Güncelleme Tarihi:
Çekildiği dönemde sansür kurulu engeline takıldığı için gecikmeli olarak vizyona giren film, Berlin film Festivali’nde kazandığı ödül sayesinde izleyiciyle buluşabilmişti. Necati Cumalı’nın aynı adlı eserinden uyarlanan film, İzmir’in Urla ilçesine bağlı Bademler köyünde çekildi. Başrollerini henüz 16 yaşında kamera karşısına geçen Hülya Koçyiğit ve Ulvi Doğan paylaştı. Susuz Yaz, sadece bir film değil; dönemin siyasi ve sosyal atmosferine de ışık tutan önemli bir yapım olarak hafızalara kazındı. Susuz Yaz filmi yıllar sonra bambaşka bir nedenle yeniden hatırlanıyor. Türkiye, bu yaz ciddi bir su krizi ile karşı karşıya kalabilir. Kurak geçen mevsimler, yetersiz yağışlar ve barajlardaki düşen su seviyeleri, tıpkı filmin temasında olduğu gibi “susuz bir yaz” olasılığını güçlendiriyor. Sinema tarihinin bu çarpıcı yapımı, bugün geldiğimiz noktada adeta bir gerçeklik manifestosu gibi karşımıza çıkıyor. O dönemde perdede izlediğimiz kuraklık ve su kavgası, bu yaz hayatın ta kendisi olabilir...
SU, HAYAT VE SAĞLIKTIR
Her damlası değerli, insan yaşamının vazgeçilmezi olan su, yalnızca susuzluğumuzu gidermekle kalmaz ayrıca beden sağlığımızın temel taşlarından da biridir. “Su hayattır, eşittir su sağlıktır” anlayışı, özellikle kuraklık tehdidinin kapımızı çaldığı bu günlerde daha da anlam kazanıyor. Uzmanlar, günlük su tüketiminin hem fiziksel hem de zihinsel sağlık açısından kritik önem taşıdığına ise dikkat çekiyor. Yeterli su tüketimi; böbrek sağlığı, sindirim sistemi, cilt güzelliği ve bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan etkili. Susuz kalan bir beden, savunmasız kalır. Ancak ne yazık ki, ülkemiz bu yaz mevsimine düşük baraj doluluk oranları ve yetersiz yağışlarla giriyor. Kuraklık riski, yalnızca tarımı değil, şehir hayatını da tehdit ediyor. Bu nedenle suyun her damlasını bilinçli kullanmak, artık bir tercih değil zorunluluk haline geliyor. Sağlıklı bir yaşam için günlük en az 2-2.5 litre su tüketilmesi önerilirken kaynakların korunması adına da bireysel su tasarrufu alışkanlıkları kazanmak büyük önem taşıyor. Diş fırçalarken musluğu kapatmak, bulaşıkları elde değil makinede yıkamak, sızıntı yapan muslukları tamir etmek gibi küçük ama etkili adımlar, büyük farklar yaratabilir. Unutmayın su sağlıktır, su gelecektir.
Dördüncü Otizm Farkındalık Yarı Maratonu
Özel İzmir Gazi Hastanesi ana sponsorluğunda, Otizm Dernekleri Federasyonu ve İzmir Koşu Gücü Spor Kulübü ve Kulüp Başkanı Mustafa Öktem’in organizasyonunda Otizmli Çocuklar Yarı Maratonu’nun bu yıl dördüncüsü 27 Nisan Pazar günü gerçekleşecek. İzmir ve çevre illerden, birçok sporcu bu anlamlı etkinlik için bir araya gelecek. Özel İzmir Gazi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Selim Amato, etkinliğin geleneksel hale geldiğini belirterek şunları söyledi: “Bu yıl dördüncüsünü gerçekleştireceğimiz bu koşuyu, otizme dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla düzenliyoruz. Amacımız her yıl bu organizasyonu sürdürmek ve daha çok kişiye ulaşmak. Katılan tüm sporcularımıza şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.
ANLAMLI VE ÖNEMLİ BİR KOŞU
Özel İzmir Gazi Hastanesi Başhekimi Dr. Bülent Albayrak ise “Bu organizasyon önemli ve bir o kadar da anlamlı bir koşu, Özel İzmir Gazi Hastanesi sosyal sorumluluk projelerine her zaman büyük önem vermektedir. Bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz bu yarışta otizmli bireylerimiz de sembolik bir koşu gerçekleştirecek. Bizim için tüm çocuklarımız birincidir ve hepsi bu yarışın birincisi olarak kabul edilecektir” diye konuştu. Yarışmaya katılan tüm sporculara madalya ve çeşitli hediyeler verilecek. Ayrıca dereceye giren sporculara para ödülleri de takdim edilecek.