Ankara modern bir şehir

Güncelleme Tarihi:

Ankara modern bir şehir
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2020 16:43

Bir yılı aşkın bir süredir Türkiye’de görev yapan İrlanda’nın Ankara Büyükelçisi Sonya McGuinness, “Ankara çok modern bir şehir ama benim için çoğunlukla yemekle ilgili olduğunu itiraf etmeliyim. Türkiye’de yemekler fazla iyi. Benim favorim simit ve lahmacun” dedi.

Haberin Devamı

İrlanda’nın Ankara Büyükelçisi Sonya McGuinness, bir yılı aşkın bir süredir Türkiye’de görev yapıyor. Görev süresinin büyük bir kısmı pandemi gölgesinde geçse de, o iki ülke ilişkilerinin derinleşmesi için çalıştığını söylüyor. Sonya McGuinness, Ankara’daki görevi, kadın büyükelçi olmanın zorlukları, Amerikan geleneği olarak bilinen Cadılar Bayramı’nın aslında bir İrlanda geleneği olması gibi pek çok konuda Hürriyet Ankara’ya özel açıklamalar yaptı.

Ankara modern bir şehir


-Türkiye’ye büyükelçi olarak atanalı bir yıldan fazla oldu. Bu süreç nasıl geçti?

Türkiye’de o kadar çok güzel şey var ki, bazen bir yıldan çok daha kısa ve bir yıldan çok daha uzun olduğunu düşündürüyor. Çünkü ilk geldiğimde İrlanda-Türk ilişkileri kurma planları ve beklentileriyle doluydum ve sonra COVID-19 ortaya çıktı. Bu yüzden evlerimize, ofise kapalı olarak çok zaman geçirdik, bu da benim dışarı çıkıp ülkeyi görme ve Türklerle tanışma fırsatımı sınırladı. Bu yüzden pandeminin sona ermesi ve serbestçe seyahat için sabırsızlanıyorum. Türkiye’ye yerleşmek son derece kolay oldu. Her şey tanıdık ve İrlandalılar gibi Türkler de misafirperver. Hem Türk hem de İrlandalılar son derece dost canlısı. Diğer ülkeler Türklerin ne kadar dost canlısı olduğunu sıra dışı olarak yorumlasa da, biz bu misafirperverliği tamamen doğal buluyoruz. Burada benim için bir diğer önemli şey, Türkiye’de yemeklerin ne kadar iyi olduğu. Bu bir sorun çünkü yemekler fazla iyi. Benim favorim simit ve lahmacun. Ayrıca iyi geleneksel Türk kahvesi nasıl yapılır üzerinde çalışıyoruz. Bunu henüz başaramadık. Biz aynı zamanda çay içen bir milletiz. Türk halkının bir araya geldiği ve sohbet ettiği misafirperverlik, İrlanda’da çok yabancı olduğumuz bir durum değil. Kısaca özetlemek gerekirse burada çok hoş karşılandık ve mutluyuz.

Ankara modern bir şehir


YA GÜLERSİN YA AĞLARSIN

-İrlandalılar genellikle her zaman mutlu, gülümseyen ve rahat bir millet olarak bilinir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bizim tarihimiz de biraz Türk tarihi gibi. Üstesinden gelmemiz gereken o kadar çok zorluk vardı ki, neşeli olmasaydık zorluklara yenik düşerdik. Bence İrlanda tarihinde son 100 yıl, kendimizi ve dünyadaki yerimizi bulma yolculuğu oldu. Çünkü biz de, Türkiye gibi ekonomimizde yeterince başarılı olduk. Bağımsızlık bizim için çok faydalı oldu, halk olarak kim olduğumuzu keşfettik ve bu bize çok güven verdi. Çok üzücü ve zor bir geçmişimiz vardı. Bildiğiniz gibi 600 yılı aşkın bir süredir koloniydik. Nasıl bir ulus olmak istediğimizi düşünme fırsatımız oldu. Korkunç bir iklimde yaşıyoruz, yılın 6 ayı karanlık. Ya gülersin ya da ağlarsın ve biz de gülmeye karar verdik. Biz küçük bir ülkeyiz ve dünyada iş yapmanın yolu arkadaş edinmekten geçiyor. Başarılı diplomasimiz başkalarını ikna etmeye çalışıyor, başkalarını da bizimle birlikte iş yapmaya teşvik etmeye. Bunun işe yaradığını görüyoruz. Ayrıca açık bir ekonomiyiz. İrlanda’ya gelen her yabancıyı hoş karşılıyoruz. Şu an İrlanda’da 4 işçiden biri yabancı doğumlu. Bu, hem toplumumuz hem de ekonomimiz için çok faydalı.

