Güncelleme Tarihi:

Özel İzmir Gazi Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cihan Yüksel, HPV konusunda internette yer alan bilgi kirliliğinin hastalar üzerinde kaygıya yol açtığını vurgulayarak, “Poliklinik deneyimlerime göre, bazı hastalar ön bilgi edinerek gelirken, bazıları ise panik halinde ve ağlayarak başvuruyor. Hatta tedavisi olmayan bir hastalıkla karşı karşıya kaldığını düşünenler bile var. Bu korkunun en temel nedeni, HPV’nin kansere yol açabilme ihtimalidir” dedi. HPV’nin siğil gibi basit cilt lezyonlarından rahim ağzı kanserine kadar ilerleyebilen, 200’den fazla tipi bulunan bir virüs olduğunu belirten Yüksel, virüsün başlıca bulaşma yollarının; enfekte biriyle korunmasız cinsel ilişkiye girmek, siğili olan kişinin lezyonlarına temas etmek ve halka açık duşlar ya da yüzme havuzlarındaki HPV taşıyan yüzeylerle temas etmek olduğunu ifade etti. HPV enfeksiyonunun çoğu zaman bağışıklık sistemi tarafından 12 ay içinde temizlendiğini aktaran Yüksel, “En yaygın etkilerinden biri genital siğillerdir ve bunlara genellikle HPV tip 6 ve 11 neden olur. Genital siğiller, kadınlarda vulva başta olmak üzere, vajina, rahim ağzı, anal bölge ve kasık çevresinde görülebilir. HPV’nin neden olduğu siğiller aşıyla önlenebilmektedir” diye konuştu.
RAHİM AĞZI KANSERİ İLE İLİŞKİSİ
Kadınların HPV ile ilgili en çok endişe duyduğu konunun rahim ağzı kanseri olduğunu söyleyen Yüksel, “Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tamamı HPV enfeksiyonu ile ilişkilidir. Bu kanser türü, kadınlar arasında en sık görülen dördüncü kanserdir. HPV bulaştıktan sonra kanserin gelişmesi 20 yıl ya da daha uzun sürebilir. Bu nedenle düzenli tarama testleri hayati önem taşır” ifadelerini kullandı. Yüksel, yüksek riskli kabul edilen 15 HPV tipini (tip 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73 ve 82) sıralayarak, erken evrelerde genellikle belirti göstermeyen serviks kanserinin, sadece düzenli kontrollerle erken tespit edilebileceğine dikkat çekti. HPV’nin tespitinin servikal ve vajinal sürüntülerin alınması ile gerçekleştiğini belirten Yüksel, “Türkiye’de serviks kanseri tarama programı kapsamında, 30–65 yaş aralığındaki kadınlara her 5 yılda bir HPV DNA testi yapılmaktadır. Ayrıca, pap smear testiyle de rahim ağzı hücrelerindeki değişimler önceden saptanabilir” dedi. HPV’den korunmak adına alınabilecek önlemler konusunda da bilgi veren Yüksel, HPV aşısının önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), 11 veya 12 yaşındaki çocuklara rutin HPV aşısı önermektedir. Ancak bu aşı, 9 yaşından itibaren uygulanabilir. En etkili koruma, cinsel yaşam başlamadan önce yapılan aşılamadır. Aşı dozları yaşa göre değişiklik göstermektedir. Bunun yanı sıra, sadece tek bir cinsel partnerle birlikte olmak ve başka kişilerle cinsel ilişkiye girmemek, cinsel ilişki sırasında lateks prezervatif kullanmak (ancak prezervatifler HPV bulaşmasını tamamen engellemez; çünkü virüs ciltten cilde temasla da bulaşabilir) ve bağışıklık sistemini güçlü tutmak, HPV’den korunmada önemli rol oynamaktadır.”