Yeni Emniyet Müdürü Özdemir’den ilk rica

ANKARA Emniyet Müdür yardımcısı olarak başarılı hizmetler veren Orhan Özdemir, bu kez il Emniyet Müdürü olarak Başkente dönüyor.

Özdemir’in bıraktığı Ankara ile bugünkü Ankara arasında fark var. Melih Gökçek, caddeleri yarış pisti ve E-5 karayoluna çevirip, kaldırımları iyice daralttığı için, yayaların yürüyecek yerleri kalmadı. Yürünebilecek kaldırımlarda ise pizzacı ve kebapçı motorları cirit atıyor.

Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’a defalarca rica etmemize rağmen bu sorun çözülmedi... Cinnah, Nenehatun, Tunalı ve başka caddelerde, kaldırımda yürürken arkanızdan gelen bir motorun altında kalabilirsiniz.

Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü plakasız kasksız ve kendilerini akrobat zanneden ve gece yarılarına kadar yüksek volümlü müzik ile etrafı rahatsız eden bu motorcularla ilgilenmiyor. Entel motorcular ise ODTÜ’ye ait Eymir Gölü’nü istila ettiler. Hafta sonları Eymir Gölü motor pisti oluyor. Gölü korumak için mücadele eden ODTÜ rektörü bunları hiç mi görmüyor? Oraya kafa dinlemeye gidenler, motor gürültüsünden oturamıyor.

Yürüyüş yapılan gölün daracık yollarını, motorcular istila etti.

Sayın Özdemir göreve başlasın ve Ankara’daki motor terörünü durdursun...

Motor mağduru yayalar

Tıp Kurumu ’su’ya ideolojik bakıyor

ANKARA Büyükşehir Belediyesi Basın Koordinatörü Avni Kavlak, Tıp Kurumu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altınok’un dünkü ’Arsenikli dedik, Gökçek dava açtı’ başlıklı yazısını şöyle yanıtlıyor:

"Hatırlanırsa, kuraklığın yoğun etkisine aldığı dönemde Büyükşehir Belediyesi, Ankara’ya 128 kilometre uzaklıktaki Kızılırmak’tan su getirmişti. Bazı sivil toplum örgütleriyle birlikte Tıp Kurumu Derneği de ’Tıp Kurumu’ adını kullanarak bu suyun içindeki arsenik miktarının insan sağlığını etkileyeceğini ve kansere neden olacağını savunarak halkı paniğe sevk etmişti.

Oysaki Kızılırmak suyu şehre verildikten sonra yapılan tüm ölçümlerde arsenik oranı en yüksek olduğu dönemde bile litrede 4 mikrogramı geçmediği kanıtlanmıştı. Bilindiği gibi Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliğine göre içme sularında arsenik sınır değeri litrede 10 mikrogramı aşmaması gerekir. Ankara’nın suyundaki arsenik oranı görüldüğü gibi normal değerlerin çok altında olmasına karşın Tıp Kurumu Derneği yöneticileri yaptıkları açıklamayla kentte bir panik havası yarattılar. Aynı derneğin yöneticileri bir TV programında (FOX TV Kadir Çelik) İzmir’de şehir suyunda arseniğin 50’lere kadar çıkmasıyla ilgili de ’Bunun insanlar için bir sıkıntı yaratmayacağını’ iddia etmişlerdi. Bu dernek yöneticilerine göre, Ankara’da sınır değerlerinin çok altındaki arsenik öldürüyor, İzmir’de 50 arsenik sıkıntı vermiyor. Bunun neresi bilimsel gerçek? Bilimsel gerçek Ankara’da başka, İzmir’de başka mı oluyor? "Bilimsel değerleri Dünya Sağlık Örgütü belirlemiyor da, bu dernek mi belirliyor acaba" diye sormak gerekmez mi?

Bu asılsız iddialara, bu ideolojik bakış açısıyla, yanlış bilgilerle halkı paniğe sevk eden, yanlış, yönlendiren dernek yöneticileri için Başkan Melih Gökçek ne yapmış?

Hukuk yolunu seçmiş, yargıya başvurmuş. Savcılık da yapılan başvuru üzerine dava açılmasını kararlaştırmış.

Sayın dernek yöneticisi de bunu "Türkiye’de gerçek demokrasi olmadığı" şeklinde yorumlamış. Demokratik ülkelerde, tüm toplumu ilgilendiren konularda halkı paniğe sevk edenlere, kişiye hakaret edenlere başka türlü bir yöntem mi uygulanıyor acaba?"

GÜNÜN SÖZÜ

"Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız."

(Concifyus)
Yazarın Tüm Yazıları