Toplumsal bağ zayıflarsa bağımlılık güç kazanır

Proje yürütücüsü Merve Özcan, projenin çıktıları hakkında bilgi verdi. Özcan, proje süreci boyunca genç gönüllülerle birlikte gerçekleştirilen faaliyetlerin yalnızca eğitim ve farkındalıkla sınırlı kalmadığını, akademik düzeyde bir bildiri yayımlandığını ve proje kapsamında üretilen mektup, kolaj, resim ve fotoğraf çalışmalarının yer aldığı bir sergi düzenlendiğini vurguladı. Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, bağımlılıkla mücadelenin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Sunguroğlu bağımlılıkla mücadelede yalnızca bireylerin değil, ailelerin, akrabaların, komşuların ve mahalle muhtarlarının da aktif rol alması gerektiğini belirtti. Özellikle mahalle kültürünün ve kuşaklar arası bağların güçlendirilmesinin toplumu dirençli hale getireceğini vurgulayan Sunguroğlu, “Toplumsal bağlar zayıflarsa, bağımlılık güç kazanır. Mahallede başlayan dayanışma, toplumun her hücresine sirayet eder” dedi. Sunguroğlu, “Bir gencin yalnız kalmadığını hissetmesi gerekir. Bağlı olduğu bir aile, yakın hissettiği bir mahalle, kendini değerli gördüğü bir çevre... Bunlar varsa, o genç savrulmaz. Bizim kültürel yapımızda dayanışma, koruma ve sahiplenme vardır. Akrabalık bağları, mahalle komşuluğu, aile içindeki sorumluluk duygusu; tümü, genci ayakta tutan görünmeyen bir ağ gibidir” ifadelerini kullandı.

İLETİŞİM KARARLARIN YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Keskin ise, iletişim biçimlerinin karar alma süreçleri üzerindeki etkisini değerlendirdi. “Kiminle iletişimde olduğunuz aldığınız kararları da etkiler. Bazen bir cümle, bir gencin yönünü tamamen değiştirebilir” diyen Keskin, aile içi iletişimin niteliğiyle bağımlılık davranışları arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu ifade etti.