Kılıçdaroğlu: Türkiye, açlık sorunu ile yakın bir zamanda karşı karşıya gelebilir

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlu: Türkiye, açlık sorunu ile yakın bir zamanda karşı karşıya gelebilir
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2018 12:24

Kılıçdaroğlu: Türkiye, açlık sorunu ile yakın bir zamanda karşı karşıya gelebilir

Haberin Devamı

Murat KÜÇÜK- Gürkay GÜNDOĞAN/BOLU, (DHA)- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye bir açlık sorunu ile yakın bir zamanda karşı karşıya gelebilir. Bu fiyatları hangi çiftçi ödeyecek? Sanayiciyi ekonomik kriz etkiliyor mu, etkilemiyor mu? Enerji fiyatları, doğalgaz fiyatları sürekli artıyor, önünü göremiyor. Herkes peşin mal satmaya başladı. Böyle bir ortamda tek yapacağı şey ya konkordato ilan edecek ya da işçi çıkaracak" dedi.
CHP TBMM Grubu 27'nci Dönem 1'inci Çalışma ve Değerlendirme toplantısı Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan bir otelde düzenlendi. Yerel seçim stratejilerinin de konuşulacağı toplantı öncesi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmaya bir süre önce cezaevinden çıkan Enis Berberoğlu'nu selamlayarak başladı. Salonda bulunan partililer de Kılıçdaroğlu'nun selamlaması sonrası Berberoğlu'nu alkışladı. Enis Berberoğlu da oturduğu yerden ayağa kalkarak teşekkür etti. Kılıçdaroğlu Enis Berberoğlu ile ilgili şöyle dedi:
"Elbette ki sorunu çok olan bir ülkede yaşıyoruz. Bu kadar yoğun sorunun yaşandığı bir ülkede hepinize çok önem verdik. Bu toplantımızın bir özelliği daha var. Uzun süredir aramızda olmayan Enis Berberoğlu aramızda. Basına kapalı bölümde kendisi duygularını, düşüncelerini anlatacak. Gördüğü aksaklıkları belki anlatacak. Sonuç olarak Enis Bey'in aramızda olması hepimiz için güzel bir olay. Daha önce gazeteciler, milletvekilleri, yazarlar hapse girip çıktıklarında onlara, 'Kapalı cezaevinden açık cezaevine geldiniz' dedim. Türkiye'yi bir anlamda açık cezaevine döndürdüler. Enis Bey tahliye oldu. Ama hala cezaevinde avukatlar var, gazeteciler ve milletvekilleri var. Dolayısıyla biz Türkiye'de adaletin hakkın ve hukukun olmasını istiyoruz. Hapishanelerin tıka basa dolu olduğu ülkede kimse demokrasiden kadın erkek eşitliğinden söz edemez. Dolayısıyla adalet arayan, hak hukuk arayan bütün yurttaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz" dedi.
'81 MİLYONUN SORUNU; EKONOMİK KRİZ'
Ekonomik ilgili de konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Özellikle yaşadığımız ve 81 milyonun insanın yaşadığı temel bir soruna ayrıntıları ile girmeye çalışacağım. Yani ekonomik krize. Elbette Türkiye'nin çok sorunu var. Eğitimden tutun, tarıma, dış politikaya kadar pek çok alanda sorun yaşıyoruz. Ama bütün bu sorunları aşmak mümkün. Şöyle bir hükümet düşünün; 2001 krizi yaşanan bir ülkede krizi aşmak için dönemin hükümeti ağır bedeller ödedi. Sonra başka hükümet geldi. 