Yeter! Söz milletin

Yalçın BEYER
Haberin Devamı

Kim doğru söylüyor?

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi'nin, İstanbul Halkalı ve Ankara Eryaman'da yaptığı toplu konutlar daha ilk etaplarında değer kazanıp önemli rant merkezlerinden biri haline gelmişti.

Geçtiğimiz aylarda Toplu Konut'tan Sorumlu Devlet Bakanı Refaiddin Şahin, bu iki projede yeni etaplar için arsa olmasına rağmen TOKİ'nin artık konut üretmeyeceğini açıklamıştı. Ardından geçtiğimiz ay, TOKİ Başkanı Mehmet Kenan Ünsal, Halkalı ve Eryaman'daki arsaların bir protokolle Türkkent ve Türkkonut'a devredileceğini açıkladı. Bu arsalar üzerinde her iki birlik kooperatifler kurarak toplam 12 bin konut yapacaktı. Protokol hazırlanmış, imza aşamasına gelinmişti. Gazete ve dergilerde çıkan bu haberle emlak piyasası hareketlendi. Düşük taksitle ev sahibi olmak isteyen binlerce kişi her iki birliğin telefonlarını kitledi.

Ancak aradan 15 gün geçtikten sonra Bakan Şahin, bürokratının aksine açıklamalar yapmaya başladı. Önceki gün TOKİ'yi tekzip eder gibi, ‘‘Bu arsaları kooperatiflere vermeyi düşünmüyoruz. Türkiye'de kooperatifçilik sistemi başarısız olmuştur. Sadece birilerine çıkar sağlamaya yarıyor’’ türünden açıklamalar yaptı.

Yani kooperatiflere mi verilecek bu yerler; yoksa TOKİ kendi mi konut üretecek? Okurlarımız açıklama bekliyor.

ARDINDAN

‘‘Acılı Kuşak’’tı kendi deyimiyle. Çetin Altan'ın deyimiyle de ‘‘eski zaman konsolu’’... ‘‘Çıkar gruplarından, politikacılardan gelen sansür kendi yargılarının önüne geçmesin’’ diyerek şunu öğütlemişti bize: ‘‘Bu sütun ve köşeler sana değil okura aittir. Senin amirin, gazetenin patronu ya da genel yayın yönetmeni değil, okurundur.’’ Bir kuşak ondan çok şey öğrendi. Mehmet Kemal abimizi her zaman insan ve gazeteci olarak saygıyla anacağız.

Öteki elini sen tut...

SOSYAL Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun başlattığı ‘Öteki Elini Sen Tut-Koruyucu Aile Hizmeti’ projesi 30 Eylül 1998 günü saat 19:30'da İstanbul'da düzenlenecek bir toplantıyla halka tanıtılıyor. Çeşitli nedenlerle öz ailelerinin yanında bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştirilmelerini hedefleyen bu organizasyon iki aşamadan oluşuyor. İlk aşama koruyucu ailelere sağlanacak sosyal yardımların güçlendirilmesi. İkinci aşama ise koruyucu aile hizmetinin kamuoyuna etkin bir şekilde tanıtılması olarak belirlenmiş. Ayrıca çocuklarımız için ayıracağımız bu gecede projeye ilk destek veren çocuklara teşekkür edilecek ve yeni katılanlar açıklanacak.

Dr. İ. Bülent İLİK (SHÇEK Genel Müdürü)

Saat aldım, bal faturası verdi

TATİLİMİ geçirdiğim Fethiye'de çarşının içinde bulunan Avcılar Kooperatifi'nin önündeki saatçiden yeğenime bir saat aldım. Fiş olmak istediğimde bana, kendisinin fişi veya faturası olmadığını, ama istersem bal faturası verebileceğini söyledi. Yıllardır aynı yerde -çarşıda- aynı işi yaptığını belirtti. Böyle bir yerde belgesiz satış yapabilmesi bana normal gelmedi. İstanbul'a döner dönmez Fethiye Vergi Dairesi'ne bu durumla ilgili dilekçe yazdım. Ama konuyla ilgili şu ana kadar bana herhangi bir yanıt verilmedi. Duyarsız kalındı.

Sayın Emin Çölaşan'ın ‘‘Fiş istemeyin küçülmeyin!’’ (3.9.1998) yazısını okuyunca, konu benim için tekrar gündeme geldi.

Nurten ESENLİK-İSTANBUL

Patrona bak!

ZAMAN Tekstil'in eski çalışanları, patronlarını sorguluyor: ‘‘Konyalı Ahmet Fakı Bey... Bundan bir süre önce Çerkezköy'deki fabrikanızın adını, ‘dinci' kuruluşlar arasında yer aldığı için mi ‘Merih Tekstil' olarak değiştirdiniz? Bu kararı ‘cemaatinizin' talimatı üzerine mi yaptınız? Çerkezköy'deki fabrikanızdan mühendisler dahil 300 kişiyi çıkardıktan sonra bir spor BMV araba ve Bahçeşehir'de de bir tripleks almanız vicdanınızı hiç sızlatmadı mı? Sizin deyiminizle, 2000'li yıllara bu kafayla mı gireceksiniz? Dileriz sizi tanımak için açtığınız ‘İşçi alınacaktır' ilanlarını okuyanlar anımsar.’’

İzmir'de yoğun iş trafiğinin yaşandığı Basmane Meydanı'nda trafik lambaları iptal edilip, yerine trafik polisi görevlendirildi. Ancak, maalesef bu polis memurları trafiği düzelteceklerine, günün her saatinde birbirleriyle sohbet etmeyi tercih ediyorlar. Kendilerini uyardığımızda ‘‘Ne yapalım, biz de insanız’’ şeklinde cevap aldık. Tam gözlerinin önünde iki koldan gelen yoğun trafikte şimdiye kadar herhangi bir kazanın olmaması büyük şans.

Şebnem Karasu ÖZGÜ-İZMİR













Yazarın Tüm Yazıları