Vatandaşın faydasına olmayan işi yapmadım

Hürriyet Gazetesi’nin başkent Ankara’ya özel sayfalarındaki “KENT SOHBETLERİ”, yeni konuları ve konuklarıyla devam ediyor. “KENT SOHBETLERİ”nin bugünkü konuğu Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar oldu. 2009’da belediye başkanlığına seçilen Yaşar, belediyecilik anlamında Ankara’nın en tecrübeli isimlerinden. Eski bir Yenimahalle sakini olan Fethi Yaşar ile Yenimahalle’nin dününü ve bugününü, yapılanları ve belediyeciliği konuştuk.

* Çok eski bir Yenimahalle sakinisiniz. Başkanlığa ilk seçildiğiniz döneme, 16 yıl öncesine dönersek, nasıl bir tablo vardı?

Her zaman söylediğim bir cümle var; Yenimahalle, Cumhuriyet’in ilçesidir. Çünkü 1948’de kooperatif şeklinde kurulan bir ilçe. Dönemin valisi ve belediye başkanı Ragıp Tüzün tarafından kuruluyor. Yenimahalle’de tarihi bir yapı yok. Tek tarihi yapı tescilli olan Akköprü. Ankara’ya, Yenimahalle’ye 1963’te geldim. 1965’te ticarete başladım, ilk Arçelik, Aygaz bayisiydim. 2009’da seçimi kazandım. Biz tüccarlar bir yeri aldığımızda insan gücüne, borcuna, sahip olduklarına detaylı bakarız. Göreve ilk başladığımda Yenimahalle’de güvendiğim mali müşavirlere bir röntgen çektirdim. Rapor aldım. Borcu ne kadar? Aracı ne kadar? Binası ne kadar? Hepsini detaylarıyla çıkarttık. 2009’da belediyeyi aldığımızda bir belediye binası, personel için basit bir kreş bir de Sabancı Yüzme Havuzu vardı. Sabancı Yüzme Havuzu’nu da Sabancı ailesi yaptırıp hediye etmiş, maalesef bizden önceki dönemde bakımsız kaldığı için de kapatılmıştı. 160 milyon borçla devraldık. 67 tane araç teslim aldım. Ama yürüyeni 12 tane, gerisi çalışmıyor. Kullanılabilen araçların tamamı kiralık. Arşiv diye bir şey yok belediyede. Bir vatandaş evinde kaybettiği evrağı belediyeye almaya geldiğinde 2 ayda o evrağı buldurabiliyorduk. Kaldırımsız sokaklar, yapılmamış parklar, asfaltsız sokaklar... Şentepe’ye herkes çıkıyordu, “Bir Keçiören’e bak bir Şentepe’ye bak” diyordu. 550 kişiye verilmemesi gerekirken arsa verilmiş. 500 kişiye de verilmesi gereken arsa verilmemiş. Bunları hep düzelttik. Yolu özel sektör yapıyor, asfaltı özel sektör döküyor, çünkü belediyenin makine parkı yok. Temizlik işi de öyle. En küçük parkı bile ihaleye veriyorlar. Örneğin Yenimahalle’nin girişinde küçük bir park vardı. O günkü para 300 bin lira. Bir tane taş diktiler. Ağaçlar zaten vardı orada. Böyle bir savurganlık içerisinde işler oluyordu. Biz böyle bir belediye aldık.

* Bazı başkanların geçmişten hep şikâyet ettiğini görüyoruz. Sürekli bunları dile getiriyorlar. Peki siz bu tablodan o gün şikâyetçi oldunuz mu? O dönem lanse ettiniz mi her yerde?

Borcu ödedik. Hiç de “Ben borçla devraldım” diye bağırmadım. Kürsülerde, “Böyle oldu, şöyle oldu” demedim. Bunun üzerinden benden önce AK Parti dönemindeki Ahmet Duyar’ı veya daha önceki başkanları incitecek bir propagandayla, şikâyet üzerinden hiç siyaset yapmadım. Sadece aldığım belediyeyi anlattım.

