Yaşadığımız süreç normalimiz değil

Güncelleme Tarihi:

Yaşadığımız süreç normalimiz değil
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2020 11:15

COVID-19 Virüsü dünyada etkisini azaltarak sürdürüyor. Hepimizin endişeli olduğu bu dönemi, tamamen atlatabilmemiz için uyarılara kulak vermemiz gerekiyor. Alınan korunma tedbirlerine özenle uyalım. Hürriyet Bursa olarak, ‘Yeni Normal’ süreci hakkında iş ve cemiyet hayatının tanınmış isimleriyle bir yazı dizisi hazırladık. Bu süreçten nasıl çıkacağımız çok önemli. Birlikte başarmak dileğiyle.

Haberin Devamı

DR.NALAN ERDEM: ANESTEZİYOLOJİ-REANİMASYON UZMANI

Yaşadığımız süreç normalimiz değil

Yaşadığımız süreç normalimiz değil
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1968 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta, lise öğrenimimi Balıkesir’de tamamladım. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. İhtisasımı da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’nda tamamladım. Aynı bölümde öğretim üyesi olarak bir yıl çalıştım. Akupunktur eğitimimi Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde aldım. Ayrıca akupunkturla ilgili Dr.Mehmet Fuat Abut ile birlikte çalışma fırsatım oldu. Avusturya ve Hollanda’da akupunktur ile ilgili çalışmalarda bulundum. 25 yıllık hekimim ve 13 yıldır Bursa’da yaşıyorum. Birçok  ulusal ve uluslararası kongrede davetli konuşmacı olarak yer aldım. Akupunktur kurslarında öğretim üyesi olarak çeşitli görevler almaya devam ediyorum. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı olan Op. Dr. Adnan Erdem ile evliyim, bir oğlum var Güz, 17 yaşında. Denizi ve yürüyüş yapmayı çok seviyorum. 

Haberin Devamı

‘Yeni Normal’ sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Birey olarak kurallara gerekli özeni gösteriyor muyuz?
Yaşadığımız sürecin yeni normal olarak tanımlanması bana doğru gelmiyor. Çünkü yaşadığımız süreç normalimiz değil. Mesleğim gereği maske kullanımı benim hayatımda hep vardı zaten. Ama bizler bile bu sürece alışmakta bazı zorluklar çektik. Ancak toplumun önemli bir kısmında bu sürece uyumun iyi olduğunu düşünüyorum, genel olarak insanlarımız sorumlu davranıyor. Tabii ki bu sürecin başka birçok alanda zorlayıcı ve yorucu sonuçları oldu ve bu sorunlar kısa vadede çözülebilecekmiş gibi görünmüyor. Birçok meslek grubu ekonomik olarak çok yıpratıcı bir süreçten geçiyor. İnsanlarımızın hem bu sorunlarla başetmesi hem de salgınla savaşta maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyması oldukça zor. Buna rağmen zaman zaman akıllıca olmayan davranışlar gözlemlesek de toplumda başarılı bir uyum sürecinin olduğunu düşünüyorum. Sağlık profesyonelleri dışındaki insanlar için  alışılması istenen koşullar bence çok yabancı ve çok zor. Çoğu insanın aksine ben bu uyumun ve zor sürecin toplumun kendisi tarafından gayet iyi tolere edildiğini düşünüyorum. Tabii bu süreçte sağlık çalışanlarımızın özverinin ötesine geçen çabaları, dünyada bir örneği daha olmayan olağanüstü gayretleri alkıştan çok daha fazlasını hakediyor. 

Haberin Devamı

Bursa’da vaka sayısının zaman zaman tırmanışa geçtiği gözlemleniyor. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Epidemiyoloji bir bilim dalı ve çok ince neden sonuç ilişkilerine bağlı. Bu konuda çalışan bilim insanlarına daha çok kulak vermek gerekir. Olgu sayısında zaman zaman artış görülmesi dünyanın hemen hemen her yerinde gözlenebiliyor. Bunun nedenleri basit bir tahmin yürütmeyle açıklanamaz. Her bölge kendi bilimsel ve istatistik verileriyle değerlendirilmelidir. 