GÜZEL HİKÂYELER VAR

-İrlanda ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerden bahsedebilir misiniz? Daha çok hangi alanlar öne çıkıyor?

Çok iyi ve sıcak ilişkilerimizin olduğunu söyleyebilirim. İki ülke de, Avrupa’nın zıt taraflarında olduğu için birbirimizi diğer ülkeler kadar görmüyoruz. Uzun süreli geleneksel bir ilişkimiz yok ama geçmişimize dair güzel hikâyelerimiz var. ‘Büyük Açlık’ döneminde yardımımıza gelen ilk insanlardan biri, yiyecek gönderen Osmanlı Sultanı Abdülmecid’dir. Bu İrlanda’da bugün bile hatırlanır. Türk bayrağındaki hilal, İrlanda’daki şehirlerden birinin sembolüdür. Bağlantıların daha da derine inmesini istiyoruz. Benim işim, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri derinleştirmek. Türkiye sadece bölgede değil, küresel olarak da önemli bir ülke. Türkiye’nin nasıl düşündüğünü önemsiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti de bizim gibi 100 yaşında, bağımsız bir millet olarak bu ikisi arasında pek çok paralellik ve çıkar görüyoruz.

-Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi, bu süreçten neler öğrendiniz?

Bunu söylemek zor, çünkü bir diplomatın ana araçlarından biri dışarı çıkıp insanlarla konuşmaktır. Türk muhataplar ile tanışmak, birebir ilişkiler kurmak zorundayız. Şu anda bilgisayarlarda daha fazla zaman geçiriyoruz ama bu bize bizim için neyin öncelikli olduğunu düşünme fırsatı verdi. Hangi konulara odaklanmamız gerektiğini düşündük. Bizim için Türkiye ile olan ilişkiyi derinleştirmek, Türkiye’nin dünyadaki motivasyonunu anlamak, sokaktaki sıradan Türk insanının umutlarını ve hırslarını anlamaktan geçmektedir.

FARKINDALIĞI ARTTIRMAM GEREKİYOR

-Büyükelçi olarak görev süreniz boyunca gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz nedir?

İrlanda’da Türkiye anlayışını inşa etmek aslında çok önemli. Tabii ki, İrlanda’nın Türkiye’de kim olduğuna dair farkındalığı arttırmam gerekiyor. Ayrıca 1 Ocak 2021’den itibaren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeyiz. Türkiye inanılmaz derecede önemli, dolayısıyla Türkiye’nin dünyadaki hedeflerinin ne olduğunu, milletlerimizin, AB’nin ve Türkiye’nin birlikte nasıl çalışabileceğini anlayabilmek ve her iki bloğun faydalarını düşünmek gerçekten çok önemli. Bu ilişkiyi derinleştirmek benim önceliğim.

-Bu işte kadın olmak ne demek? Sizin için zorlukları veya kolaylıkları oldu mu?

Elbette zor. Gün içinde, erkek meslektaşlarınızdan iki kat daha fazla çalışmanız gerekiyor çünkü ciddiye alınmanız lazım. Evlenip çocuk sahibi olduğunuzda bağlılığınızın azalacağına dair bir his vardır. Dolayısıyla, bağlılığınızın daha da güçlendiğini ve işten ayrılmayacağınızı göstermelisiniz. Kendi organizasyonumda yaş bir fark yarattı. Bakanlarımız, genel sekreterlerimiz nispeten genç ve kendini adamış kişiler. Etraflarındaki kadınlardan etkilendikleri bir dünyada büyümüşler. Yani bundan korkmuyorlar. Çeşitliliğin fayda getirdiğinin çok farkındalar ve bu avantajları görebiliyorlar. Gerçek olan, kadınların pes etmemesini sağlamak.