* Bugüne dönersek nasıl bir Yenimahalle Belediyesi var?

Geldiğimiz noktada iddiayla söylüyorum ilçe belediyesi olarak bizden güçlü hiçbir belediye yok Türkiye’de. Belki bir iki tane daha bize yakın belediye çıkar. Ben İç Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı’yım. Ankara’nın ilçelerine gidiyorum, farklı kentlere gidiyorum, görüyorum. Bizim gücümüzde bir belediye yok. Bakın TBMM’de Sağlık Komisyonu’nda Yenimahalle konuşuldu. Bakan teşekkür etti. Çünkü ilk defa bir belediye 46 tane aile sağlığı merkezi yapıp bakanlığa teslim etti. Bölgesel semt birimleri kurduk. Gazi, Şentepe, Demetevler, Batıkent, Ata Mahallesi gibi bölgelerde var. Cenaze hizmetleri de orada emlak hizmetleri de. Hizmeti vatandaşın ayağına götürdük. Dershaneler kapatıldı, üniversiteye, liseye hazırlanmak isteyen öğrenciler özel kurslara yüz binlerce lira para vermek durumunda kaldı. Etüt merkezleri açtık. 8 tane merkezimiz var. 5 bine yakın çocuğumuz sınavlara hazırlanıyor, 5 bin de yedekte bekliyor. Öğretmenleri de istihdam ettik. 14 tane kütüphane açtık. Evler kalabalık, çocuklar çalışamıyorlar. Öğretmen var başlarında. Bunlar normalde yasal olarak benim işim değil. Ben cami de yaptım cemevi de yaptım. İlk defa devlet parasıyla cemevi yapan belediye başkanı benim. Sayıştay’a o dönem kabul ettirdim bunu. Çünkü Cumhuriyet’in değerleri herkese eşit yurttaş hakkı vermiş. Ben Alevi’yi sünni yapamam. Alevi de beni Alevi yapamaz. Bunu kabul edeceğiz. Herkesin inancına saygı göstereceğiz. Ama bir tek şart devletin kanunlarına hepimiz uyacağız. Belli yaşa gelmiş bir yerel yönetici olarak söylüyorum; “Burası bana destek verdi hizmet götüreyim, bu bizim partiden değil bunlara eziyet edeyim” diyen birisi bu ülkeye en büyük ihaneti yapar. Kamplaşmanın ne iktidara ne muhalefete faydası var. Demokrasi kamplaşma rejimi değil, uzlaşma rejimidir. Yenimahalle’ye hizmet ederken ben bunu yapıyorum.

Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Murat Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.

İLK SEÇİLDİĞİMDE OYUM 41’Dİ 4’ÜNCÜ DÖNEMDE 60’A ÇIKARTTIM

* Her seçimde oyunuzu da artırdınız. Bu nasıl oldu?

4 dönem kazanan çok belediye başkanı var. Ama 4 dönem oyunu arttırarak gelen çok az. Her seçim bir yıpranmadır aslında, zorluktur. Birinin işini yaparsın, birininkini yapamazsın. Kanuna uyar veya uymaz böyle bir durum olur. İlk seçildiğimde oyum 41’di. Bunu 4’üncü dönemde 60’a çıkarttım. Yüzde 41 ile ilk seçildiğimde partimin oyu 16’ydı. Ben her mahalleyi kucakladım. “Bu mahalle bize oy vermiyor, bunun asfaltını yapmayalım, buraya tesis yapmayalım” demedim. Ben oradan da vergi alıyorum başka yerden de. AK Partili, MHP’li, Büyük Birlik Partili, DEM’li... Bunlar vergi vermiyor mu veriyor. Hepsine eşit hizmet götürdüm. Seçilen insan seçildiği gün şapkasını bir kenara koyar. Tamam ideolojiyle geldi ama her mahalleye eşit davranmak zorunda. Bunu yaptığımız için Yenimahalle’de herkes tarafından takdir edildik.