Salgında en çok yorulan branşlar hangileri?
Doğrudan ya da dolaylı tüm sağlık çalışanları eskiye oranla çok daha yorgun ve stres altında çalışıyor. Kuşkusuz tabii ki Enfeksiyon, göğüs hastalıkları ve yoğun bakım çalışanları bu süreçten daha olumsuz etkilendiler. 

Ülkemizde yeni koronavirüs hastalık riski var mı?
Hem de nasıl….

Haberin Devamı

ZİYARET YAPILMAMALIDIR

Hastaya yapılan ziyaretler nasıl olmalıdır?
Ziyaret yapılmamalıdır. Bu süreçte izolasyon tartışılabilir ya da esnetilebilir bir kavram değildir. Bu virüsle ilgili bilmediklerimiz bildiklerimizden çok daha fazladır. Telefon ve internet gibi iletişim olanaklarının kullanımı akıllıca olacaktır. 

Obezite önlenebilir bir hastalık mıdır?
Obezite bir hastalıklar grubudur. Hipertansiyon, diyabet, kas iskelet sistemi bozuklukları, kardiyovasküler sorunlar, depresyon, uyku bozuklukları, solunum bozuklukları gibi çok çeşitli sorunlarla birlikte seyreder. Bu süreçte de fark ettik ki özellikle 49 yaş altı hastalarda obezite , 49 yaş üstü hastalarda hipertansiyon ve obezite Covid-19 hastalığı için birinci derecede risk faktörüdür. Obezite kesinlikle önlenebilir bir hastalıklar grubudur.

Haberin Devamı

Çevresel temizlik ve atık yöntemi nasıl olmalıdır?
Tıbbi atık diğer tüm atıklardan farklıdır. Toplanması ve bertaraf edilmesi özel yöntemler gerektirir. Bu sistem ülkemizde yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Bunlara uyulması yeterlidir. Burada en önemli iki basit gibi görünen atık maske ve kullanılmış mendillerdir. Bunların atılmasında bireysel hassasiyet göstermek vatandaşlık görevidir. Bu nedenle tıbbi atık toplama kutuları yaygınlaştırılmalıdır. Temassız kullanılabilir olmalıdır.

Koronavirüsten sonra teknolojik ve ekonomik gelişmelerle yeni bir dünyaya adım atacağımız çokça konuşuluyor. Sizin düşünceleriniz?
Hayatımıza virüs girmeseydi de yine dünya hızla değişmekteydi. Fakat bu pandemi bazı süreçleri hızlandırdı. Eğitim ve iş yaşamı başka şekillerde gelişmeye devam edecek gibi görünüyor. Alışveriş, beslenme, para yönetimi gibi kavramlar yepyeni tanımlarla karşılaştı. Sanal dünya çok hızlı bir şekilde geniş toplum kesimleri tarafından tanındı.

Haberin Devamı

İnternet üzerinden yapılan canlı yayınlarla ilgili düşünceleriniz?
Biz yıllarca yayın deyince basılı medya ve karasal televizyon ve radyo yayını dışındaki ortamları ciddiye almadık. Fakat bugün artık basılı gazete ve günlük program akışı belli televizyon yavaş yavaş hayatımızdan çıkıyor. İnsanlar istedikleri şeyi okuyor istediklerini seyrediyor. Sansür eskiye göre daha zor. Tabii bu da zararlı içeriklerle savaşmak gibi bazı ekstra zorluklar da getiriyor. Sosyal medya ise öngörülmesi zor büyük sosyal değişimlere neden oluyor. Birkaç yıl önce sosyal medya hesabından yayın yapan yaşlı teyze ve amcaları kim hayal edebilirdi ki.Toplum hızla bu yeni düzene ayak uyduruyor. Pandemi sürecinin bu sosyal evrimi daha da hızlandırdığını görüyoruz. Ben bir Uluslararası kongre deneyimi yaşadım bu süreçte örneğin ve online ortamda evimde kahve içerek de konuşma yapıp aynı heyecanı yaşayabildiğimi farkettim. Önümüzdeki ay bir Ulusal Sempozyumumuz daha var ama artık alıştık sanal ortamlarda konuşmaya paylaşmaya ve tartışmaya. Yine de eski kongreleri çok özlüyorum ve bir an önce bu sürecin tamamlanmasını bekliyorum. Çalışmaya hiç ara vermedim aslında şu dönemde sadece biraz daha mesai saatlerimi azalttım mart ayında o da sadece ama o dönemde bile hastalarımla sanal ortamda biraraya gelip merak ettikleri soruları yanıtlamaya çalıştım. Ama biz toplum olarak birbirine daha yakın olmayı ve dokunmayı seven bir milletiz. Alıştık desek de hepimiz tekrar biraya gelip birbirimizi öpmeyi, birbirimize sarılmayı çok özledik, ekran asla bize bu sıcaklığı veremedi. Sanal ortamda konsere gidip müze gezmeyi, sinemaya gidemeden netflixden film izlemeyi, kokusu olmadan denizi görmeyi, kıpırtısını hissetmeden ormanı kısacası herşeyi ekranda yaşamayı sevemedim ben.

