Hem kasaba hem de şehir ruhu taşıdığı için rahat ve mutlu hissettiği topraklara geri döndü
Güncelleme Tarihi:
Aslında üniversitenin ardından kariyerine ilk adımı Bodrum’da atmış. Otellerde fotoğrafçılık yaparken zaman içinde yelken fotoğrafçılığı da dikkatini çekmiş. Bu alanda kendini geliştirmek için rotayı İstanbul’a çeviren Çiğdem Yurtsever, yat yarışları çeken ilk fotoğrafçılardan olmuş. Ama aklında hep Bodrum’da yaşamak olan Yurtsever, 2016’da kesin dönüş yapmış. Bugün bir yandan işini yapan, bir yandan da doğanın ve yaşamın tadını çıkaran Çiğdem Yurtsever’le dönüş serüveninden mekanlara, pandeminin denizcilik sektörüne yansımalarından rotalara kadar birçok konuyu konuştuk.
* Sizi tanıyabilir miyiz? Çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
- İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü’nde okudum. 2002’de mezun olduktan sonra Bodrum’da yaşamaya başlayıp, su sporları yapılan İngiliz otellerinde 3 yıl fotoğrafçılık yaptım. Su kayağı, sörf ve çeşitli hareketli salma yelkenlilerin fotoğraflarını çektim. İşi öğrendim ve sevdim. Ancak bunu daha ileriye taşımak için İstanbul’a döndüm ve o yıllarda yeni kurulan Yacht Türkiye ile çalışmaya başladım. Yat yarışları çeken ilk fotoğrafçılardan oldum. O gün bugündür dergiye yat yarışları ve tekne tanıtımları başta olmak üzere çeşitli fotoğraflar çekiyor, röportajlar yapıyor, içerik hazırlıyorum. Serbest çalıştığım için dergi haricinde yine yat sektöründe çeşitli yarış organizasyonları, tekne sponsorları ve tekne tanıtımları için de fotoğraflar çekmeye devam ediyorum.
YELKEN MERKEZİ OLMA YOLUNDA
* Bodrum’u neden tercih ettiniz?
- Bodrum’la yıllar önce bir gönül bağı kurduğum için İstanbul’a geri döndüğümde aklımda Bodrum’da tekrar yaşama fikri hep vardı, geçici olarak İstanbul’a döndüğümü biliyordum. Dergi için her ay zaten Bodrum, Marmaris, Göcek, Çeşme gibi Ege’de yat yarışları yapılan her yere çekimler için gitmeye devam ediyordum, aslında hiç kopmamıştım. Ancak kendimi tekrar orada yaşamak için hazır hissetmem 10 yılımı aldı. 2016’da tekrar Bodrum’a yerleştim. Bodrum bir yelken merkezi olma yolunda ilerliyordu. Ancak Bodrum’u tercih etmemin tek sebebi yarışlar değildi tabii. Doğası, yaşam şekli ve imkanlarıyla diğer bölgelere göre çok daha fazla çeşitlilik ve fırsatlara sahipti. Hem kasaba, hem de şehir ruhu taşıdığı için de rahat ve mutlu hissedeceğim yerin Bodrum olduğuna karar verdim.
OTANTİK RUH YOK OLUYOR
* Bodrum’daki mekanlar hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?
- Bodrum çok fazla çeşitliliğe sahip. Her kesimden, her bütçeye ve zevke hitap edebilecek yerler var. Bu yönden olumlu. Ancak son yıllarda ülkemizin yaşadığı değişimler, ekonomideki sorunlar ve bölgenin aldığı göç nedeniyle epey sıkıntıları da var. Bu anlamda yöredeki otantik ruhun yavaş yavaş yok olmaya başladığını ve bunun yerini büyük şehir zihniyetinin aldığını düşünüyorum. Örneğin, tüm plaj mekanları beach club olma derdinde. Sessiz ve sakince denize girebileceğiniz mekanlar azaldı. Bunun üzerine bir de mekanların fiyat politikalarını da koyarsanız burada devamlı yaşayan insanlar için sıkıntılı bir durum var. Bodrum sadece yaz turizmi düşünülerek yapılandırılmamalı diye düşünüyorum. Dolayısıyla çoğunlukla yerel işletmecilerin mekanlarını tercih ediyorum. Daha mütevazi, samimi, işletmecilerini tanıdığım, müdavimlerinin olduğu, fiyat ve kaliteden ödün vermeyeceğim mekanlar... Bodrum merkezde yaşadığım için Kraft, Pi, Hot 91, Pabliq Pub, Joy Art Cafe, Happy Juice Bar, Körfez Bar, Black Rock Sports Pub, Fifi, Müdavim, Mahmut Kaptan ilk tercih ettiğim yerler. Bodrum dışında Pab Bodrum (Ortakent), El Tukano (Akyarlar/Fener), Güzel Ev (Gümüşlük) gibi yerler de rahat hissettiğim ve severek gittiğim mekanlar arasında.
RÜZGARI YELKENE DE MÜSAİT
* Bir Bodrum programı alabilir miyiz? Neler yapılabilir?
- Bodrum’da her mevsim ayrı güzel. Hem karada, hem denizde güzel vakit geçirebilirsiniz. Tüm yarımadayı kapsayan tarihi Leleg Yolu ve sizi denizle buluşturacak Adaboğazı yürüyüşü ilk tavsiye edebileceğim doğa etkinlikleri. Diğer yandan tekneyle seyir yapmak da oldukça keyifli. Çünkü Bodrum’un rüzgarları yelkene çok uygun. Kisebükü, Çökertme, Akvaryum, Kargıcak, Orak Adası, Meteor tekneyle gidip masmavi sularda denize girebileceğiniz yerler. Bodrum’da karadan denize girilebilecek yerler de çok. Bunlara alternatif olarak Yalıçiftlik, Yahşi, Küdür, Cennet Koyu gibi yerler resmi tatiller haricinde tavsiye edebileceğim yerler.
SEKTÖR MÜCADELEYİ BIRAKMADI
* Pandeminin hayatınıza ve işinize etkilerinden söz eder misiniz? Sektörünüze yansımaları ne yönde oldu?
- Pandeminin getirdiği izolasyon ve ekonomik sorunların sektörü farklı şekillerde etkilediğini düşünüyorum. Tekne üreticileri açısından karantina dönemlerinde yurtdışından malzeme ve parça ithal etmek zorlaştı. Yurtdışından satın alınan teknelerin ülkeye girişinin aksaması gibi sorunlar yaşandı. Ancak diğer yandan izole bir hayat ve tatil için tekneleri tercih edenlerin sayısı da arttı. Ege kıyılarının bunun için verimli olması da pek çok kişinin tekne hayali kurmasına vesile oldu. Bu da tekne satışlarını ve charter tatillerini olumlu yönde etkiledi. Teknelere ilginin artması yat dergilerini satış ve reklam anlamında da olumlu yönde etkilerken, organizasyonların yine izolasyon ve ekonomik sebeplerden dolayı azalması beni olumsuz yönde etkiledi diyebilirim. Ancak sektör mücadeleyi bırakmadı, herkes imkanlarını zorlayarak yeni koşullara adapte olmaya çalışıyor.