16 yıl tek başına ülkeyi yönetti. Trajikomik olan ne? Olay şu; 16 yıldır Türkiye'yi tek başınıza yöneteceksiniz ve 16 yılın sonunda Türkiye'yi yeniden bir ekonomik krizin kucağına düşüreceksiniz. Tarihten ders alınmadı dense tarih uzun bir dönemi gerektirir. Yahu 16 yıl önce Türkiye büyük bir kriz yaşadı. Hiç mi ders almadınız. Üstelik 2001'e göre daha ağır bir krizle karşı karşıyayız. Bunu aşmak için ülkesini seven, insanını seven bir siyasal partinin genel başkanı olarak büyük bir sorumluluk içinde İstanbul'a giderek toplantı yaptık. Bu sorun aşılabilir, dedik. Gelin 13 maddelik uygulamayı başlatın, dedik. Göreceksiniz ki ülke bu maddeler uygulanırsa krizden çıkılabilir. Biz sanki maddeyi önermemişiz gibi bize eleştiriler geldi. Dolar baronlarının adamı dendi. Emin olun anlayamıyorum. İyi niyetlerle çözüm öneriyoruz. Ellerinin tersi ile itiyorlar. Siz önerin, siz yapın. Türkiye'nin ekonomik kriz içinde olmasını biz istemeyiz. Halkın ağır bedeller ödemesini istemeyiz. Bir sürü şey yaptılar. Olmadı tutmadı. Yeni ekonomi planı açıkladılar. Bu program geçmişte yaptıklarının itirafları ile dolu. 4'üncü sayfasında diyor ki; 'Ekonomide yapısal dönüşümü gerçekleştireceğiz. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele edeceğiz' diyorlar. Demek ki yapamamışlar. 16 yıldır bunları yapamadınız. Tam tersini yaptı. Bütün dünyadaki kayıt dışı kazanılmış paraları Türkiye'ye çekmek için yasa çıkardı. Organ ticareti, uyuşturucu, fuhuş paralarını Türkiye'ye getirin dediler. Adınızı bile sormayacağız dediler. Bu program ile Türkiye düzelmez" diye konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı ekonomik planı eleştiren Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Programda, liyakat ve performans odaklı insan kaynağı yönetimi ile kurumlara güven artırılacak, diyor. Allah aşkına buna inanan var mı? Sanki Şaban Dişli'yi bunlar değil de CHP büyükelçi yaptı. Adı bu kadar lekelenmiş biri nasıl olur da Türkiye'yi temsil etmek üzere büyükelçi tayin edilir? Hangi yeteneği, hangi bilgisi var? Üniversitelere bakıyoruz. Rektörün bacanağı, damadı, karısı, amcasının oğlu, dayısı üniversitelerde görev yapacakmış. Başka adam mı bulamadınız ? Müzik öğretmeni Sağlık Bakanlığı'na yönetici oluyor. Müzik öğretmenine saygımız, sanata saygımız var ama onun görevi sağlık bakanlığında yöneticilik yapamaz. LiyakatIn olmadığı devlette çürüme olur. Büyükelçi olmak bilgi deneyim ister. Dünyayı iyi bilmeyi ister şimdi ne kadar AKP'de koltuk kaybeden milletvekili varsa büyükelçi oldu. Daha başka bir şey rektör olmak için eskiden 3 yıl profesör olmak gerekiyordu. 10 Temmuz'da bu şartı kaldırdılar."
'YÜKSEK ENFLASYONU YAŞAYACAĞIZ. İŞSİZLİK ARTACAK'
Ekonomik krizin daha kötüye gideceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yüksek enflasyonu yaşayacağız. İşsizlik artacak. Vergiler artacak. Özelleştirmeler artacak. Devlet daha fazla faiz ödeyecek. O zaman bu programın amacı ne? Vergiler enflasyon işsizlik artıyor. Topluma hangi huzuru güveni verecek bu program. Bütün bunlar ortada iken bir tek adam gerçeği yaşıyoruz. Bu program ondan izin alınarak yayınlanan bir program. Türkiye şu anda bir haneden tarafından yönetiliyor. Yaşadığımız krizin bir ekonomik kriz olarak çoğu kişi düşünüyor. Yaşanan kriz aslında bir siyasal krizdir. Bu siyasal krizin ekonomiye yansımasıdır. Eğitime yansımasıdır. Dış politikaya yansımasıdır. Asıl olan budur. Tek adam rejiminin olduğu ülkelerde bunlar olur. Bütün sorumluluk ona aittir. Hanedanlıkla yönetilen ülkelerde bu tür sorunlar kaçınılmazdır. Bu kişilerin temel özelliklerinden birisi de herkes tarafından kandırılmalarıdır. O da şimdi vatandaşı kandırıyor. Ekonomik kriz yok, diyor. Daha önce krizi dış güçlere bağlamıştı. Kendisi Amerika ziyaretinden sonra 'Papaz' bu krizin sebebi değildir. Oysa havuz medyası günlerce bunu yazıyordu. Havuz medyası şimdi ne yazacak?"
