Yeni dünyada yeni Türkiye

Enis BERBEROĞLU

Başkent sokaklarını araç konvoyları ile trafiğe kapatan sakallı, çarşaflı göstericilerle, Refahyol'u iktidardan eden parlamento dışı muhalefet güçleri arasında ne fark var?

Hayır lütfen hemen şekil şartına takılmayın...

Kılık-kıyafet farkı, o ilkel ilerici-gerici etiketini bile haklı kılmaz.

Unutmayın ki, İslami kesim Türkiye'nin en fazla okuyan vatandaşlarını barındırıyor. Yüksek teknoloji merakı, imam hatip eylemlerinin İnternet sayfalarına yansıması ile kanıtlanıyor.

Refah ile bu partiye karşı çıkan cephenin tek farkı yeni dünya düzeninde seçilen adreslerden kaynaklanıyor. Yeni dünya düzeninin eleştirilecek çok yanı var. Ama üç ana ilkesine katılmamak mümkün değil: 1) Şeffaf devlet 2) Temiz para 3) Merkeze değil, yerinden yönetime otorite ve insan hakları...

Refah iktidarı işte bu üç ana ilkeyi ıskaladığı için hem dış dünyada, hem de Türkiye'de tecrit oldu, yalnız kaldı...

***

Unutmayın ki, Susurluk ilişkilerinin üstünü örtmeye çalışan Refah Partisi'dir.

Tansu Çiller'in yolsuzluk dosyalarını kapatan, İslami kuryelerle para taşıyan Kombassan'ı, Yimpaş'ı himaye eden yine aynı partidir.

İmam hatip liselerini tek tip insan yetiştiren ordu karargâhı sayan, Metin Göktepe cinayetine, cezaevlerinde açlık grevlerine duyarsız kalan yine Refah'tır...

Refah'ın bu sabıka dosyası, her türlü toplumsal eyleminde ayağına dolanacaktır. Kitlesi dışında taraftar bulmasına engel olacaktır.

Yeni dünyada yeni Türkiye isteyenler bırakın Refah saflarına katılmayı, eylemlerine destek vermeyecektir.

***

Yeni dünya düzeninin laf salatası olmadığına iyi bir örnek, dün Ankara'da Türk ile Bulgar Genelkurmay Başkanları arasında imzalanan savunma ve askeri işbirliği anlaşmasıdır.

Sadece 20 yıl kadar önceye dönelim...

Türkiye'deki sağ-sol kavgasında kullanılan silahların neredeyse tamamı, kamu kuruluşu niteliğindeki Bulgar şirketleri tarafından kaçak olarak getiriliyordu... Tıpkı Amerikan sigaraları gibi.

12 Eylül'den hemen sonra Sofya'nın Vitoşya Oteli'nde çok sayıda ülkenin yeraltı dünyasından gelen temsilcilerle Suç Zirvesi bile toplandı. Bu toplantıda Türkiye'ye dönük kıymetli maden ve sigara kaçakçılığı, kurulan yeni bir kartele bırakıldı.

Sonra sıra Bulgaristan Türkleri'nin zorla ismini değiştirmeye, Türkiye'nin restine ve soydaşların göçüne kadar geldi. Hani, Bulgaristan Varşova Paktı'na, Türkiye NATO'ya dahil olmasa savaş an meselesiydi...

Oysa Sovyet imparatorluğunun çökmesi oyunun kurallarını bir gecede değiştirdi. Varşova Paktı ortadan kalkınca, Bulgaristan yeni ittifakların peşine düştü, Türkiye ile dostluk kurmaya çalıştı.

Türkiye genişleyen NATO'ya komşusu Bulgaristan ve Romanya'nın kabul edilmesi için lobi yapmaya başladı.

Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı Belçika'da, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Paris'te bu yönde girişimde bulundu.

Demirel'in davetlisi olarak Ankara'da bulunan Bulgaristan Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov resmi ziyareti sırasında Bulgaristan'dan göç etmek zorunda kalan Türkler'den özür diledi...

***

Dünya değişiyor.

Yeni Türkiye'de ‘‘İmam hatip liseme dokunma'' türünden sloganlar fazla anlam ifade etmiyor.

Çünkü orta kısımları kapatılacak olan tek kurum bu liseler değil.