* Sizin döneminizde kadın yönetici ve çalışan ağırlığı da var. Sizden önce de böyle miydi?

Çayyolu bölgesi de bize bağlı iken toplamda bin 215 kişi çalışıyordu. 200'ü kadın bin'i erkekti. Bugün 3 bin 720 kişi çalışıyor, bin 500’ü kadın. 9 tane müdürümüz de kadın.

* Bu süreçte bir belediye başkanı olarak nasıl bir tecrübe edindiniz. Nasıl bir yönetim tarzı benimsediniz?

En önemli şey aslında belediye başkanının bir tüccar gibi davranması. Mal aldıysa günün de parasını ödeyecek. İş yaptırdıysa hak edişi geldiğinde ödeyecek. İşçisinin gününde maaşını, ikramiyesini, kıdem tazminatını ödeyecek. O zaman belediye kendiliğinden disipline girer. Gününde maaşını, ikramiyesini verirsen personeli çalıştırabilirsin. Bizim verdiğimiz emirleri, müdürlerin verdiği emirleri yerine getirmek zorunda olur.

Başkan Yaşar ile ilçe merkezinde kısa bir tur da yaptık.

2026’YA BORÇSUZ OLARAK GİRECEĞİZ

* Belediyelerin mali durumları ve borçları da sık sık gündeme geliyor. Siz mali olarak nasıl bir durumdasınız?

Belediye başkanının devletin parasını doğru kullanması lazım. Emeklilik düzenlemesinden dolayı 700 kişi emekli oldu. Sendika ile anlaşma; tazminatlarının 3 ay içinde ödenmesi yönündeydi. 2 aya düşürüp ödedik. Hepsinin tazminatını günü gününe ödedim. Bir kuruş borcum yok. Mal aldığım, iş yaptırdığım hiçbir firmaya borcum yok. Vergi dairesine borcum yok. Sigortaya da 200 milyon lira borcumuz var. Onu da kasım ayındaki emlak vergisinden ödeyip 2026’ya borçsuz bir belediye olarak gireceğiz. Bütün zorluklara rağmen durmuyoruz, yatırım yapıyoruz. Mevcut yapıyı da yeniliyoruz. Sadece bu sene Bilgi İşlem Müdürlüğü’ne 30 milyona yakın masraf ettik. Çünkü devamlı yenilemeniz, sürdürülebilir olmanız lazım. Bütün konferans salonlarını yeniledim. Kanun çıktı sadece 30 milyon TL’ye kreşlerin yangın merdivenlerini yeniliyoruz. Nazım Hikmet’i yeniledik. Belediye binasının içini yeniledik. Yapmak kadar devam ettirmek de önemli. Halk Kafe’leri açtık. Ameliyathane ve bakım hizmetinin olduğu yeni barınağı bitiriyoruz. Bakın  su ve kuraklık önlemleri daha konuşulmazken biz önlem aldık. 200 parkımızı tasarruflu otomatik sulama sistemine geçirdik. Karayalçın Kent Meydanı’nı yaptık. 60 dönüm Cumhuriyet Parkı’mızı kazandırdık. Bugün 250 dönümlük Yakacık Mesire Alanı bütün Ankara’ya hizmet ediyor. Nazım Hikmet herkese hizmet ediyor. Güneş enerjisi santralleri kurduk belediye elektriğinin yarısını kendi enerjisi ile ödüyor. İnşallah tüm binaların çatısına bunu kuracağız. Parayı boşa harcamıyoruz. Emeklilerimize Ramazan ve Kurban Bayramı’nda 2 bin 500’er lira destek verdik. Derman Market ihtiyaç sahiplerine hizmet veriyor. Aş evinde kazanlar kaynıyor, yemeklerimiz ulaştırılıyor. Onkoloji Hastanesi’nin yanında misafirhanemiz var hasta ve hasta yakını 200 kişiyi misafir ediyoruz. Hangi belediyenin böyle bir misafirhanesi var. Rutin hizmetleri saymıyorum bile. Kültür sanat anlamında 7’den 70’e herkese hitap eden etkinliklerimiz var. Yaz aylarında 20 mahallede yaz sineması kuruyoruz. Gazoz, mısır ikram ediyoruz. Nostalji yaşatıyoruz ama aslında komşularımız birbiriyle iletişim kursun istiyoruz. Ramazan’da sofralar kuruyoruz, aynı sofrada buluşarak birliği ve beraberliği pekiştiriyoruz. Çöpü de alacağız, asfaltı da atacağız, kaldırımı da yapacağız ama bu hizmetleri de yapacağız. Belediyecilik bunu gerektirir.