ZAMANI KULLANMAK TERCİHTİR

Herkesin yakındığı ‘zamanım yok kavramı’ hakkında düşünceleriniz?
Zaman yok diye bir kavram yok. Zamanı kullanmak tercihtir. Her sabah o güne ait 86400 saniye krediyle uyanıyoruz. Bu zamanı nasıl dağıtacağımız tamamen kendi bileceğimiz bir şey. Sokağa çıkma yasakları bize aslında ne kadar çok zamanımız varmış ve aslında günlük rutinlerimiz dışında ne çok şey kaçırmışız bunu da öğretti. Elbette işe gitmek vs için bizden çalınan bir zaman var ama geriye kalan zamanı nasıl kullandığımız tamamen bizim seçimimizdi. Bu süreçte herkesin özgür seçimlerinin bir miktar değiştiğini de gözlemliyorum ben. Farkettik ki pek çok verimsiz alışkanlığımız da varmış üstelik. Farkındalığımızı arttırır ve tercihlerimizi doğru yaparsak sınırlı zaman kredimizi daha doğru kullanabiliriz. Bunu pandemi sürecinde herkesin bir miktar deneyimlediğini düşünüyorum. Kendi adıma yıllar önce eşimin bana aldığı ama bir türlü vakit bulamadığımdan kutusundan bile çıkaramadığım dikiş makinamı kullanmayı öğrendim ve sanki fena bişeyler de dikmedim. Herkesin şu döneme ait böyle hoş anıları da oldu aslında. Günü ve hayatımızı yönetmekle ilgili farkındalıklarımız değişiyor Covid bize ve dünyaya bazı açılardan iyi geliyor. İnsanoğlunun çevreye ve diğer canlılara saygısı artıyor ve doğayla daha uyum içinde olmaya çalışıyor. Geç kalmadığımızı umarak seyrediyorum ve merak ediyorum doğa bizi affedecek mi??

NE ÇOK ŞEY FARK ETTİK

Son olarak. Yaz tatili planlarınızda virüs nedeniyle değişiklik yaptınız mı? 
Çok daha kısa süreli oldu ve tenha yerleri tercih ettik elbette. Bu da yeni bir deneyim oldu aslında, tatilin amacı ve anlamı ile ilgili de yeni bir bakış açısı da kazanıyor tabii insan. Yorularak ama hep çok mutlu döndüğüm tatillerden dinlenerek ama yine çok mutlu döndüğümü fark ettim bu yaz. Yine de çok severdim başka kültürleri deneyimlemeyi ve plansızca gezmeyi. Bunu özlüyorum ve merak ediyorum ne zaman yurt dışına çıkabiliriz bir daha ve eskisi gibi plansız gezebiliriz korkusuzca?? Benim için tatil durmadan hareket halinde olmaktı çünkü gidip başka bir eve kapanmak değil yani. Yazlıkçılık bana göre olmadı hiç. Herkes gibi bir tekne veya karavan fikri oluşmadı değil eşim ve bende de, hiç düşünmediğimiz halde üstelik. Anılarımızda kalan o güzel tatillere tekrar kavuşmanın hayaliyle geçen bir yaz bize iyi ki yapmışız  demeyi de , keşke yapsaydık demeyi de öğretti kısaca. Ne çok şey fark ettik ve  bazı şeyleri kaybederek ne çok şey kazandık son 6 ayda. Yeni normal dediğiniz bu normal olmayan süreç sağlığınızı ve sevdiklerinizi kaybetmeden sizi arttırsın diyorum son olarak ve herkese sadece sağlık diliyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!