Yeter söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Maliye, yazlıkçıların tapularını iptal etmek istiyor

Sıra size de gelebilir...

Tekirdağ Şarköy'deki bazı sahil sitelerinin sakinleri feryat ediyorlar. ‘‘1969'da yasal yollardan inşa ettikleri binalarının 1992'de çıkarılan Kıyı Yasası'na göre yıkılmak istenmesi, bu yolda Hazine'nin açtığı dava tümden haksız, yersiz, dayanaksız ve mevzuata aykırıdır. Suiniyetlidir.’’ diyorlar. Maliye'nin 29 yıl sonra neden iptal davası açtığını soruyorlar.

Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi'ne karşı ret davası açan yazlık sahipleri, ‘‘Taşınmazlarda, mevcut mevzuat uygulamada yerleşmiş Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve İdare Mahkemesi kararlarına uygun müktesep haklarımız ayaklar altına alınamaz. Mülkiyet haklarımız hiçbir bedel ödemeksizin ortadan kaldırılamaz. Bu aynı zamanda İnsan Hakları Bildirgesi'ne aykırıdır.’’

Maliye'nin, bu yoldaki kararının bir pilot bölge çalışması olduğu, bu tür tapu iptal davalarını diğer bölgelere de kaydıracağı belirtiliyor.

Maliye ve Bayındırlık Bakanlıkları ile Sigorta Siteleri sakinlerinin davası tüm Şarköy ve Türkiye geneli için emsal teşkil edebileceğinden, konu tüm yazlıkçıları da endişeye sevk ediyor.

Tapu iptal davasının ardından bir yıkım kararı çıkarsa, binlerce sitenin aynı akıbete uğrayacağından endişe ediliyor. Davaya konu olan anlaşmazlık, sitenin kıyı kenar çizgisi içinde yer alması... Olayın öyküsü şöyle:

Şarköy Belediyesi'nden 1969'da alınan araziye 1970 yılında yürürlükte olan Kıyı Kanunu'nun izin verdiği biçimiyle 150 konut yapılıyor. Dönemin SSK Genel Müdürü Mustafa Mut arkadaşlarının çabası ile SSK sitelerinin iskânı alınıyor. Şarköy Belediyesi de sitelerin yolunu, elektriğini ve suyunu bağlıyor. Vergileri de düzenli ödeniyor.

GÜCÜNÜZ ŞARKÖY'E Mİ YETTİ?

Ancak zaman içerisinde Kıyı Kanunu'nda birçok değişiklik yapılıyor. Yasaya 1992'deki değişiklikle ‘‘kıyı şeritlerinden yararlanmada önce kamu yararı gözetilir’’ hükmü ekleniyor. İlgili bakanlıklar bu hükmü siteyi yıkmak için yeterli sayarken, site sakinleri ise aynı bakanlıkların ‘‘1992'den önce yürürlükteki mevzuata göre yapılan yapılar, bunun dışındadır’’ şeklindeki genelgesini savunmalarına dayanak yapıyorlar.

Ve küçük Mustafa Baran'ın önderliğinde Şarköylü yazlıkçılar şimdi hukuk savaşı verirken, Maliye Bakanlığı'na şöyle sesleniyorlar:

‘‘30 yıldır neredesiniz? Gücünüz Şarköy'e mi yetiyor? Kaç nesildir burada oturuyoruz. Ölülerimizi bile buraya gömdük. Bu saatten sonra biz nerelere gideriz?’’

OHAL Valisi: PKK

eylemlerinde başa döndü

OHAL Valisi Aydın Arslan dünkü ‘‘Korucu terörü’’ başlıklı yazı üzerine arayarak, ‘‘Midyat'taki olay doğrudur. 24 Temmuz'da korucuların karıştığı bir olay olmuş, iki kişi yaralanmıştır. Olay adli makamlara intikal etmiş, ancak taraflar barışmıştır.’’ dedi.

Bu olayı kamuoyuna aktarmamıza da teşekkür eden Arslan, şunları söyledi:

‘‘Korucuların silahlarıyla kent merkezlerine gelmesi dikkatimizi çeken bir olaydır. Nitekim, 1994 tarihinde yayınlanmış bir genelgemiz vardır; korucuların kent merkezlerine silahla girmeleri yasaktır. Bugün yeni bir açıklama ile genelgemizi yeniledik.’’

- Korucular nasıl davranacaklar?

- Köylerinden kente geldiklerinde polis ve jandarmaya gidip silahlarını bırakacaklar, işlerini yaptıktan sonra dönecekler.

- Kaç korucu var?

- 11 ilde 60 bin korucu... Son zamla yaklaşık 38 milyon alıyorlar. Bu insanlar kahraman insanlardır. Güvenlik kuvvetleriyle birlikte omuz omuza çarpışmışlar ve bugüne kadar 1070 şehit vermişlerdir. Aralarında yanlış yapanlar tabii ki olmuştur. Ama devletin bugünlere gelmesinde büyük katkıları olmuştur. Kendilerine vefa borcumuz olduğunu düşünüyorum.

- Ne gibi...

- Sosyal güvenlikleri yetersiz olan bu insanlar bugüne kadar Köy Kanunu'na bağlı bir yönetmeliğe tabi tutuluyor. Özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda hazırlanan bir tasarının Meclis'ten bir an önce çıkarılmasında yarar görülmektedir. Bu yasa çıktığında işe alınmaları, çıkarılmaları ve disiplin cezaları gibi işlemlere bir düzenleme gelecektir.

SANSASYONEL EYLEM

- PKK'nın son eylemlerinde bir farklılık yaşanıyor. Vuruyor, yakıyor, yıkıyor. Eylemler, 1988-89'dakilere benziyor.

- Zaman zaman evet... Örgüt başa döndü diyebiliriz. Terörün bir trendi vardır. PKK bu trend içinde istediğini bulamadı. 1992-93'te tırmanma olduğunu gördük. Ama son eylemlere gelirsek; örgüt sadece kendi adamlarına moral verebilmek, yok olmadığını göstermek amacıyla birtakım yerlere mesaj veriyorlar. Bunlara; ateş etme, uzaktan taciz etme, hayvan öldürme gibi sansasyonel, ‘biz hâlâ varız’ eylemleri denilebilir. Dikkat edilirse, OHAL bölgesinde fazla olmuyor eylemler; Erzincan'a, Sıvas'a kaydırdılar.

- Terör bitti mi?

- Terör kontrol edilebilir bir noktadadır. Bitti demek istemiyorum. Bu son yaptıkları, kendilerinin sonu olacaktır. Hayvanı katledilen; korkutulan, sindirilen insanı, kimsenin kazanması mümkün değildir.













Yazarın Tüm Yazıları