(Geniş Haber) Erdoğan: Andımız ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir

Güncelleme Tarihi:

(Geniş Haber) Erdoğan: Andımız ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2018 14:47

(Geniş Haber) Erdoğan: Andımız ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir

Haberin Devamı

Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA/İSTANBUL,(DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik STK'ları Platformu'nun düzenlediği “Türkiye Gençlik Zirvesi (TGZ)'ye katıldı. 
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa yerleşkesinde düzenlenen zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra, Bilal Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Mustafa Varank, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, TGSP Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Terzi de katıldı. Zirvede Erdoğan'ın konuşması salonda bulunan işitme engellilere işaret diliyle aktarıldı. 
Zirvede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarından birisinin bünyesinde gençlere ilgili bir alt çalışma gurubu oluşturulmasını gündemimize alabiliriz. Böylece bu müjdeyi gençlerimizle paylaşmış olalım" dedi. 

“GENÇLERİMİZ İLE İDEALLERİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRMANIN ÇABASI İÇİNDE OLACAĞIZö
Erdoğan, “İletişim araçlarından fikir akımlarına kadar, hemen her yeniliğin öncelikli muhatabının genç kuşaklar olduğu dikkate alındığında eski usullerle meseleye yaklaşmanın, bizi götüreceği yer kesinlikle başarısızlıktır. Gençlerimizin hızına ayak uyduramazsak geride kalmaya mahkum oluruz. Gençlerin yönelimlerini doğru okuyamazsak sağlıklı politikalar geliştiremeyiz. Gençlerimizin kaygı, talep ve umutlarını tespit edemezsek onlara yol gösterici görevimizi yerine getiremeyiz. Değişimi, gençlerimizin beklentilerini önceden görerek, zamanın ruhunu iyi okuyarak projelerimizi, politikalarımızı belirlemeliyiz. Gençlerin gerisinde kalan değil, onların önünü açan, onlara rota çizen bir anlayışla çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Hem devleti yöneten olarak bizim hem de gençliğe dair hassasiyeti olan sivil toplum kuruluşlarımızın bu noktada sorumluluğu bellidir. Hepimizin ortak sorumluluğu gençlerimizin terör, şiddet, uyuşturucu, nihilizm bataklığına düşmeyecekleri bir zemini birlikte hazırlamaktır. Gençlerimiz formatlamanın, onları belli kalıplara mahkum etmenin değil, gençlerimiz ile ideallerinin önündeki engelleri kaldırmanın çabası içinde olacağız. Biz gençlerin hayal dünyasını yasaklarla çevrelemeyi değil, alabildiğine genişletmeyi hedefliyoruz. Mesuliyetimizin gençlerimizin şiddete bulaşmadan her türlü düşünceyi tartışabilecekleri, her türlü fikri savunabilecekleri bir ortamı ülkemiz genelinde tesis etmek olduğuna inanıyoruz" şeklinde konuştu. 

“İLLA BURS... YA NİYE BURS?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “16 yıl önce 45 liracık burs, kredi veriliyordu. Ocak ayından itibaren lisans öğrencilerine 500 lira, yüksek lisans öğrencilerine bin lira, doktora öğrencilerine bin 500 lira verilecek. Bunlar şu anda bizim iktidarımızın hamdolsun ülkemizde sağladığı gelişmelerdir. Her başvuran öğrenci kredi alabilirken, burslu öğrenci sayısı da bu yıl 150 bine ulaştı. Ama gençlerimizde şöyle bir anlayış var, bunu şimdi sizinle paylaşayım, gerçeği söylemem lazım. İlla burs... Ya niye burs? 'Bursun ödemesi yok.' Evladım, kardeşim, kredi aldığın zaman bunu da faizsiz ve iş bulmadan değil, sigortalı bir işte yer aldıktan sonra çok basit taksitlerle ödüyorsun. Bu, seni bedavacılığa da alıştırmıyor. Bu milletin gençlerine yakışan da bu değil mi? Böyle bir imkan var. Bu imkandan istifade ettiğin zaman, kredi veya burs olduğu zaman kimsenin kredi veya burs almaması mümkün değil. Her müracaat edene burs veya kredi muhakkak veriliyor. Eskiden günlük 50 kuruş olan yurtlarda kalan öğrencilerin yemek yardımı bugün 12,5 liraya çıktı" dedi. 

