"Gramofoncu enişte"nin dükkanında zamanda yolculuk

BURSA (AA) - Bursa'da, 54 yıldır gramofon tamirciliğiyle uğraşan Ünal Sezer (65), son yıllarda teknolojik gelişmeler karşısında önemi iyice azalan mesleğini, unutulmaya yüz tutmuş olsa da meraklıları için yürütüyor.

Kentte "gramofoncu enişte" olarak tanınan Sezer'in, müzeyi andıran ve bir dönemin ünlü sanatkarlarının eserlerinin yankılandığı Setbaşı semtindeki dükkanı, ziyaretçilerini adeta geçmişte yolculuğa çıkarıyor.

Sezer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğine 1962 yılında radyo ve pikap tamiriyle başladığını söyledi.

Bursa'da kendisinden başka gramofon tamircisi bulunmadığını belirten Ünal, pek çok kişide bu aletlerden bulunduğunu ancak onların, bunları nerede tamir ettireceklerini bilemediklerini anlattı.

Orijinal gramofon fiyatlarının bin 750 liradan başlayıp 10 bin liraya kadar ulaştığını dile getiren Sezer, şöyle devam etti:

"100 liralık veya 200 liralık bir şey ise bu gramofon sahtedir. Çünkü hiç kimse 100 yıllık bir gramofonu 200 veya 300 liraya size vermez. Zaten gerçek gramofonun belirgin özellikleri vardır. Mesela gerçek gramofonun boruları tenekedendir. Thomas Edison, teneke iletken olmadığı için sesi komple versin diye gramofonu tenekeden yapmış. Pirinç ise iletken olduğu ve sesi düşürdüğü için gerçek gramofonlarda çok nadir kullanılır. Yani pirinçten gramofonlar göz boyamak amacıyla yapılmıştır."

- "Siz bunu fişe takmıyorsunuz, ses nereden geliyor?"

Sezer, genç olsun yaşlı olsun çok sayıda ziyaretçisi olduğunu, 14 yaşında bile müşterisi bulunduğunu bildirdi.

Bu çocuğun gramofonda Bergen, Esengül, Ferdi Tayfur gibi sanatçıların eserlerini dinlediğini ifade eden Sezer, "Ne kadar güzel bir şey. Müziğe olan hassasiyeti artıyor" dedi.

Gençlere, sağlıklı bir ruh yapısına sahip olması için müzik dinlemeyi öneren Sezer, bu konuda elinden gelen yardımı yapabileceğini belirtti.

İlerlemiş yaşına rağmen gramofon kültürünü ayakta tutmaya çabaladığını vurgulayan Sezer, şunları kaydetti:

"Gençlerimizin çoğu yabancı müzik dinliyor. Bizim Türk Halk Müziğimiz, Türk Sanat Müziğimiz var. Yabancı müzik dinlemesinler demiyoruz. Yabancı da dinlesinler ama Türk Sanat Müziği de dinlesinler, hepsini öğrensinler. Biz bunun için varız. Bazen gelen gençlere, çocuklara gramofon dinletiyorum. 'Siz bunu fişe takmıyorsunuz, ses nereden geliyor?' diye soruyorlar. Yani elektriğe bağlanmadığı için çok ilgi çekiyor. Tabii ki çocuklar, yeni teknolojiye alıştıkları için bunu garip karşılıyor. Plaklar da aynı şekilde. Plakları CD'lerle karıştırıyorlar. Bunları ayırt edemiyorlar. Vatandaşlarımızı bu konularla ilgili hep bilgilendirmek lazım."

Dükkanında 20 gramofon, 1890'lı yıllara ait iki fonograf ve 200'ü taş olmak üzere 2 bin 700 plak bulunduğu bilgisini veren Sezer, bunları görmek ve müzik dinlemek isteyen herkese kapısının açık olduğunu sözlerine ekledi.