Prof. Dr. Emiroğlu’ndan iklim değişikliği ve istilacı balık uyarısı

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. Emiroğlu’ndan iklim değişikliği ve istilacı balık uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2021 19:12

Prof. Dr. Emiroğlu’ndan iklim değişikliği ve istilacı balık uyarısı

Haberin Devamı

ESKİŞEHİR,(DHA)- ESKİŞEHİR Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özgür Emiroğlu, iklim değişikliğinin etkilerinden bahsederek Porsuk Barajı’nda çoğalan istilacı balık tehlikesine karşı uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Emiroğlu, son dönemdeki iklim değişikliklerinin çok ani refleks hava hareketlerinde hiç beklenmeyen anda ciddi yağışlar, yüksek-düşük sıcaklıklar ya da ortalama sıcaklıkların değişmesi ile kendini gösterdiğini söyledi. İklimin şu anda insan etkisinden dolayı çok daha hızlı değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Emiroğlu, “Buzul devirleri ve buzul arası (interglasiyal) devirler vardır ve bu bir döngüdür. Buzul arası devirde yaşıyoruz ve buzul devrine gidiyoruz. Bunu hızlandırdığımız için ani hava olayları çok daha yoğun şekilde oluşuyor. Eskişehir, ciddi anlamda istilacı balıklar tarafından istila edilmiş illerimizden bir tanesi.  Normal şartlarda Türkiye’de toplam tatlı su balıkları içerisinde yüzde 15-17 istilacı balık varken Eskişehir’de bu oran yüzde 40’lara çıkıyor. Çünkü bizim sıcak su kaynaklarımız var. Bu sıcak su kaynaklarına gelen, insan eliyle getirilmiş bazı balıklarımız var. Doğa milyonlarca yıl içerisinde kendi içerisinde bir denge oluşturmuş durumdadır, yani bir bütçesi vardır. Bu bütçe içerisinde doğanın aldığı ile verdiği her zaman birbirine eşittir. Ancak karbon döngülere müdahalelerimiz; dönmeyecek ya da normal şartlarda on, yüz, bin yılda dönmesi gereken normal karbonu on binlerce yıl bağlıyoruz. Bu da iklim değişikliği ile beraber ekolojik değişiklikleri beraberinde getiriyor. Bütçeyi bozduğumuz için bu bütçedeki fazlalıklara, boşluklara yeni yeni türler yerleşmeye başlıyor” dedi.

Prof. Dr. Emiroğlu türlerin geçiş noktası olmasından dolayı Anadolu’da biyo çeşitliliğin çok yüksek miktarlarda olduğunu, ancak kendi içerisinde oluşan bu dengenin bozulmaya başladığını ifade etti. Tatlı su balıkları örnek gösteren Emiroğlu şunlar söyledi:
“Dışardan gelen bir türü öncelikle yabancı olarak kabul ederiz. Bu yabancı tür ekolojik sisteme, niş alışverişlerine, toplam bütçeye etkisi olup bu etkiler insana kadar ulaştığı andan itibaren bunlara ‘istilacı’ demeye başlıyoruz. Çünkü diğer popülasyonlar yok oluyor, ciddi anlamda baskılanıyor, istilacılar tür değişikliklerine sebebiyet verebiliyor ve sonrasında genel bütçe değişiyor. Ekolojik açıdan bakıldığında yeni bir denge oluşmuş oluyor. Bu denge genellikle dışardan insan eliyle değiştirilmiş oluyor. Bunun sonuçları hiçbir zaman tahmin edilemez. Doğa bir laboratuvardır ve bunun sonuçlarını hiçbir zaman kontrol edilemez. Doğa her zaman bir yol bulur. Bizim çalıştığımız tür olan Carassius gibelio (gümüşi sazan) sularımıza geldiği zaman diğer türlerin büyük bir kısmını yok ediyor. Sebebi erkek olmadan üreyebilme özelliği. Bu türün büyük bir kısmı dişilerden oluşuyor ve diğer türlerin spermlerini çalıyor. Diğer türler çoğalamadığı gibi bu tür inanılmaz miktarda çoğalıp popülasyon oluşturuyor. Ne kadar çok sulara organik madde gelirse ve bu organik madde balıklar tarafından yenip çoğaltılmaya uğrarsa sularımız da o kadar hızlı kirleniyor. Dışardan gelen bir istilacı balık, içme suyu havzalarımızı bile kullanılamaz hale getirebilir. Dolayısıyla bunlara karşı çok iyi önlemler almamız gerekir”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!