* İleriye dönük neler söylersiniz?

Yenimahalle’yi geldiğimiz noktadan inşallah biraz daha ileriye taşıyacak projelerimiz var. Bu 3 sene içerisinde onları da tamamladığımızda hayalim altyapısı tamamlanmış, bütün sorunları çözülmüş bir Yenimahalle olması. Sorun çıkmaz mı tabi ki çıkar. Şehirler çocuk gibi, büyürken ve gelişirken sorunlar çıkabilir. Birini çözersiniz bir başkası çıkar. Yenimahalle Türkiye’de şu anda örnek gösterilen bir ilçe. CHP belediyeleri içinde de örnek. Bunu her yerde görüyorum.

ÇAYYOLU BÖLGESİNİN KOPUŞU YENİMAHALLE ADINA ÜZÜCÜYDÜ

 * Büyüyen de bir ilçe durumundasınız. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ankara’da ticaretin yüzde 40’ının bizim ilçemizde olduğunu söylüyorlar. OSTİM, İvedik, Toptancı Hali, GİMAT, otomotiv ve iş makinelerinin satış bayileri, alışveriş merkezleri... Bütçe oranı olarak 3’üncü ilçeyiz. Birinci Çankaya, ikinci Keçiören, üçüncü biziz. Buna rağmen diğer belediyelerden farklı işler yaptık. Bin kişilik salonu olan bir belediye yok. Düşünebiliyor musunuz bin kişi için tiyatro oynanacak ama Büyükşehir dahil bir salon yok. Bizim bin kişilik de dahil farklı koltuk kapasitelerine sahip 7 tane salonumuz var. Mesela Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi bugün parayla yapılamayacak bir iş. Cumhuriyet Akademisi öyle. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Spor Kompleksi öyle. Beş tane havuzumuz var bu sene hepsini de yeniledik. Yaptığımızı vatandaş görüyor. İlk göreve geldiğimde Batıkent’te bir havuz dışında bina yoktu. Bugün her mahallede binalarımız var. Sait Ulusoy Alzheimer ve Yaşlı Yaşam Merkezi’ni 122 milyon TL’ye ihale ettik. Borcunu da günü gününe ödedik. Bayındırlık birim farkıyla 300 milyon liraya çıktı. Normalde bunu yapmak gerçekten çok zor. Bugün belediyeler önünü göremiyor, kaça biteceğini bilemiyor.

 * O zaman Yenimahalle bu konuda şanslı mı?

Dediğim gibi bunların hepsini vatandaş görüyor. Diğer belediyeler de bunların bazılarını yapmaya çalışıyor, bazıları yapabiliyor. Yenimahalle şanslı. Neden şanslı. Çünkü her yerden göç aldığını görüyoruz. Ankara’nın ikinci göç alan ilçesi Yenimahalle. Çankaya’dan, Sincan’dan, Etimesgut’tan, Altındağ’dan, Mamak’tan, Keçiören’den göç alıyoruz. Çünkü burada sosyal yaşam var. Bakın suç oranı en düşük ilçe. Eğitim kalitesinin her sene yükseldiği ilçe. Bunu veriler söylüyor. Devlet okullarımızın hepsinin ihtiyaçlarına koşuyoruz. Asfaltsız sokağımız yok, kaldırımsız sokağımız yok, yapılmamış parkımız yok.

