“Çocuğa şiddet ve çocuk istismarını önlemenin yolu eğitimden geçiyor”

Güncelleme Tarihi:

“Çocuğa şiddet ve çocuk istismarını önlemenin yolu eğitimden geçiyor”
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2018 11:20

“Çocuğa şiddet ve çocuk istismarını önlemenin yolu eğitimden geçiyor”

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA) - ADLİ Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre 2017 yılında, ceza mahkemelerinde çocukların cinsel istismarı ile ilgili açılan davalardaki dosya sayısının 16 bin 348 olduğu belirtiliyor. Son dönemde yaşanan olaylardan sonra çocuğa şiddet ve çocuk istismarını önlemenin yolu ve kanuni yaptırımların neler olabileceği konuşulurken, Prof. Dr. Psikiyatrist Mustafa Bilici, bu alanda yeterli eğitimin verilmediğine dikkat çekti ve “Zamanla konuyla ilgili tüm paydaşların ortak bir yol bulmasının ve hem evde hem de okulda bu orta yolun öğretilmesinin doğru olacağını düşünüyorum” dedi.

Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi (ASUMA) ile Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin (İMDAT) 2017 raporunda  bu konudaki eğitime yer verildi. Rapora göre, eğer çocuk hakları, çocuğa, erken yaşlardan itibaren benimsetilmeye başlanırsa; aile, okul çalışanları, öğretmenler ve idari kadro konunun bilincinde olursa, çocuğun yakın çevresinin ve toplumun farkındalığı yüksek olursa bu durum bir kültür olarak yerleşebilir ve kalıcı olabilir.

Konuyu değerlendiren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Prof. Dr. Psikiyatrist Mustafa Bilici, “Yeterli eğitimin verildiğini sanmıyorum. Toplumda konuyla ilgili önde gelen iki hatalı tutum var. Aileler ya ‘Benim çocuğumun başına böyle bir şey gelmez’ diyor ya da ‘Tüm yabancılar potansiyel pedofiliktir’ şeklinde bakıyor. Zamanla konuyla ilgili tüm paydaşların orta bir yol bulmasının ve hem evde hem de okulda bu orta yolun öğretilmesinin doğru olacağını düşünüyorum” dedi.

“TÜM PAYDAŞLAR BİR ARAYA GELEREK ORTA YOL BULMALI”

Bu konuya çözüm olarak tüm paydaşların bir araya gelmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Bilici, ”Sağlık, milli eğitim, aile, adalet ve içişleri bakanlığı, psikolojik danışmanlar, erişkin psikiyatristleri ve çocuk psikiyatristlerinin bir araya gelerek orta bir yol bulması öncelikli hedef olmalı. Sonra bulunan bu yolun hem ailelere hem de öğretmenlere öğretilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Tabii bu yol daha ziyade çocuğu korumayı hedeflemektedir” şeklinde konuştu.

“ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMARDA BULUNAN HER BİREY PEDOFİLİK DEĞİLDİR”

ASUMA ile İMDAT’ın raporunda ise çocukta cinsel istismar olgularının yelpazesinin pedofiliden başlayarak ensest, pornografi, çocuk seks turizmi, çocuk fuhuşu ve cinsel sömürüyle devam ettiği belirtiliyor. Pedofili hastalığını tanımlayan Prof. Dr. Bilici, “Bir erişkinde en az altı aylık bir süre boyunca, ergenlik dönemine girmemiş bir çocukla cinsel etkinlikte bulunma ile ilgili yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerin, cinsel dürtülerin ya da davranışların yineleyici bir biçimde ortaya çıkması pedofiliyi tanımamızda önemli bir ölçüttür. Birine kesin pedofili demek için bu hastalığın başka bir sebeple daha iyi açıklanamıyor olması da gerekmektedir. Ayrıca çocuğa yönelik cinsel istismar ile pedofiliyi de birbirine karıştırmamak gerekir. Zira çocuklara cinsel istismarda bulunmak tıbbi bir tanı değildir; çocuğa cinsel istismarda bulunan her birey de pedofilik değildir” dedi.

Çocuğa şiddet ve çocuk istismarını önlemenin yolu ve kanuni yaptırımları hakkında konuşan Prof. Dr. Bilici, “Ancak hamasetten uzak bir biçimde pedofilinin kaynaklarının ve risk faktörlerinin de ortadan kaldırılması sorunun çözümünde önemlidir diye düşünüyorum. Bu meyanda, pedofilinin ortadan kaldırılmasının kimyasal kastrasyona (hadım edilmeye) indirgenmesini bir tür çaresizlik ve öfke belirtisi olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

(FOTOĞRAF)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!