Güncelleme Tarihi:
Taha AYHAN/ ANKARA, (DHA)- TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, tutuklu bulunan Can Atalay’a ilişkin, “TBMM’nin ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin herhangi bir şeklinde kendisini bir mahkeme yerine koyarak tutuklu ya da hükümlü bir sanığı, salıverme yetkisi yoktur” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclisin açılış resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, yeni yasama yılının hayırlı olması temennisinde bulundu. Kurtulmuş, “Güzel bir başlangıç. Yani gönlümüz arzu eder ki, TBMM’de nezaket içerisinde, siyasi olgunluk içerisinde her türlü konuyu alabildiğince tartışan ama sonuçta bu tartışmalarını siyasi nezaket sınırları içerisinde gerçekleştiren bir dönemi icra edelim. Bugünkü konuşmamda da çok kısa ifade ettim; geçtiğimiz yıl 1512 saat meclis çalışmış. Yani 10-15 saat, neredeyse 20 saate varan çalışmaların olduğu günler oldu. Yeri gelmiş iktidar partisi söz almaktan vazgeçmiş, yeri gelmiş muhalefet grup önerilerini geri çekmiş ki müzakereler daha rahat devam etsin diye. Bu kadar yasa çıkarılmış, bu kadar önemli kararlar alınmış TBMM’de. Ama maalesef zaman zaman ortaya nadiren de olsa çıkan o kaba söz, karşı tarafı incitici, hakaret eden karşı tarafı yok sayan sözler ya da bir takım şiddet görüntüleri ne yazık ki TBMM’nin bu siyasi olgunluğunun üzerine bir gölge gibi düşüyor. Bunun olmaması lazım. Bunun için de hemen önümüzdeki günlerde bütün partilerle bu konuların görüşülebileceği bir zeminin olması lazım. Hele hele yani çevremiz bir ateş çemberi değil artık. Bir ateş çukuruna dönüşmüşken, bu bölgede hiçbir ülkenin, hiçbir devletin neredeyse varlığı, egemenliği büyük tehlikeler altındayken Türkiye Siyonizmin ve Netanyahu hükümetinin nihai hedefinde olan bir ülkeyken, bizim basit meseleleri kavga meselesi, paylaşma meselesi haline getirmek gibi bir lüksümüz olamaz” dedi.
‘BURADA GÖRÜŞMELER, TARTIŞMALAR YAPILACAK’
TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni dönemde olgunluk içerisinde siyasi tartışmalar yapacaklarını, her türlü siyasi mücadeleyi vereceklerini kaydederek, Türkiye'nin milli menfaatlerinde bir araya gelmeyi başaran bir usulü çalışmalarımızı devam edeceğiz diye ümit ediyoruz. Zaten uluslararası alanda yaptığımız bütün meclisteki arkadaşlarla birlikte diğer partilerden arkadaşlarla birlikte yaptığımız dış gezilerde de hep birlikte hareket ediliyor. Ve burada herkes ortak milli meselelerimizi konuşuyor ve bunların üzerinde yoğunlaşıyoruz. Ümit ederim ki; önümüzdeki dönem bu yıl yani 28’inci yasama döneminin 3’üncü yılı çok verimli olur. Önümüzde yeni anayasa gibi, meclis iş tüzüğü gibi burada yapılacak değişiklikler gibi önemli görüntü değişikliklerin gündeme gelmesi muhtemeldir. Tabii bununla ilgili olarak da partiler görüşlerini ortaya koyacaklar. Burada görüşmeler, tartışmalar yapılacak. Ümit ederim ki; bu dönem içerisinde bunları da gerçekleştirmek mümkün olur” ifadelerini kullandı.