RAMİ KIŞLASI
Erdoğan, “Rami Kışlası bir tarihtir. En son orası gıda sitesi haline getirilmişti, orada çalıştım. Orada bir firmanın ticari işlerini yürütüyordum. Şimdi orayı Türkiye'nin en büyük kütüphanelerinden biri haline getiriyoruz. Mücellit sanatı yok oluyor. Şimdi biz burada hem kitaplarımızın tamir bakımıyla alakalı birim, yani yeni yeni ustalar yetiştireceğiz, hem de mücellit sanatını yeniden ayağa kaldırmak için orada öyle bir birim olacak ki atölyelerini kuracağız. Rami Kışlası'ndaki oluşacak bu yapı da herhalde Ankara Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nden geri kalmayacak, sayı orada da 5 milyon cildin üzerinde olacak. Hızla şu anda inşaatı devam ediyor. Ankara'da da Cumhurbaşkanlığı Külliyemize 24 saat aralıksız hizmet verecek, 5  milyon cilt kitabın yer alacağı, yeni Türkiye'nin gurur abidesi niteliğindeki bir eseri gençlerin hizmetine sunuyoruz. Kütüphanemizin inşaatı büyük ölçüde tamamlandı, inşallah 2019'un ortalarında açacağız" diye konuştu. 

“ŞU ANDA SİLAHLI KUVVETLER HARİÇ, BAŞI AÇIK BAŞI KAPALI BİR AYRIM VAR MI?"
Erdoğan, “Üniversiteye girişte büyük adaletsizliklere yol açan katsayı sorunu bunlardan biridir. Bunlardan biri de oğlumdur. Hep katsayı kurbanı olmuşlardır. Bu problemi kökten çözerek, ülkenin tüm evlatlarının eşit şartlarda üniversiteye girebilmelerini biz sağladık. Kılık kıyafet meselesini çözerek, üniversite kapılarındaki utanç sahnelerine son verdik. Kamuda başörtüsü sorununu ortadan kaldırarak, gençlerimizin çalışma hayatında da hiçbir engelle karşılaşmamalarını garanti altına aldık. Şu anda Silahlı Kuvvetler hariç, resmi olarak söylüyorum, emniyet teşkilatı dahil, başı açık başı kapalı bir ayrım var mı? Yargıda var mı? Yok. Hepsinde şu anda yerlerini aldılar. Siyasette, bürokraside gençlerimize daha fazla görev vererek, sizlere olan güvenimizin ve inancımızın sadece sözde olmadığını gösterdik. Bugün hem mecliste hem partimizde hem kabinemizde hem yakın çalışma arkadaşlarım arasında gençlerimiz çok önemli sorumluluklar üstleniyor" dedi. 

KAĞIDI OKUYAMADI
Erdoğan, “Her şeyden önce hiç kimsenin siyasi hırsları uğruna bu ülkenin gençlerini kardeş kavgasına sürüklemesine fırsat vermeyeceğiz" diye konuştu.
Bu sıra salonda bulunan birisinin kendisine kağıt gösterdiğini fark erden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Genç kardeşim gösterdiğin kağıdı ben buradan nasıl okuyayım?" dedi. Kağıdı gösteren genç “Nereden, nereye, onu söylemek istiyorum Cumhurbaşkanım" şeklinde yanıt verince, Erdoğan'ın, “Onu ben nasıl okuyayım buradan" sözleri salonda keyifli anlar yaşattı. 

“BU KONUDAKİ KARARLILIĞIMIZI DAHA DA ARTIRMIŞTIR"
Erdoğan, “Danıştay'ın andımız kararı sonrasında gerek sosyal medyada, gerekse kimi yayın organlarında şahit olduğumuz manzaralar açık söylüyorum; bu konudaki kararlılığımızı daha da artırmıştır. Çünkü bu metin bu ülkede, ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir. Metne baktığın zaman, bu metin içerik itibariyle bu milletin kendisini, kültür, medeniyet anlayışını ortaya koyan bir metin değil. Bizim andımız İstiklal Marşımızdır ve İstiklal Marşımızla beraber yolumuza devam ediyoruz. İstiklal Marşımızdan daha güzel, güçlü bir ant olabilir mi? Yok. Ama bunlar böyle çıkarmışlar. Her şeyi birbirine karıştıran saçma sapan bir şeyle gençliği yönlendirmenin gayreti içerisindeler. Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki? Ama Türkçülük yapmıyor. Ben Türküm ama Türkçü değilim. Eğer böyle yaparsak biz kendi değerlerimizle çatışırız, dinimiz İslam ile çatışırız. İslam ırkçılığı reddediyor, ırkı reddetmiyorö şeklinde konuştu. 

