Yeniden evleniyorum

Baktım böyle olmayacak, tamam dedim anasını satayım yeniden evleneceğim.

Bir evin hem anası hem babası, hem patronu hem aşçısı hem marangozu, hem şoförü ol, iyi tamam da nereye kadar?

Kendimi bildim bileli bu şekilde yaşamış olsam amenna ama ben analık ve aşçılık dışında bunların çoğundan uzun bir süre bihaber yaşadım.  Hal böyle olunca da sıkıldım kadın halimle erkek işlerini yapmaktan ve tekrar evlenmeye karar verdim, bu kararı ne zaman aldığımı soracak olursanız; dün gece merdiven tepesinde elimde ampul varken.

İyi hoş evleneceğim de, kiminle? Şimdi yeni tanıyacağım biriyle evlenmeye kalksam, ben adamı adam beni tanıyana dek en az bir iki sene geçecek. Eh bu yaşlarda bir iki senenin çok önemi var, bir sene demek 42 demek al sana üç kırışıklık, iki sene demek 43 al sana beş kırışıklık daha. Elalemin adamının keyfini beklerken gözünün önünde yaşlanıp gideceğim, adam da son dakika bana gol atıp kaçacak bir çıtıra. Hem ayrıca bir iki sene daha erkeklik yapmak zorunda kalacağım yine o da cabası.

Bu durumda ne yapılacak; eski telefon defteri ele alınıp A’dan Z’ye doğru taranacak... ha bir de özellikle D harfindeki sayfaya özen gösterilecek, neden mi, şundan; mümkünse yeni kocamı doktorlardan seçmek niyetindeyim; son günlerde tekrar peydahlanan panik atağıma da çare olsun diye. “Ay kocacığım, sanırım ölüyorum, baksana kalbim pır pır atıyor yine, ah bir sıcaklık da bastı içimi, ay ben fena oluyorum” gibilerinden veryansın ettiğimde  “canım karım aşkım, bu sadece panik atak, bak şimdi ben seni bir öperim kalmaz hiçbir şeyin” desin, bana sarılıp beni yatıştırsın.

D harfine gereken önemi göstermeye karar verdikten sonra başladım A harfinden.

Ali: hım okuldan hatırlıyorum yakışıklı çocuktu, 2 sene evvel mi ne Bodrum’da karşılaşmıştık, karısından boşanmıştı. Ama yok olmaz, iflas etmişti, karısı da ondan bunu terk etmişti, geç.

Arkın: ah canım ya, bak içim kötü oldu birden, geçen sene vefat etmişti kalp krizinden, geçtik.

Azim: Aman ha bu adamın adı tefeye mefeye karışmıştı, kafadan geçtik.

A harfindekilerin gerisi evli, geçelim B’ye,

Basri: of eski günler aklıma geldi, ilk flörtümdü, ilk öpücüğüm, ben 17’ydim o 32...evlenelim demişti, duyduğuma göre yaklaşık bir sene önce 4.kez evlendi, geçtik yani.

Bülent: aa bu bekâr, tipi de fena değildir ama yok bu da olmaz, anasının dibinden ayrılmaz, lafından çıkmaz, bu saatten sonra kaynana kaprisi çekemem, ana kuzusunun tekiyle ömrümü heba edemem, geç.

B’dekilerin de çoğu ya evli ya da playboy, çıtır delisi, bu sayfa da geçilecek.

C,ç derken geldim en mühimine yani D”ye,

Dr.Ali K.: jinekolog, inanılmaz yakışıklıdır, kadınlar sırf Ali’yi görmek için randevu alırlar, tüm İstanbul bilir, hem de bekar ama yok olmaz, jinekologdan koca mı olur, anladınız işte.

Dr.Kemal.Z.: yazlıktan arkadaşımdı, taş gibi de çocuktu ama iş manyağı, kendisi beyin cerrahı, günde 8 ameliyat yapar, gece eve 12’den önce gelmez, sabahın 6’sında kalkar, of hiç çekilmez, son gördüğümde “Ayşe be, evlilik hiç benlik bir şey değil” de dememiş miydi, geç.