‘ÇAĞDAŞ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR’
Bir gazetecinin, ‘Siyasi parti gruplarıyla ne zaman görüşmelere başlayacaksınız, bir takvim var mı?’ sorusuna Kurtulmuş, “Hemen, zaten meclis açıldıktan sonra önemli konularımızdan birisi bu olacak. Geçtiğimiz sene yaptığımız görüşmelerde hemen hemen hiçbir parti kapıyı kapatmadı. Kategorik olarak biz bu işin içerisinde ‘yokuz’ demedi. Zaten mecliste temsil edilen partilerin tamamının ya seçim beyannamelerinde ya parti programlarında ya ‘yeni anayasada’ denmiş ya da ‘anayasada köklü değişikliklerden’ bahsedilmiş. Biz zaten bu çalışmalara başlarken biraz da partilerimizin geçmiş dönemlerde ortaya koyduğu bu vaatlerinden de cesaret alarak yola çıktık. Nihayetinde Türkiye'nin özgürlükçü, demokrat, kapsayıcı, kuşatıcı ve gerçekten güçler ayrımını prensibini esas alan çağdaş bir anayasaya ihtiyaç var. Bu anayasayı yapabilirse bu meclis yapar. Burada bu süre içerisinde biz siyasi partilerle görüşmelerimizi sürdürürken şunu da gerçekleştireceğiz; herhalde bir yıl içerisinde bütün bu konular olgunlaşır. Türkiye'de sivil toplum kuruluşları, üniversitelerin özellikle hukuk camiasının bir takım kanaat grupları. Yani kimin fikri varsa onların fikirlerini tartışır. Belki de Anadolu'nun birçok farklı yerlerinde yapılan toplantılarla bu görüşlerin gündeme gelmesini temin etmemiz lazım. TBMM Başkanı olarak benim bu süreçte yapacağım şey; olgun, açık şeffaf ve herkesin işin içerisinde olduğu, herkesin görüşlerine itibar edildiği bir müzakere sürecini yürütebilmektir. Burada iyi niyetli samimi olarak görüşleri ortaya çıkarsa ben sonuç alabileceğimizi ümit ediyorum” dedi.
‘PARLAMENTODA EN YÜKSEK KONSENSÜSA ULAŞABİLMEKTİR’
Kurtulmuş, partilerin tatilden geldiğini aktararak, “Meclis bir çalışmasına başlasın. Zaten çok yoğun yasama faaliyetleri de işin içerisinde. Süratle en kısa zamanda partilerden görüşmeyi başlatırız. Anayasa yapmanın mantığı bir partilinin ya da partilerin anayasası olmaz. Partilerin anayasa teklifi olur. Dolayısıyla en doğrusu parlamentoda en yüksek konsensüsa ulaşabilmektir. Bunun için de parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin en yargısız bir şekilde bir araya gelmesi, müzakere etmesi gerekir diye düşünüyorum. Biz bu sürecin şeffaf ve açık bir şekilde yürütülmesini temin etmeye çalışıyoruz” cevabını verdi.
‘BENİM TUTUMUM MESELEYİ DEĞİŞTİRİYOR OLSA MESELENİN ÇÖZÜMÜ KOLAY’
Numan Kurtulmuş, başka bir gazetecinin, ‘Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşünülmesi gündem oldu geçen dönem. Yeni dönemde bu konuya ilişkin meclisin tutumu nasıl olacak?’ sorusuna, “Şimdi benim tutumum meseleyi değiştiriyor olsa meselenin çözümü kolay. Bunu arkadaşlarımız söylüyor da. Bunu bir televizyon programında da bunu söyledim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’nın ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin herhangi bir şekilde kendisini bir mahkeme yerine koyarak tutuklu ya da hükümlü bir sanığı, salıverme yetkisi yoktur. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin anayasadan bahsediyoruz, Türkiye'de yüksek yargı organları dahil bütün anayasal kurumların yetkilerini görev ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirme yetkisi vardır. Bunu karıştırmamak lazım. Yani bizim bir şey istiyor olmamız ya da herhangi bir arkadaşımızın bir şeyi istiyor olması başka bir şey. Ama bunun yasal zemininin mevcut olup, olmadığı da başka bir şey. Yani burada kesinleşmiş bir yargı hukuku karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kendisini yargı yerine koyarak herhangi bir şahsı zaten bırakabilme şahsın hükümlülüğünü ya da tutukluluğunu ortadan kaldırabilme imkanı yoktur. Böyle bir gücü yoktur. Ama dediğim gibi; gerekirse yüksek yargı organlarının fonksiyonlarını yeniden gözden geçirir meclis” yanıtını verdi. (DHA)
FOTOĞRAFLI