Güncelleme Tarihi:

Sedef hastalığı ile ilgili önemli bilgiler veren Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, yüzde 100 iyileşme sağlandığını da anlattı. Yılmaz, şunları söyledi: “Bu hastalık dünyada, toplumlarda yüzde 2 olarak görülüyor. Türkiye’de de aşağı yukarı ortalama böyle. Sedef, tansiyon şeker gibi kronik bir hastalıktır. Tanıyı aldıktan sonra kişi artık hayatı boyunca sedef hastası olduğunu kabul etmek durumunda. Düzenli tedavi alması gerektiği için hastalığı içselleştirmeli. Sedef hastalığının deri bulguları kızarıklık, pullanma, deride kalınlaşmadır, daha çok saçlı deri, yüz, kulak, dirseklerde, dizlerde görülüyor. Görünmeyen yerlerde bile olsa bu kişiyi olumsuz etkiliyor. Kişinin stresi ise hastalıkta artışa neden oluyor. Biz hekimler, sedef hastalarını ağır hasta olarak kabul ederiz. Hastalık bazen çocuklukta başlar, bazen erişkin dönemde. Ama kişinin hiç sedefi yokken 50’li yaşlarda çıktığı da görülebilir. Stres, ağır ameliyatlar, bazı ilaçlar sedef hastalığını tetikleyici rol oynayabilir. Ama tabi sizde sedef altyapısı yoksa her stresi olan sedef olacak diye bir şey yok.
YÜZDE 100 İYİLEŞME
Sedefte tırnak tutulumu çok ağırdır. Estetik görünüm dışında kişi günlük işlerini de yapamaz hale gelir. Hastalık bazı zamanlarda eklemi tutar, bu da kalıcı hasarlara neden olur. Kalp damarlarını, diğer damarları tutmaya başlayabilir. Sedef hastaları kimi zaman bir kısır döngüye girerler. Kişi önce dış görünüşünden dolayı kendini toplumdan soyutlar. Daha çok yer, kilo alır, alkol ve sigara gibi bağımlılıklar oluşabilir. İşin daha acı yanı tüm bunlar, hastalığı daha da alevlendirir. Bu nedenle mutlaka doktora başvurulmalı ve tedavi olunmalı. Ancak, ilaç dışında tedavi çok mümkün değil. Farklı tedavi arayışında olan hastalar çoğunlukla sömürülmüş, hastalıkları ilerlemiş ve daha çok yıkılmış olarak bize geliyorlar. Bu nedenle hastalar bilime inanmalı, çünkü artık çözüm yolu var. Yüzde 100 iyileşme, sedefsiz bir hayat mümkün. Bilinen ilaçların yanı sıra artık yeni nesil biyolojik ajanlar da mevcut. Bu ajanlar sayesinde yüzde 100 tedavilerden bahseder olduk. Sedef hastalığının teşhisini yüzde 95 hastayı görür görmez koyarız. Nadiren biyopsi alırız. Hastanın hastalığının yaygınlığı, yaşı, cinsiyeti, doğurganlık çağında olup olmadığı, hastalığın görünür yerlerde olup olmadığı, tedaviye karar vermede önemli bir etkendir. 20 yıllık sedef hastası ile 5 yıllık bir hastanın tedavisi arasında tabi ki fark var. Ne kadar erken o kadar iyi.”
