolar teşvik verilmektedir. Bizde ise bu 100 dolar. Bu nedenle meyve fiyatlarımız Avrupa ile rakabet edememektedir. Bu rakam en az 150 dolar olmalıdır. Kaldı ki geçen yıldan verilmesi gereken teşvikleri dahi ihracatçı henüz alamamıştır. Hal böyle olunca narenciyede ihracat durmuştur. İhracat durunca da meyveler dalında çürümeye terk edilmiştir. Bir yandan bilinçli çiftçilik yeni yeni anlaşılmaya başlamış, modern tarıma doğru bir gidiş vardır, bir yandan da bu doğrultuda yeni bahçeler tesis edilmektedir. İnsanlar birim alandan en yüksek ve en kaliteli ürünü alma yoluna girmiştir. Bu durumda çiftçi teşvik edileceğine adeta kösteklenmektedir. Bu politikalarla ilerki yıllarda durum daha da kötü olacaktır. Halbuki bir ülkede üretim arttıkça refah düzeyi yükselir. Ama biz adeta üretime dur diyoruz.

Ayrıca çok çarpıcı bir durumu da artık gündeme getirmek lazım. Bahçede birinci kalite meyve mesela greyfurt 20 bin lira, mandalina ve portakal 40 bin liradan satılırken İstanbul'da en düşük kalite greyfurt 180 bin lira, mandalina ve portakal 250 bin liradan satılmaktadır. Manavlarda ise biraz daha kaliteli olanların fiyatı 600 bin liradır. Lütfen artık sesimizi duyurun, aradaki bu fark nedir, kime gidiyor? Milyonlarca tüketici bu kadar pahalı meyve yerken, biz üreticiler masrafımızı dahi zor çıkarıyoruz. Çünkü gübre, ilaç ve mazot dolara endeksli.’’

Hayvancılıktan sonra tarım da bitmek üzere... Bu zor koşullarda çiftçi nasıl üretim yapacak, düşenen bile yok!

Maliye, bizi soyuyor

EMEKLİ, namuslu, vergilerini son kuruşuna kadar veren bir vatandaş olarak, algılayamadığım bir durum var:

1998'de DİE toptan eşya fiyatları: % 58.6

DİE Tüketici Fiyatları: % 72.8

İTO Toptan Eşya Fiyatları: % 49.8 ve

İTO Tüketici Fiyatları: % 71.7.

Ancak Maliye Bakanlığı'nın 1999 için belirlediği yeniden değerlendirme oranı % 77.8'miş.

Bu rakamı kim belirliyor bilmiyorum ama, daha 3 ay evvel beyanname veren bir mükellef olarak kendimi, ‘soyulmuş’ hissediyorum.

20 milyar olan gayrimenkule (1998 beyan böyle verildi) 15 milyara müşteri yok. Ben bunu % 77.8 artırarak 35 milyar yaparsam kim alır?

Maliye Bakanlığı'nın piyasadan haberi var mı acaba?

Ümit SARISOYLU- ANKARA



Yazarın Tüm Yazıları