İlk olarak makamında buluştuğumuz Fethi Yaşar ile daha sonra Ragıp Tüzün Parkı’nda açtıkları Halk Kafe’yi ziyaret ettik. Yaşar, eski Yenimahalle fotoğraflarının da yer aldığı kafenin, uygun fiyatlarıyla yoğun ilgi gördüğünü söyledi.

* 2009’da göreve geldiğinizde Çayyolu, Ümitköy bölgesi size bağlıydı. Büyükşehir Yasası ile değiştirilerek Çankaya ve Etimesgut’a bağlanan yerler oldu. Geçmişte yapılan bu değişikliği sık sık dile getirdiniz. Bugün nasıl bakıyorsunuz?

Çayyolu bölgesinin kopuşu Yenimahalle adına üzücüydü. O bölgede o zaman 75 bin liraya daire satılıyordu, 2014’te biz bıraktığımızda 1.5-2 milyona daire satılıyordu. Bir dönemde bütün yollarını asfaltladık, kaldırımlarını yaptık, 10’a yakın park yaptık. Kreş yaptık, sağlık ocağı yaptık, hastane bile yaptık. Hastane yapıp Gazi Üniversitesi’ne verdik. Yaşlı Yaşam Merkezi yaptık. Üstelik bir dönemde yaptık bunları. Oraya yine bir tane belediye ek hizmet binası yaptık. Fen işleri, park ve bahçeler, temizlik işleri müdürlükleri için yerler yaptık. İşçiler önce Yenimahalle merkeze geliyorlardı, buradan oraya gitmek durumunda kalıyorlardı, zaten öğleye kadar zor gidiyorlardı. Oraya da yer yaptık. Bütçemizin 3’te 1’inden fazlası bir gecede gitti. Borcu bize kaldı. Oradaki personel de bizde kaldı. Ona rağmen kimseyi mağdur da etmedik. Bir tek adam çıkarmadık.

 KAPIMI HEP  AÇIK TUTTUM

* Tecrübeli bir belediye başkanı olarak belediye başkanlığında 2 yıla yaklaşan yeni isimlere neler tavsiye edersiniz?

En başta paraya hakim olacaklar. Vatandaşı ayırmayacaklar. Yapacakları işi de planlı bir şekilde yapacaklar ve yapacakları projeler halka dokunacak kendi egosuna değil. 17 yılda vatandaşın faydasına olmayacak hiçbir işi yapmadım. Bugün Yenimahalle’de başım dik rahat bir şekilde yürüyebiliyorsam, saygı görüyorsam bunun içindir. Halkın parasını halka harcadım. Kimseyi ayırt etmedim. Bir belediye başkanı halkı ayırt ederek kamplaşmaya yol açmamalı, bütünleşmeye, birlik ve beraberliğe katkı sunmalı. Hepsi halka dokunan işler. Bunu yaptıkları anda zaten vatandaş da onları destekler. Şu röportajda saydığım hizmetlerin hangisi halktan kopuk. Biz halkın hepsine ulaştık. Kadına da çocuğa da engelliye de gence de iş insanına da öğrenciye de kim varsa herkese ulaştık. Bir de kapımı hep açık tuttum. Benimle bugün herkes görüşebiliyor. Tüm başkanlar da böyle yapmalı. Ben insanları ayırmam. İstenen bir şeyi yapabiliyorsam yaparım, yapamıyorsam yapamam. Bunu açıkça söylerim. Kanunen incelerim uygunsa yerine getiririm. Değilse gerekçesini anlatırım.