Dr.Lütfü M.: bu da psikolog, hoş adam, hem bu da bekar ama nasıl bir evlilik olur bilemedim, ya başlarsa bu yaşımdan sonra ruh halimle oynamaya, kalkıp çocukluğuma falan inerse, hani sonra ortaya tuhaf bir sonuç çıkar mıkar, kaldıramam bu saatten sonra “Ayşe deli” derse, geç.

Böyle d,e ,f derken baktım Z’ ye gelmişim. Z’ye kadar tık yok yani, her adamın illa ki bir yamukluğu var. Her şeye rağmen ümidimi kaybetmeden başladım Z’ye göz geçirmeye.

Zekeriya Beyaz: Bir an afalladım, iyi hoş da benim gizli fihristimde hocanın telefonunun işi ne diye. Sonra dedim ki, kesin bir aşk acısı sırasında işim artık Allah’a kalmıştır, hocayı arayıp dert yanıp çevir gel duasını okumam gerektiğini bana öğütlemiştir, evet evet buydu, şimdi hatırladım.

Zeki.S.: Yok artık eski karısı sınıf arkadaşım, sonra adımız çıkar, kadınların dili sivri olur, arkamdan demesin “hım demek ki senin ta eskiden beri kocamda gözün varmış”, geç.

Ve yüreğim bir anda hop ettiiiiii, işte bu, Zafer.T, aman Allah’ım, sanırım kocamı buldum. Boy pos desen müthiş, karizma desen on numara, eğitim desen adam 2 üniversite mezunu, reklamcı, işi desen mükemmel, merkez bankası gibi para basıyor. Romantik, boşandığı son karısına Maldivler’de 100 kişilik sürpriz doğum günü partisi yapmıştı, kadın sevinçten düşüp bayılmıştı, üzerine sular döküp ayıltmıştık, hatta hediyesi olan 55metrelik tekneyi görünce bir kere daha bayılmıştı, biz yine su döküp ayıltmıştık. Tamam, işte budur, sanırım kocamı buldum. Hem ben sürprizlere karşı dayanıklıyımdır ayılıp bayılmam, tüm ömrüm sürprizler silsilesi tadında geçti zaten, idmanlıyım ben.
Aldım elime telefonu, aradım Zafer’i. Numaramı tanıyıp “dünyanın en güzel kadını, kızıl saçlı mahmur gözlüm nasılmış bakalım?” diye cevap verdi.
“Ay iyiyim, işte kem küm” dedim, başladık dertleşmeye, havadan sudan derken başladı anlatmaya, keyfi yokmuş pek, kolestrolu tavan yapmış, prostatı hayatını zehir etmeye başlamış, bu hayattan da sıkılmışmış, her şeyi görüp geçirmişmiş, şimdiki hedefi ya Tibet ya da Mısır’a gidip içine dönmekmiş. “Sen de gel, beraber gidelim” demez mi? “Aman” dedim “yok, almayayım ben, zaten yıllardır içime dönük yaşadım, şimdilerde tam tersi içimi dışıma vurmak niyetindeyim, seni öperim, yolun çık olsun canım.”

İşte böyle, elimde telefon rehberi  yine kaldım ortada, 200’e yakın adam arasından  yine bir koca bulamadım. Hatta o kadar adamı birden toplu halde gözümün önüne getirince bir an içim bir tuhaf oldu. “ayyyyyyyy” dedim, “deli misin nesin, bu yaştan sonra elalemin adamının ağız kokusu çekilir mi, eve geldi mi, gitti mi, başı mı ağrıdı, sırtı mı tutuldu, gerçekten iş yemeğinde mi, yoksa çapkınlıkta mı, onu giyme diyecek, şunu yapma diyecek, tüm hayatımı kontrol edecek…”

VE EVLENMEKTEN VAZGEÇTİM, kendi ampulümü de takarım, musluğumu da tamir ederim zaten alışmaya da başladım, böylesi daha güzel kimseye hesap vermeden yaşar giderim ben ama belli de olmaz bu işler değil mi, büyük de konuşmamak lazım.
Yazarın Tüm Yazıları