KADINLARIN SESİNİ DUYURMASI ÖNEMLİ

-Genç kadınlara haklarına sahip olmaları konusunda ne önerirsiniz?

Kendilerine güvenmeleri gerekir. Bu kolay değil. Kadınların konu hakkında konuşacak kadar kendinden emin hissetmeden önce konuyla ilgili her şeyi bilmeleri gerekiyor. Genellikle kadınlar konuştuğunda veya haklarını istediğinde ya da “Bunun adil olduğunu düşünmüyorum” dediğinde, diğer insanlar onlara katılacaktır, ancak siz bunu asla söylemediğiniz için, ilgi görmeniz mümkün olmayacaktır. Benim tavsiyem, neye ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüzü söylemek için sesinizi duyurmalısınız, haksız olanı söylemeniz gerekmektedir. Bazı durumlarda bunu zorla söylemeniz gerekir, bazılarında ise nazikçe. Ancak sesinizin duyulması gerçekten önemli. Kimse gelip senin fikrini sormayacak. Gönüllü olmalısın ve bu fikre güvenmelisin. Yanılıyorsan ne olmuş yani! Bir sürü insan yanılıyor, erkekler hata yapıyor, liderler hata yapıyor. Hata yapmakta sorun yok.

Haberin Devamı

TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRENMEK İSTİYORUM

Haberin Devamı

-Ankara’da boş zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?

Gerçekten istediğim, Türkiye’nin geri kalanını görmek. Ankara’ya sürüş mesafesinde bazı yerler var. Bu yüzden Gordion, Safranbolu, Eskişehir, Antalya, Kars’ı ziyaret ettim, hatta Gaziantep’e gidecek kadar şanslıydım. Türk kültürü hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatı bulmaya çalışıyorum. Türk siyaseti hakkında çok okudum ve biraz Türkçe öğrenmeye çalışıyorum. Hatta öğretmenim bana Türk şarkıcıları öğretmeye çalışıyor. Ankara çok modern bir şehir ama benim için çoğunlukla yemekle ilgili olduğunu itiraf etmeliyim.

Ankara modern bir şehir


İRLANDA İÇİN ÖZEL BİR GELENEK

Haberin Devamı

-Cadılar Bayramı’nın İrlanda için önemi nedir?

Cadılar Bayramı İrlanda’da için çok özeldir. Çocukların kapı kapı gezdiği ve şeker topladığı, oyulmuş bal kabaklarının olduğu Cadılar Bayramı, bir Amerikan geleneği olarak bilinse de aslında İrlanda kökenli bir gelenektir. İrlanda halkının kurucu ırkı Keltlerin, yılın bu zamanında birçok geleneği vardı. İrlanda’da bu mevsimde geceleri çok uzun olur. Keltler, bu döneminde yaşadığımız dünya ile ölümlülerin dünyasının birbirine çok yaklaştığına ve iki dünya arasında geçiş yapılabileceğine inanırdı. Hristiyanlıktan sonra bu gelenek devam etti. Katolik geleneğinde 1 Kasım ‘Azizler Günü’, 2 Kasım ‘Ruhlar’ günü olarak kutlanır. Aynı zamanda 31 Ekim’i Cadılar Bayramı olarak kutlamaya devam ediyoruz. Eski geleneklere büyük saygı duyuyoruz ve bugün hala çocuklar kapı kapı dolaşıp şeker topluyor. Ruhlarla ilişkisi olduğu düşünülen yaratıklara ait kostümler giyiyorlar. Cadılar Bayramı’nda oynadığımız oyunlar var. Kabakları yontup, evlerimizi dekore ediyoruz, kek pişiriyoruz ve pastanın içine yüzük yada bozuk para gibi şeyler koyuyoruz. Bunu bulan kişinin gelecek yıl içinde şanslı olacağına inanılıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!