“ANA MUHALEFET PARTİSİ İSE BU MESELEDE İYİCE ŞİRAZEDEN ÇIKTI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kararı kimi çevreler baskıcı ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladılar. Milletimize tepeden bakan, milletimizi kömürcü makarnacı diye aşağılayanlar uzun zaman sonra yeniden piyasaya çıktılar. Kararın hemen akabinde gazeteci kılıklı provokatörler yıllardır içlerinde biriktirdikleri kin ve nefreti adeta kusmaya başladılar. Hatta cübbelerini kiraya veren sözde hukukçuların andımız kararını bahane ederek merhum Menderes'in 68 sene önce son verdiği Türkçe ezan zulmünü tekrar dillendirdiklerine bile şahit oldum. Ana muhalefet partisi ise bu meselede iyice şirazeden çıktı. Millete ve milletin değerlerine düşmanlığını bir kez daha ortaya döktü. Çıkmış televizyon kanallarından bir tanesinde diyor ki 'O diyor İstiklal Marşını bile bilmez' diyor" dedi. 
   
“DER Kİ 'BAK OKUTTUM'"
Bu sırada salonda bulunanların, “Oku da görsün" demesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu meydanlarda sürekli okudum. Şimdi tekrar okumaya gidersek, der ki 'bak okuttum'. Çok zavallı bunlar. Hatta kendisi bir keresinde öyle bir yanlışa düştü ki, rezil etti. Şimdi biz değerlerimiz noktasında ne Akif'i bunlarla paylaşırız, ne İstiklal Marşımızı" dedi.

“YAŞANANLAR TAM ANLAMIYLA BİR HİSTERİ NÖBETİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi koca koca adamlar siyah önlükler giyip, koca koca kadınlar yarım yamalak ezberleriyle ant okumaya yelteniyorlar. Milletin karşısında kendilerini rezil, kepaze ettiler. Hepsi birbirinden utanç verici bu hadiselerin çoğunu siyasetin değil psikiyatrinin konusu olduğunu düşünüyorum. Yaşananlar tam anlamıyla bir histeri nöbetidir. Bunu görüyoruz. Aramızda doktorlar var. Maalesef ülkemizde, zamana, değişime, hayatın ve dünyanın gerçeklerine karşı direnmeyi çağdaşlık zanneden fosilleşmiş gerici bir zihniyet vardır. Bu her zaman oldu.Bunların hayattaki varlık sebepleri ise milletin değerleriyle kavga etmek, ne pahasına olursa olsun, kendi çıkarlarını, kendi ikballerini korumaktır. Yeri geldiğinde terör örgütleriyle, yeri geldiğinde emperyalistlerle, yeri geldiğinde Türkiye düşmanı yapılarla iş tutmaktan asla çekinmiyorlar. Sandıktan çıkamayacaklarını bildikleri için 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi milletin iradesine silah çeken Fetöcu hainleri alkışlayacak kadar savrulmuş durumdadırlar" şeklinde konuştu. 

“MADEM KEMALİSTSİNİZ GELİN BU İŞE SAHİP ÇIKIN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde zamana değişime, hayata ve dünyanın gerçeklerine karşı direnmeyi çağdaşlık zanneden fosilleşmiş bir zihniyet vardır. Bugün de var. Atatürk'ün resmini kaldıran kim? İnönü. Posta pulları üzerinden Atatürk'ün resmini kaldıranlar yine bunlar. Okullarda Atatürk posterini kaldıran yine bunlar. Bay Kemal sen bunları bilmiyor musun yahu? Öğren bunları öğren. Hele hele Kemalistim diye geçinen gençler var ya bunları bilmeleri lazım. Madem Kemalistsiniz gelin bu işe sahip çıkın. Geçenlerde köşe başı kalemşörlerinden bir bayan, onlara bir şeyler anlatıyor. 'Camileri ahır yapmışız' Yapmadınız mı ya? Sadece şu Fatih Suriçi'nde yüzlerce mescidi kapatarak bunlar ahır haline getirmişlerdir. Ben İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım. Gayet iyi bilirim. Biz bir çoğunu yeniden ayağa kaldırıyoruz. Bunları yapan sizsiniz" dedi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!