'MUTFAKTA YANGIN VAR'
Ürünlerdeki zamlara rağmen işçi, memur ve emeklinin maaşlarında artış olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Kriz yok diyorlar. 2 katmanlı bir toplum çıktı ortaya. Bir saray ve çevresi. İki halk. Saray ve çevresini ayrı değerlendirmemiz halkı ayrı değerlendirmemiz gerekiyor. Biz halkın partisiyiz. Halkın çıkarlarını korumak zorundayız. Önce emeklilerden bakalım emeklinin durumunu hepimiz biliyoruz. 1 milyon 600 binden fazla emekli bin 500 liranın altında maaş alıyor. 300-500 lira alan var. Haziran'dan Ağustos'a un fiyatları yüzde 36, pirinç yüzde 15, havlu kağıt yüzde 16, domates salçası yüzde 40 arttı. Emeklinin aylığı arttı mı? Hayır. Krizi emekli yaşıyor. Sarayın bundan haberi var mı? Yok. Saray krizle ilgileniyor mu? Ona göre kriz yok. Aynı tabloyu memur ve çalışanlar için düşünün. Mutfakta yangın var. Herkes biliyor bunu. Kişi aynı tablo ile karşı karşıya mı? Evet. İşçinin memurun aylığı arttı mı? Hayır. Nerede yangın var? Memur ve çalışan işçinin mutfağında yangın var" diye konuştu.
'TÜRKİYE AÇLIK SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA GELEBİLİR'
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yakın zamanda bir açlık sorunu ile karşı karşıya kalabileceğini söyleyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
"Türkiye bir açlık sorunu ile yakın bir zamanda karşı karşıya gelebilir. Bu fiyatları hangi çiftçi ödeyecek? Sanayiciyi ekonomik kriz etkiliyor mu, etkilemiyor mu? Enerji fiyatları, doğalgaz fiyatları sürekli artıyor. Önünü göremiyor. Herkes peşin mal satmaya başladı. Böyle bir ortamda tek yapacağı şey ya konkordato ilan edecek ya da işçi çıkaracak. Sıra geldi saraya. Saraydaki kişi ne diyor? 'Kriz, mriz yok' diyor. Bakıyorum hakkını yemeyelim. Sarayda kriz yok. Badem sütüyle besleniyor. Bunun için cebinden para ödüyor mu? Hayır. Badem unuyla kek yapıyor. Bunun için bir kriz var mı? Yok çünkü cebinden para ödemiyor. Ev kirası, uçak parası o da yok. Cebinden bir para ödüyor mu? Ödemiyor. Elektrik, doğalgaz, ısınma parası bunların hiçbirisi yok. Boşuna demiyor. Doğru ona göre kriz yok. Adını sayamadığım bir sürü yemekler var afiyetle yiyor. Herhangi bir kriz yok, diyor. Onun açısında kriz yok. Bu ülkenin fakir fukarası ödüyor. Diyor 'kriz mriz yok' vatandaş ile dalga geçiyor, alay ediyor. Sonuna kadar israf var. İsrafı da itibar diye algılıyor. 'Ne kadar çok israf yaparsam o kadar itibarım artar' diyor. İsraf itibar değil alay konusudur. O nedenle bütün dünya alay ediyor. Bütün bunlar olurken bu beyefendini yazlık, kışlık ve uçan sarayı var. Saraylardan aşağıya adıma atmıyor. Havada, yerde, tatilde saray var. 81 milyonun parasıyla, işsizim diye ağlayıp, işsizim diye şikayet edip kendisini yakan kişinin parasıyla yapıyor. Bu kişi hala kriz mriz yok diyor. Onurun şerefin haysiyetin varsa o uçağı iade edersin."
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti. Basına kapalı olarak gerçekleştirilecek toplantıda CHP Grup Başkanvekilleri, yasama faaliyetlerine ilişkin bilgi sunacak. Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un uzun süredir üzerinde çalıştığı Yerel Seçim Strateji Belgesi de kamptaki değerlendirmeler arasında yer alacak. CHP'nin yerel seçim ilkelerinin belirleneceği belgeye son şekli verilecek. Belge, kamp sonrası kamuoyuyla paylaşılacak. Ayrıca Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz dış politik gelişmelere, Faik Öztrak ise ekonomik gelişmelere ilişkin sunum yapacak. Kampın Cumartesi günü yapılacak oturumunda ise milletvekillerine yönelik etkili iletişim semineri düzenlenecek. Sunum, Prof. Dr. Can Bilgili ve Kamil Sönmez tarafından gerçekleştirilecek. Toplantı 30 Eylül Pazar günü basın sunumu ile sona erecek.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!