Davul-zurnanın yazıhanesi

Ankara'nın en işlek yerlerinden biri olan Ulus Hali çevresi ve Anafartalar Caddesi boyunca buldukları gölgelikleri ve köşe başlarını mesken tutan davul-zurnacılar; düğün, gelin alma, asker uğurlama, sünnet ve nişan etkinlikleri için müşterilerini bekliyor. Davul-zurna geleneğinin temsilcilerinden 54 yaşındaki Kırşehirli Duran Koylan, zurnacılığı babasından ve dedesinden devraldığını, 15 yaşından beri zurna çalarak geçimini sağladığını söyledi. Bekledikleri caddede, kuyumcu ve çeyiz alışverişi yapılan birçok dükkân olduğunu ve özellikle düğün yapacak kişilerin buraya geldiğini kaydeden Koylan, "Ankara'daki herkes bizim burada beklediğimizi bilir. Bazen gölgede bazen güneşte hatta kışın bile ekmeğimiz için burada bekliyoruz" dedi. Bu geleneği yaşatan son nesil olduklarını belirten Koylan, "Bu kültür gitgide kayboluyor. Önceden 'davul-zurna' dedin mi herkes durur seyrederdi, şimdilerde bizi dinleyen nesil azalıyor" diye konuştu.

NEREDE BİR GÖLGE BULURSAK ORADA BEKLERİZ

Salman Kapucu ise 48 yaşında. 33 yıldır bu mesleği yaptığını anlatan Kapucu, "Biz, beşiğin içindeyken davul-zurna sesiyle büyüdük. Çocukken o ses bize ninni gibi gelirdi, ağladığımızda bizi davul sesiyle sustururlardı" dedi.

Anafartalar Caddesi'nin, davul-zurnacılar için bir yazıhane gibi olduğunu belirten Kapucu, sözlerine şöyle devam etti: "Hiçbir davulcunun belli bir yeri yok, nerede bir gölge ve ağaç altı bulursak orada bekleriz. Biz yağmur çamur dinlemeden her zaman buradayız."

Yaklaşık 45 yıldır davulculuk yapan 59 yaşındaki Haydar Şakar ise, işini severek yaptığını fakat sosyal güvenceleri olmadığı için zaman zaman zorluk yaşadıklarını söyledi.